Farnaz Fassihi, Alissa J. Rubin ve Russell Goldman / The New York Times
İran İçişleri Bakanlığı'nın cumartesi günü yaptığı açıklamaya göre, zorunlu başörtüsü yasası da dahil olmak üzere İran hükümetinin birçok politikasını eleştiren reformist bir aday, gelecek hafta ülkenin cumhurbaşkanlığı için yapılacak ikinci tur seçiminde sertlik yanlısı bir muhafazakara karşı yarışacak. İkinci tur, bir önceki lider İbrahim Reisi'nin geçen ay bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından yapılan özel oylamayı takip ediyor.
Çoğunluk oy kullanmadı
Reformcu Mesud Pezeşkiyan ile aşırı muhafazakar eski nükleer müzakereci Said Celili'yi karşı karşıya getirecek ikinci tur oylama 5 Temmuz'da yapılacak. İran yasalarına göre kazanan adayın kullanılan oyların yüzde 50'sinden fazlasını alması gerekiyor. İçişleri bakanlığına göre İranlıların yüzde 60 gibi büyük bir çoğunluğu, analistlerin ve adayların anlamlı bir değişim taleplerini görmezden gelen hükümete karşı bir protesto eylemi olduğunu söylediği seçimlerde oy kullanmadı.
İran'ın önde gelen ekonomistlerinden Siamak Ghassemi sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada seçmenlerin açık bir mesaj verdiğini söyledi. Ghassemi, "Reformistlerin ve muhafazakârların tüm güçleriyle sahaya çıktığı en çekişmeli cumhurbaşkanlığı seçimlerinden birinde, İranlıların yüzde 60'lık çoğunluğu reformistle de ve muhafazakârlarla işleri olmadığını gösterdi" dedi. İran, iç karışıklıklardan uluslararası gerginliklere kadar birçok zorlukla karşı karşıya. Ekonomisi Batı'nın cezalandırıcı yaptırımları altında çöküyor, vatandaşlarının özgürlükleri giderek kısıtlanıyor ve dış politikası büyük ölçüde sertlik yanlısı liderler tarafından şekillendiriliyor.
Başlangıçta beşi muhafazakar ve biri reformist olmak üzere altı adayın yer aldığı seçim kampanyası, bu konuların açık yüreklilikle tartışılması ve kamuoyunun statükoya saldırmaya istekli olmasıyla dikkat çekti. Konuşmalarda, televizyon tartışmalarında ve yuvarlak masa toplantılarında adaylar hükümet politikalarını eleştirdi ve İran'ın ekonomik beklentilerine ilişkin pembe resmi değerlendirmeleri zararlı hayaller olarak alaya aldı.
Düşük katılım yönetime bir darbe oldu
Halkın yeni cumhurbaşkanının değişim yaratma kabiliyetine dair memnuniyetsizliği, cumhurbaşkanlığı seçimleri için tarihi düşük bir oran olan ve bu yılki parlamento seçimlerinde bildirilen yüzde 41'lik seviyenin bile altında kalan düşük katılım oranına yansıdı. Düşük katılım oranı, seçime katılımı seçimin meşruiyetinin bir göstergesi haline getiren ve yüzde 50'lik bir katılım oranına ulaşmayı umut eden ülkeyi yöneten din adamları için bir darbe olacaktır.
Cumartesi günü açıklanan resmi sonuçlara göre Pezeşkiyan 10.4 milyon oyla (yüzde 42.4) birinci olurken onu 9.4 milyon oyla (yüzde 38.6) Celili takip etti. Üçüncü bir muhafazakar aday, mevcut meclis başkanı ve eski Tahran belediye başkanı Muhammed Bakır Galibaf ise 3.3 milyon oyla (yüzde 13.8) uzak ara üçüncü oldu. Siyasi yelpazenin farklı uçlarını temsil eden iki aday arasında yapılacak ikinci turun, çok sayıda İranlının adayları tamamen reddetmek istedikleri bir sistemin parçası olarak gördükleri bir ortamda, daha fazla seçmeni sandığa gitmeye teşvik edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor.
"Aramızda fark olmadığını düşünüyorlar"
Tahran'da Pezeşkiyan'ın kampanyasında çalışan analist Mohammad Mobin cumartesi günü yaptığı açıklamada, "Bu çok zorlu bir hafta olacak. Seçmenleri dışarı çıkarmak için stratejik olmalıyız" dedi. Mobin muhafazakârlar için de "İnsanlar bizimle onlar arasında bir fark olmadığını düşünüyor" diye ekledi. Basit matematik, Celili'nin Galibaf'ın oylarını alması halinde yüzde 50'yi aşacağını gösteriyor. Ancak daha önce yapılan anketlerde, Galibaf'a oy verenlerin çoğu Celili'yi desteklemeyeceklerini söylemişti. Pezeşkiyan da Celili'nin cumhurbaşkanlığı ihtimalinden korkanlardan oy toplayabilir.
