David E. Sanger - Steven Erlanger / The New York Times
Batılı liderler geçtiğimiz üç gün boyunca Münih'te bir araya gelirken, Başkan Vladimir Putin'in onlara bir mesajı vardı: Şu ana kadar yaptıkları hiçbir şey -yaptırımlar, kınamalar, kuşatma girişimleri- Putin'in mevcut dünya düzenini bozma niyetini değiştirmeyecek.
Rusya, Ukrayna'da yaklaşık bir yıldır ilk büyük kazanımını elde ederek, her iki taraf için de büyük bir insani kayıpla harabeye dönmüş Avdiyivka şehrini ele geçirdi; yollara saçılan cesetler, belki de 2 yıllık savaşta yeni bir gidişata dair bir uyarı niteliğindeydi. Alexei Navalny'nin Kuzey Kutbu'ndaki ücra bir hapishanede şüpheli bir şekilde ölmesi, seçimler yaklaşırken Putin'in hiçbir muhalefete tahammül etmeyeceğini daha da netleştirdi.
Ve geçtiğimiz günlerde Amerika'nın Putin'in uzaya nükleer bir silah yerleştirmeyi planlıyor olabileceğini keşfetmesi - Putin'in köşeye sıkışması halinde küresel iletişimi yok edecek bir bomba hazırlığında olması - dikkat çeken bir gelişme oldu.
'ABD Avrupa'yı yalnız bırakabilir' korkusu
Münih'te bir araya gelen liderler beklemedikleri yüzleşmelerle karşı karşıya kaldıkça, endişeler giderek tırmandı. Putin'in bir sonraki olası hamlelerine ilişkin uyarılar, Avrupa'nın 75 yıldır savunma stratejisinin merkezinde yer alan tek güç olan ABD tarafından yakında terk edilebileceğine dair artan endişeleriyle karıştı.
Münih Güvenlik Konferansı'nda, Kongre'nin Ukrayna'ya yeni silahlar için fon bulmakta başarısız olup olmayacağı ve eğer bulursa Ukraynalıların ne kadar dayanabileceği sorusunun konuşulmadığı bir saat bile geçmedi. Donald Trump'ın adı nadiren anılsa da, NATO'dan çekilme ve Rusya'nın son zamanlarda dozunu artırdığı tehditleri gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği sorusu zirvenin büyük bölümüne damgasını vurdu.
Avrupa Rusya karşısında ağır kaldı
Ancak Avrupalı liderler de yeni gerçeklere ne kadar yavaş tepki verdiklerini hissediyor gibiydi. Avrupa'nın yeni bir savaş dönemi için kendi güçlerini yeniden inşa etme planlarının doğru yönde ilerlediğini söyleyen liderler, bunun beş yıl ya da daha fazla zaman alacağını, Rusya'nın Ukrayna'yı ezmesi ve Trump'ın ittifakın altını oyması halinde bu zamana sahip olamayacaklarını ekledi.
Rusya bir yılda tabloyu 180 derece değiştirdi
Bu ruh hali, aynı katılımcıların -istihbarat şefleri ve diplomatlar, oligarklar ve analistler- Rusya'nın Ukrayna'da stratejik bir yenilginin eşiğinde olabileceğini düşündüğü bir yıl öncesiyle keskin bir tezat oluşturuyor. Rusları 24 Şubat 2022'deki işgallerinden önceki sınırlara geri çekmenin kaç ay sürebileceği konuşuluyordu. Şimdi bu iyimserlik en iyi ihtimalle erken, en kötü ihtimalle de hayalci görünüyor.
Bulgaristan Başbakanı Nikolai Denkov, Avrupalıların yaşanan sorunlardan bazı dersler çıkarması gerektiğini savundu. Ukrayna'daki savaşın sadece Avrupa ve Rusya arasındaki gri bölgelerle ilgili olmadığını dile getiren Denkov, savaşın değer verdikleri demokratik dünyanın yenilip yenilemeyeceğiyle ilgili olduğunu ve bunun artık Avrupa'da çok iyi anlaşıldığını kaydetti.
