Max Bearak / New York Times
Yunanistan on yıl önce mali kriz nedeniyle ekonomisini yeniden düşünmek zorunda kaldığında yeşil enerjiye büyük yatırım yaptı. Bir Yunan çevreci, o zamandan bu yana Yunanistan'ın enerji dönüşümünün “neredeyse ütopik hissettirecek” kadar hızlı olduğunu söylüyor. Dağlık sırtlar ve kurak adalar, bugün ülkenin elektriğinin neredeyse üçte ikisini sağlayan rüzgar türbinleri ve güneş panelleriyle kaplı.
Ancak şimdi Yunanistan kasıtlı olarak fosil yakıtlara geri dönüyor ve bu sadece evde yakmak için değil. Bu kez Avrupa'nın ana doğal gaz tedarikçilerinden biri haline gelebileceğini ve bunun büyük bir kısmının Amerika Birleşik Devletleri'nden sevk edileceğini iddia ediyor. Hem Yunanistan hem de Avrupa Birliği sübvansiyonları, ülkeyi boydan boya geçen ve önümüzdeki on yıllar boyunca Orta ve Doğu Avrupa'nın geniş bir kesimine gaz gönderecek olan yepyeni bir ithalat terminaline bağlanan yeni boru hatlarını finanse etti.
1,5 trilyon dolar harcanacak
Yunanistan'daki yatırımlar, dünya çapında doğal gaza yapılan ve iklim değişikliği açısından önemli sonuçlar doğuracak yatırımların bir parçası. Global Energy Monitor'e göre önümüzdeki yıllarda boru hatları ve terminallerin inşası için yaklaşık 1,5 trilyon dolar harcanacak. Bu harcamaların yüzde yirmisi Avrupa'da yapılacak.
Dünyanın gaza yönelmesi, küresel iklim müzakerelerini giderek daha fazla tanımlayan bir tür riskten korunma yöntemine işaret ediyor: Ülkeler fosil yakıtlardan mümkün olduğunca hızlı bir şekilde uzaklaşmanın gerekliliği konusunda anlaşırken, neredeyse tüm büyük ekonomik güçler gazı bir “geçiş yakıtı” olarak teşvik ediyor.
Gazın daha güvenilir olduğu savunuluyor
Gazın savunucuları, gazın kömür ve petrolden daha temiz olduğunu ve rüzgar ya da güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından daha güvenilir olduğunu savunuyor. Eleştirmenler ise yenilenebilir enerji kaynaklarının giderek daha uygun fiyatlı olduğunu ve Avrupa'nın Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini takip eden enerji krizi sırasında toplu olarak trilyonlarca dolar ek harcama yaparak öğrenmiş olması gerektiği gibi gazın güvenilir olmadığını, hükümet kasalarını boşalttığını ve elektrik fiyatlarının yükselmesine neden olduğunu söylüyor.
İklimi tehdit ediyor
Doğal gaz iki açıdan iklimi tehdit ediyor. Yakıldığında dünyayı ısıtan başlıca sera gazı olan karbondioksit üretir. Ayrıca büyük ama bilinmeyen miktarlarda yanmadan atmosfere sızar ve burada son derece güçlü ama daha kısa vadeli gezegeni ısıtıcı etkilere sahiptir. Bu endişeler, Biden yönetiminin bu yıl iklim üzerindeki etkilerini değerlendirirken yeni ihracat terminalleri için izin vermeyi durdurmasına neden oldu.
Ancak Amerika Birleşik Devletleri hala açık ara dünyanın en büyük gaz ihracatçısı konumunda. Ve bu endişeler, yönetimin Yunanistan'ın Avrupa'daki Amerikan gaz ihracatı için yeni bir merkez olması için baskı yapmasını engellemedi. Bu anlaşmayla Yunanistan milyarlarca dolarlık ağır sübvansiyonlu doğalgaz altyapısına kavuşuyor ama asıl kazanç mali değil siyasi. Yunanistan kendisini Avrupa'nın enerji güvenliğinin merkezi olarak konumlandırıyor ve Batı'nın Rusya'yı izole etme stratejisinde kilit bir rol oynuyor.
Asıl parayı Amerikan gaz şirketleri kazanacak. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden bu yana Amerika Birleşik Devletleri Avrupa'ya sıvılaştırılmış doğal gaz ya da LNG ihracatını iki katından fazla arttırarak yaklaşık 100 milyar dolarlık ticarete imza attı. Yunanistan'da en yeni merkez, ülkenin kuzey kıyısındaki yüzen bir gaz terminali. Bir zamanlar devasa bir tanker olan bu tesis, bugün sadece çapalarla değil, aynı zamanda Avrupa'ya uzanan kolları olan bir denizaltı boru hattına olan bağlantısıyla da yerinde sabit duruyor.
Rus gazının doğal ikamesi
Nisan ayında ilk LNG teslimatı Körfez Kıyısı'ndan geldi. Terminalin işletmecileri, tedarikin yarısından fazlasının ABD'den geleceğini umuyor. ABD'nin eski Yunanistan ve Ukrayna Büyükelçisi Geoffrey R. Pyatt, bu ay New York'ta Akdeniz enerji kaynakları üzerine düzenlenen özel bir etkinlikte yaptığı konuşmada bu terminalin değerli olduğunu söyledi. Pyatt şu anda Dışişleri Bakanlığı'nın en üst düzey enerji yetkilisi.