Cumartesi günü Tahran'ın kuzeyindeki bir mahallede bir grup erkek kahve eşliğinde seçim sonuçlarını ve ikinci tura ilişkin beklentileri tartıştı. 36 yaşındaki Farzad Jafari bir sonraki oylamaya katılımın daha yüksek olacağını tahmin ediyor. O ve diğerleri ayrıca Celili'nin kafa kafaya bir yarışta muhafazakar oyları birleştirip birleştiremeyeceğini ya da Pezeşkiyan tarafından sunulan reformist seçeneği desteklemek için daha fazla seçmenin ortaya çıkıp çıkmayacağını tartıştılar. Jafari, kendisi gibi cuma günkü oylamaya katılmayanların birçoğunun ikinci tur için fikir değiştirebileceğini düşündüğünü söyledi. Jafari, "Hiç oy kullanmak istemedim çünkü yarışta olması gerekenleri dışladılar, bunlar çoğunlukla reformculardı. Ama bir sonraki turda daha fazla insan oy kullanacak ve boş oy verenler ya da oy kullanmayanlar gelecek" ifadelerini kullandı.
Hamaney'e en yakın aday
İranlı liderler iç baskıların yanı sıra bölgede de oldukça çalkantılı bir dönemden geçiyorlar: İsrail'in Gazze Şeridi'nde İran destekli Hamas'a karşı yürüttüğü savaş ve İsrail ile Hizbullah arasında tırmanan çatışmalar İran'ın iki vekil gücünü ezeli düşmanı İsrail ile karşı karşıya getiriyor. Kampanyanın eleştirel söylemine rağmen, adayların hepsi İran siyaset kurumunun üyeleriydi ve din adamları ve hukukçulardan oluşan bir komite tarafından adaylıkları onaylanmıştı. Pezeşkiyan hariç hepsi ülkenin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'e yakın muhafazakârlar olarak kabul ediliyordu.
Celili muhtemelen Hamaney'e en yakın aday. Aşırı sağcı Paydari partisinin lideri olan Celili, iç ve dış politika söz konusu olduğunda ülkenin en sert ideolojik görüşlerini temsil ediyor. Celili, İran'ın ekonomik başarı için ABD ile müzakere etmesi gerektiğine inanmadığını söyledi. Pezeşkiyan kalp cerrahı ve İran-Irak savaşı gazisi olup parlamentoda ve İran'ın sağlık bakanı olarak görev yaptı. Karısı bir trafik kazasında öldükten sonra çocuklarını bekar bir baba olarak yetiştirdi ve bir daha evlenmedi. Bu ve İran'ın etnik azınlıklarından biri olan Azeri kimliği onu pek çok seçmene sevdirdi.
Eski reformist cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi tarafından desteklenen Pezeşkiyan, Batı ile nükleer müzakerelere açık olduğunu ifade etti ve tartışmayı, nükleer ve balistik füze programları nedeniyle uygulanan ekonomik yaptırımlardan kurtulmayı amaçlayan ekonomik bir mesele olarak çerçevelendirdi. Kamuoyu önünde yaşanan sert tartışmaların ardından Halibaf cumartesi günü Celili'yi destekleyen bir açıklama yayınladı ve seçmenlerinden muhafazakar kampın zaferini garantilemek için aynısını yapmalarını istedi. Hamaney, muhafazakar bir ismin kazanma şansını arttırmak için kendi bakış açısını yansıtan ve Reisi'nin sert gündemini devam ettirecek bir ikinci yönetici istediğinin sinyalini verdi.
Seçime katılımın düşük olması, hükümetin değişim talep eden protestoculara yönelik şiddetli baskıları ve onlarca yıldır devam eden yaptırımların ülke ekonomisine verdiği zarara yetersiz yanıt vererek İranlıların alım gücünü düşürmesi nedeniyle hayal kırıklığı yaşayan İranlılar arasındaki yaygın ilgisizliği yansıtıyordu. Gazze'de ABD müttefiki İsrail ile Hamas arasındaki savaş ABD, İran ve İran'ın yabancı vekillerini daha yakın bir çatışmanın içine çekti. İran bu grupları kullanmayı gücünü arttırmanın bir yolu olarak görse de özellikle şehirlerde yaşayan pek çok vatandaş liderlerinin stratejisine pek değer vermiyor ve ekonominin ancak sürekli diplomasi ve yaptırımların kaldırılmasıyla düzeleceğine inanıyor.
Tahran'da bir kahve dükkanı sahibi olan 38 yaşındaki Vahid Arafati, cuma günü oy kullandıktan sonra "Üçüncü dünya ülkesindeyiz ve bu kadar zenginliğin üzerinde oturuyoruz. Örneğin Arap ülkeleri zenginliklerinden faydalanıyor ama bizim politikalarımızla hiçbir şey elde edemiyoruz" dedi. Fazla bir değişiklik beklemiyorsa neden oy verdiği sorulduğunda, "Biraz umudum var" diye yanıt verdi. Bir süre durakladıktan sonra ekledi: Biraz umutlu olmak iyi değil mi?
© 2024 The New York Times Company