Askeri adımlar şart
İkinci olarak, Avrupa ülkeleri kendi caydırıcılıklarını arttırmak için güçlerini sadece ekonomik çabalarda değil askeri çabalarda da birleştirmeleri gerektiğini fark etti. Üçüncü olarak da Ukrayna'nın acil mühimmat ve hava savunma ihtiyaçlarını daha uzun vadeli stratejik hedeflerden ayırmaları gerekiyordu.
Ancak Denkov, Rus liderlerin emperyalist söylemlerini hatırlatarak "Fazla vaktimiz yok" dedi ve "Bu durumda uzun vade üç ila beş ya da en fazla 10 yıl anlamına geliyor. Bu gerçekten acil bir durum" şeklinde konuştu.
ABD'nin tutumu halen belirsiz
ABD'li yetkililer Washington'un liderliği ve kararlılığının değişmediğine dair bilindik güvenceyi vermeye çalıştı. Ancak Kongre hala silah fonlarını bekletirken Ukrayna için bir eylem planı açıklayamadı ve İsrail-Hamas savaşından sonra sürdürülebilir bir barışı nasıl sağlayacaklarını açıklamakta zorlandı.
İtalya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Nathalie Tocci, bazı katılımcıların toplantıya katılan liderlerin taahhütlerini sönük bulduğunu söyledi. Tocci, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy için "Harris boş, Scholz duygusal, Zelenskiy yorgun" ifadelerini kullandı ve "Bir sürü laf, somut taahhüt yok" dedi.
Rusya Baltık ülkelerine saldırabilir
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, bir dizi savunma ve istihbarat yetkilisiyle birlikte, Putin'in üç ila beş yıl içinde Rusya'nın sınırlarındaki ülkelerden birine, büyük olasılıkla küçük bir Baltık ülkesine saldırarak NATO'nun güvenilirliğini test etmeye çalışabileceğine dair son istihbarat sonuçlarına defalarca atıfta bulundu.
Ancak yapılan uyarı, bu olasılığa nasıl hazırlanılacağı konusunda bir tartışma yaratmışa benzemiyor. Konferansta ittifak üyelerinin üçte ikisinin gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde 2'sini savunma harcaması hedefine ayırması dikkat çekti, ancak bu oran da yetersiz görülürken askeri alanda harcama yapmanın önündeki siyasi engeller masaya yatırıldı.
Stoltenberg bile Avrupa'nın ABD'ye ve onun nükleer şemsiyesine bağımlı kalmaya devam ettiği ve ABD'nin Ukrayna'ya askeri yardımı kesmeye devam etmesi halinde diğer NATO ülkelerinin bu açığı kapatamayacağı uyarısında bulundu.
Ancak ABD'nin Çin'den ya da Orta Doğu'dan gelebilecek başka meydan okumalara yönelmesiyle NATO'ya olan bağlılığının azalması ihtimali zihinleri meşgul ediyor.
Avrupa için çok daha fazlasını yapmalıyız
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius konferansta yaptığı konuşmada Avrupa için daha fazlasını yapmak zorunda olduklarını dile getirdi. Ancak ülkesinin askeri harcamalarının Alman ekonomik çıktısının yüzde 4'üne yaklaşması gerekip gerekmediği sorulduğunda (Berlin'in NATO hedefi olan yüzde 2'lik askeri harcamayı on yıllardır ilk kez bu yıl yapacağı göz önünde bulundurulduğunda) çekimser kaldı.
Pistorius "yüzde 3'e, hatta belki yüzde 3,5'e ulaşabiliriz" dedi ve "Bu dünyada neler olduğuna bağlı" şeklinde konuştu. Scholz sahneye çıktığında Avrupalıların şimdi ve gelecekte güvenlik için çok daha fazlasını yapması gerektiğini söyledi, ancak ayrıntı vermekten kaçındı. Scholz ayrıca diğer Avrupa başkentlerinde askeri harcamaların arttırılması için yoğun çaba sarf edildiğini belirtti.
Ancak temel kopukluk hala devam ediyor: Avrupalılar Rusya'nın Avrupa kurumlarına entegre olacağını düşündüklerinde, yanılma ihtimallerine karşı planlama ve harcama yapmayı bıraktılar. Rusya'nın tutumu değiştiğinde ise yetersiz tepki verdiler.
Fransız savunma analisti François Heisbourg konuyla ilgili "Bu, 30 yıllık eksik yatırımın ağır faturasıdır" dedi.
© 2024 The New York Times Company