Matthew Mpoke Bigg / New York Times
Son 10 gün içinde Ukrayna, Rusya’nın üç yılı aşkın süre önce başlattığı topyekûn işgalden bu yana en yoğun diplomatik faaliyetlerden birine sahne oldu.
Önce, ABD Başkanı Donald Trump Alaska’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir zirve yaptı. Günler sonra Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve yedi Avrupalı lider Washington’da Trump ile buluştu.
Şimdi toz duman dağılmışken, işte Ukrayna’yı hem sahada hem masada bekleyenler:
Diplomaside sırada ne var?
Zirve, bir barış anlaşması ya da ateşkesle sonuçlanmadı.
İyimser açıklamalar, savaşın çözümüne dair kayda değer bir ivme de yaratmadı ve büyük pürüzler varlığını sürdürüyor. Zelenski defalarca, savaşın sonunu müzakere etmenin tek yolunun Putin’le doğrudan bir zirve olduğunu söylese de yakın vadede böyle bir buluşma ihtimali yok gibi görünüyor. Alaska zirvesinden sonra Beyaz Saray, Putin’in Trump’ın böyle bir görüşmeyi aracılık etme çabasını kabul ettiğini söyledi.
Ancak Beyaz Saray sonradan daha karamsar bir ton benimsedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Pazar günü NBC’nin “Meet the Press” programında yayımlanan röportajında herhangi bir zirvenin planlanmadığını ve öncesinde bir gündem üzerinde mutabakat gerektiğini söyledi.
ABD tarafında Trump, toplantıların ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio’ya, çatışmalar sona erdiğinde Ukrayna’ya sunulacak güvenlik garantilerini önermesi görevini verdi.
Rusya nasıl baskı altına alınıyor?
Trump Temmuz ayında, Rusya’ya savaşı bitirmesi için 10 ila 12 gün vereceğini, aksi takdirde yeni yaptırımlar ve belki de ticaret ortaklarına tarifeler uygulayacağını söylemişti. Ardından Alaska’da Putin ile zirve düzenledi ve süre doldu. Trump Cuma günü yine Rusya’ya karşı “devasa yaptırımlar” uygulayabileceğini söyledi. Ancak Trump’ın kişisel diplomasi tarzının göstergesi olarak, Alaska’da kendisine Putin tarafından gönderilen bir fotoğrafı gazetecilere gösterdi ve bunu bir onur ve saygı işareti olarak gördüğünü belirtti.
ABD, 2022 Şubat’ındaki topyekûn işgalden bu yana Rusya’ya ait kişi ve şirketlere sert yaptırımlar uyguladı ancak Rusya’nın sınır ötesi ticaretini durduramadı ya da Moskova’yı barış arayışına zorlayacak ölçüde ekonomik baskı kuramadı.
Rusya’nın büyük ticaret ortaklarını, örneğin Çin’i hedef almak küresel finansal istikrarsızlık yaratabilir. Rus petrolünün büyük alıcılarından Hindistan, Trump’ın Çarşamba gününden itibaren ülkeye yüzde 50 gümrük vergisi koyma tehdidine rağmen ithalatı sürdüreceğini açıkladı.
Cephede neler bekleniyor?
Ukrayna’nın çeşitli bölgelerinde çatışmalar sürüyor, her iki taraf da ağır kayıplar veriyor. Moskova Rusya’nın Kursk bölgesini geri aldı, ancak geçen yıl boyunca Ukrayna topraklarında büyük bir değişiklik yaşanmadı. Buna rağmen Moskova’nın sahada ivme kazandığı görülüyor.
Yıl boyunca taarruzda olan Rus güçleri, Donetsk bölgesinin kuzeyinde ilerlemeye çalışıyor ve Pokrovsk kentini ele geçirmek istiyor. Burası, son dönemde ve savaşın büyük kısmında çatışmaların merkezi olan doğudaki Donbas bölgesinde bulunuyor. Moskova şu anda Ukrayna’nın hâlen elinde tuttuğu yaklaşık 6 bin 500 kilometrekarelik Donbas topraklarını ele geçirmeye çalışıyor.
Sahada gözetleme ve saldırı dronları giderek daha baskın hale geliyor, bu da cephe hattına yakın birlik hareketlerini zorlaştırıyor. Aynı zamanda Rusya, Ukrayna'nın şehir ve kasabalarına yönelik insansız hava araçları ve füzelerle saldırılarını sürdürüyor.
Hangi pürüzler sürüyor?
İyimser söylemlere rağmen iki tarafı ayıran büyük meseleler var: toprak bölüşümü ve güvenlik garantileri.
Putin, Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk’tan oluşan tüm Donbas bölgesinden vazgeçmesini talep ediyor. Şu anda Rusya, Luhansk’ın neredeyse tamamını ve Donetsk’in yaklaşık dörtte üçünü kontrol ediyor. Ancak Ukrayna, Donetsk’te Rusya’nın yıllardır yoğun savaşa rağmen ele geçiremediği bir dizi kale şehri elinde tutuyor — ki bu topraklar hem savunma hem de siyasi açıdan Kiev için büyük önem taşıyor.
Ukrayna ayrıca herhangi bir barış anlaşmasının gelecekteki Rus saldırganlığına karşı koruma sağlamasını istiyor.
Kiev yönetimi NATO üyeliğini en güçlü güvenlik garantisi olarak görüyor, ancak kısa vadede bu ihtimal masada değil.
Bu arada Fransa, Britanya ve Estonya, “gönüllüler koalisyonu” adı altında, savaş sonrası Ukrayna’ya asker gönderebileceklerini söyledi. Trump da ABD’nin dahil olacağını vaat etti ancak detay vermedi ve sahada ABD askeri olmayacağını vurguladı.
Lavrov, NBC’ye yaptığı açıklamada Rusya’nın güvenlik garantilerini BM Güvenlik Konseyi’nin vermesini istediğini belirtti. Geçen hafta ise Lavrov, Moskova’nın bu garantilerin bir parçası olma noktasında ısrarcı olacağını söylemişti ki bu fikir Kiev için kabul edilemez görülüyor.
Ukrayna ayrıca Moskova’dan savaş sırasında kaçırılarak Rusya’ya götürülen yaklaşık 20 bin çocuğun geri verilmesini talep ediyor. 2023’te Uluslararası Ceza Mahkemesi, Putin’i savaş suçlarıyla suçlamış ve çocukların kaçırılmasında sorumluluk taşıdığı gerekçesiyle hakkında tutuklama emri çıkarmıştı.
© 2025 The New York Times Company
