Mark Walker / New York Times
Alaska Havayolları’nın Boeing 737 Max 9 uçağının gökyüzündeyken gövdesinden bir parçanın kopmasını araştıran yetkililer çıkmaza girdi. Uçağın kokpit ses kayıt cihazı ele geçirilmeden önce kendini sıfırlaması soruşturmayı engelliyor. Soruşturmayı yürüten Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu yıllardır ses kayıt cihazlarının kendilerini otomatik olarak sıfırlamadan önce 25 saate kadar ses kaydedecek şekilde programlanmasını tavsiye ediyor, ancak Federal Havacılık İdaresi (FAA) daha uzun kayıtları zorunlu kılma konusunda isteksiz davranıyor.
FAA geçtiğimiz ay yeni uçaklara 25 saatlik kayıt cihazı takılmasını önermiş ancak bu cihazların mevcut ABD uçak filosuna eklenmesinin çok pahalıya mal olacağını savunmuştu. Bir pilot sendikası ise kayıtların kamuya açıklanmasını yasaklayacak önlemler getirilmediği sürece 25 saatlik kayıtlara geçilmesine karşı çıktı.
Güvenlik kurulu başkanı Jennifer Homendy, kurum müfettişlerinin 2018'den bu yana kokpit ses kayıt cihazının üzerine yeniden kayıt alındığını ve kritik kayıtların kaybolduğu 10 soruşturma yürüttüğünü söyledi. Ses kayıt cihazları, müfettişlerin kazaya yol açan olayları yeniden yapılandırırken, kazanın nedenini tespit etmek için kullandıkları en önemli kanıtlar arasında yer alıyor.
"Kayıt cihazı olmadan çok şey kaybediyoruz"
Homendy, Alaska Havayolları uçağının Portland’dan kalkışından kısa bir süre sonra mürettebatın duyduğu patlama sesi de dahil olmak üzere pek çok önemli bilgi içereceğini söyledi. Homendy kaydın, araştırmacıların olay sırasında mürettebat arasındaki diyaloğu duymalarını ve kokpitteki sesli uyarılar da dahil olmak üzere herhangi bir iletişim sorununu tespit etmelerini sağlayacağını söyledi. Homendy, "Kokpit kaydında uçuş ekibinin diyalogları dışında elde edebileceğimiz çok fazla bilgi var. Bu, güvenliği artırmak için önemli bir kanıt parçası. O olmadan ifadelerden elde ettiğimiz bilgileri bir araya getiriyoruz ve çok şey kaybediyoruz” dedi.
Uçuş ekibi müfettişlere, acil durum kontrol listelerini gözden geçirmeye, hava trafik kontrolüyle iletişim kurmaya ve uçağı yere indirmeye odaklanmışken herhangi bir uyarı duymadıklarını söyledi. Homendy, "Hatırlamadıkları şeye dair elimizde hiçbir kanıt yok. Yani herhangi bir sözlü uyarı hatası olsa bundan haberimiz olamayacak” dedi.
Alaska Havayolları yaptığı açıklamada, aktif soruşturma nedeniyle kokpit kayıt cihazından gelen sesin neden zamanında kurtarılamadığı konusunda yorum yapamayacağını söyledi. Ancak havayolu şirketi FAA'nın kayıt süresini uzatma önerisini memnuniyetle karşıladığını da sözlerine ekledi. Havayolu, "ABD havayolu endüstrisini uluslararası düzenlemelerle daha uyumlu hale getirecek olan bu çabayı destekliyoruz" dedi.
Diğer ülkelerden geri kaldı
Amerika Birleşik Devletleri, ticari uçaklarda daha uzun ses kayıtlarının kullanılmasını zorunlu kılma konusunda dünyanın büyük bir kısmının gerisinde kaldı. Birleşmiş Milletler'in bir kolu olan Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü 2016 yılında, 2021'den itibaren tüm yeni uçaklarda son 25 saatlik sesi alabilen kayıt cihazlarını zorunlu kıldı. Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı'nın 25 saatlik zorunluluğu yeni uçaklar için Ocak 2021'de yürürlüğe girdi.
Kokpit ses cihazı pilotlar uçağı çalıştırdığı anda kayda başlar. Bu sayede pilotların uçuş öncesi kontrolleri, yolcuların uçağa binişi ve mürettebat kalkışa hazırlanırken yapılan diğer faaliyetler kayıt altına alınabiliyor.
Alaska uçağında sigortayı kapatmadılar
Mevcut iki saatlik sınır, kayıt cihazının kısa uçuşlarda bile sıfırlanıp kaydın üzerine yeniden kayıt alabileceği anlamına geliyor. İki saatlik sınıra ulaşan kayıt cihazları otomatik olarak baştan kayıt almaya başlıyor. Kayıt cihazları bir kaza olduğunda otomatik olarak duracak şekilde tasarlanmıştır, ancak Alaska Havayolları'nın 737 Max 9 uçağındaki gibi olaylarda durmazlar. Bu gibi durumlarda, cihazın yeniden başlamasını önlemek için birinin uçaktaki sigortayı kapatması gerekir. Alaska uçuşunda bu yapılmadı.
Güvenlik kurulu, 2017 yılında San Francisco Uluslararası Havalimanı'nda Air Canada uçağının pist yerine rule yoluna inmesi sonrasında kayıt süresinin artırılmasını önermeye başladı. O esnada yolcu yüklü dört uçak rule yolunda bekliyordu. Olay tarihteki en kötü havacılık felaketlerinden biri olabilirdi. Yetkililer ise o sırada kokpitte neler olup bittiğine dair hala hiçbir fikre sahip değiller çünkü kayıt cihazı ele geçirilmeden önce otomatik olarak kendi üzerine kayıt almaya başlamıştı.
Maliyeti yüksek
FAA aralık ayında yeni uçakların 25 saatlik ses kayıt cihazlarıyla donatılmasını gerektiren bir kural önerdi ancak Ulusal Ulaştırma Güvenliği Kurulu’nun önerdiği gibi ticari havayolu şirketlerinin kayıt cihazlarını tüm uçaklara takmasını zorunlu kılmaktan kaçındı. FAA, her uçağa kayıt cihazı takmanın 741 milyon dolara mal olacağını tahmin ediyor. Yeni kayıt cihazlarının sadece yeni uçaklara yerleştirilmesi ise 196 milyon dolara mal olacak. FAA'dan yapılan açıklamada, "Önerilen kuralımız Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ve Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı tarafından belirlenen düzenlemelerle uyumludur" denildi.
Dört yıl içinde süresi 25 saate çıkarılacak
Homendy hayat kurtarmanın her türlü mali kaygıdan daha ağır basması gerektiğini söyleyerek feci bir uçak kazasının kalıcı etkisinin bir güvenlik yükseltmesinin anlık maliyetinden çok daha büyük olacağına dikkat çekti. Homendy, "Maliyet sadece parasal açıdan değil, şirketin itibarı, üreticinin, tedarikçilerin ve ilgili diğer herkesin itibarı ve halkın ABD havacılık sistemine olan güveni açısından da önemli olacaktır. İlk kaybedilecek olan bunlardır” dedi. ABD meclisi de konuya dikkat çekti. FAA'nın yeniden yetkilendirilmesi için Meclis ve Senato'da bekleyen tasarılar, kayıt süresini dört yıl içinde tüm uçaklarda 25 saate uzatacak.
© 2024 The New York Times Company