Hem Yunanistan hem de Ukrayna'yı yakından tanıyan Pyatt, Yunanistan'ın bir ithalat merkezi olarak yeni statüsünün tasarlanmasına yardımcı oldu. Önemli bir faktör de aciliyetti. Ukrayna, malum nedenlerden ötürü, Rusya'nın kendi toprakları üzerinden gaz pompalamasına izin veren bir anlaşmanın bu yıl sona ermesine izin verecek. O ve diğer ABD'li yetkililer Avrupa ülkelerine Yunanistan'ın yeni terminalini ve boru hatlarını kullanmaları için lobi yaparak Amerikan LNG'sini Rus gazının (Rus petrolünün aksine AB'de yasaklanmadı) doğal bir ikamesi olarak tanıttılar.
Yeni yüzer terminali işleten Gastrade şirketinin başında bulunan Kostis Sifnaios, “Bunu söylemek talihsizlik ama savaş bize talep yarattı. ABD'nin Ukrayna'ya, Bulgaristan'a, Moldova'ya ve benzerlerine verdiği parayı düşünürsem, bir şekilde geri ödenmesi gerekecek, değil mi? Bu yüzden bu bölgeye bu kadar çok Amerikan LNG'si aktığını görüyorsunuz” dedi.
Asıl pazar Balkanlar ve Orta Avrupa
Sifnaios, Pyatt ve diğer yetkililerin “Sırbistan, Bulgaristan ve Kuzey Makedonya gibi ülkelerde aktif olarak lobi faaliyetleri yürüttüklerini ve onları yeni terminalden gaz almak için rezervasyon yapmaya teşvik ettiklerini” hatırlattı. Ukrayna bile potansiyel bir müşteri. Ancak asıl pazar Balkanlar ve Orta Avrupa'da. Bulgaristan ve Sırbistan gibi Balkan ülkeleri yenilenebilir enerjiye geçişte kıtanın geri kalanının gerisinde.
Enerji analistlerinin yanı sıra çevreciler de bu ülkelerin gaza erişiminin kolaylaştırılmasının yenilenebilir enerji kaynaklarının inşasını caydırabileceği ve aralarındaki yoksul ülkeleri gaz piyasasının son yıllarda yaşadığı fiyat şoklarına daha açık hale getirebileceği endişesini dile getiriyor. Avrupa'daki fosil yakıt çıkarlarını inceleyen bir kuruluş olan ReCommon'da bölge uzmanı olan Antonio Tricarico, “Balkanlar aslında son 20 yıldır Avrupa tarafından yatırım için atlandı. Şimdi dikkat çekiyorlarmış gibi görünse de, aslında yine atlanıyorlar, bu kez yenilenebilir enerjiye yardım etmek yerine gaza bağlanarak” dedi.
Yeni boru hatları
Geçtiğimiz günlerde, Yunanistan'ın Arnavutluk sınırı yakınlarındaki ücra bir ormanda, işçiler ormanın içinden geçen geniş bir patika boyunca hızla ilerleyen bir dizi patlama gerçekleştirdiler. Dinamit, yeni bir boru hattı için hendek kazılmasına yardımcı olacaktı. Sadece birkaç düzine metre ötede, Hazar Denizi'ndeki gaz sahalarından İtalya'ya uzanan yeni bir boru hattının Yunanistan'dan geçtiği başka bir yarık ormanı kesiyor. Yakında, bu ağı komşu Kuzey Makedonya'ya bağlayacak bir başka boru hattı daha inşa edilecek.
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü ve AB'nin iç enerji düzenleme ajansı, Avrupa'daki LNG talebinin bu yıl zirveye ulaşacağını öngörüyor, çünkü Avrupa'nın en büyük ekonomileri gaza yatırım yaparken aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarını da hızla geliştiriyorlar. 2030 yılına kadar Avrupa'nın ihtiyaç duyacağının neredeyse üç katı kadar LNG ithalat kapasitesine sahip olacağı öngörülüyor.
“Kamu sübvansiyonları olmadan zor”
Eğer bu tahminler doğru çıkarsa, Avrupa şu anda kamu fonlarını jeopolitik adına para kazandırmayacağını bildiği gaz projelerine yönlendiriyor demektir. Bir dereceye kadar bu zaten doğru. AB'nin Yunanistan'ın yüzer gaz terminalinin inşası için 180 milyon dolar hibe etme kararında, “projenin yardım tedbiri olmadan mali açıdan karlı olmayacağı” belirtildi. Tricarico, “Kamu sübvansiyonları olmadan tüm bunların gerçekleşmesi çok zor” dedi.
ABD ve Avrupa'nın Rusya'yı mali olarak izole etmek için Yunanistan'ı kullanma arzusuna rağmen, Yunanistan üzerinden Avrupa'ya ulaşan gazın en azından bir kısmı Rus gazı olmaya devam edecek. Macaristan ve Slovakya gibi Batı ile Rusya arasındaki jeopolitik uçurumda yer alan ülkeler, Ukrayna üzerinden geçen boru hattı kapandıktan sonra bile Rus gazı almaya devam edeceklerini söylüyorlar. Sifnaios, “Rusya'dan sipariş ederlerse, onları reddedecek değiliz” dedi.
© 2024 The New York Times Company