Steven Erlanger / The New York Times
Rusya'nın iki yıl önce Ukrayna'yı geniş çaplı işgali Avrupalılar için büyük bir şok oldu. Soğuk Savaş sonrası 30 yıllık barışa alışkın olan Avrupalılar, Avrupa'nın güvenliğinin savaş düşkünü bir ülkeye karşı değil, daha demokratik bir Rusya ile birlikte inşa edileceğini hayal etmişlerdi.
Rusya ile uzun bir sınıra ve tarihi bir gerilime sahip olan Finlandiya'da ve Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonraki yıllarda ordusunun, hava kuvvetlerinin ve donanmasının çoğunu lağvetmiş olan İsveç de Avrupa ile aynı duyguları paylaştı.
Rus işgali İsveç ve Finlandiya'yı NATO'ya çekti
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in egemen bir komşuyu yok etmeye çalışma kararının ardından hem Finlandiya hem de İsveç, yeni saldırgan ve pervasız bir Rusya'ya karşı kolektif savunmanın tek açık garantisi olarak NATO'yu gördü ve üye olmak için başvuruda bulundu.
Finlandiya'nın geçen yıl NATO'ya katılması ve Macaristan Parlamentosu'nun Pazartesi günü İsveç'in başvurusunu onaylamasıyla birlikte Putin kendisini artık kalıcı bir barış hayali kurmayan, genişlemiş ve motive olmuş bir NATO ile karşı karşıya buldu.
NATO üyeleri Trump konusunda endişeli
NATO ülkeleri, ittifakın hayranı olmayan, öngörülemez Donald Trump'ın yeniden ABD başkanı olma ihtimaline biraz endişeyle bakarken, Avrupalı üyeleri her şeye rağmen kendi savunmalarını sağlamak için önlemler alıyor.
Eleştirmenler eylemlerinin çok yavaş ve çok küçük olduğunu düşünse de NATO savunmaya daha fazla para harcıyor, daha fazla tank, top mermisi, insansız hava aracı ve savaş uçağı üretiyor, Rusya'nın sınırlarına daha fazla asker yerleştiriyor ve olası bir savaş için daha ciddi askeri planları onaylıyor. NATO bir yandan da Ukrayna'nın Rusya ile mücadelesine milyarlarca dolar aktarıyor.
Ukrayna düşerse yeni hedef NATO
Bunun nedeni ise tamamen caydırıcılık. Bazı üye ülkeler, Putin'in Ukrayna'da başarılı olması halinde önümüzdeki üç ila beş yıl içinde NATO'nun kolektif iradesini test edeceğini şimdiden öne sürüyor.
İsveç Savunma Araştırmaları Ajansı'nın araştırma direktörü Robert Dalsjo, Trump'ın seçilmesi ve ABD'nin NATO müttefiklerini savunma taahhüdü konusunda ciddi şüpheler yaratması halinde, "bu durum Putin'in NATO'nun kararlılığını test etmesi için dengeleri değiştirebilir" diyor.
Dalsjo, Trump olsun ya da olmasın, Avrupa'nın en azından bir nesil boyunca, Putin'in "saldırgan rövanşizmi için hatırı sayılır bir kamuoyu desteğine sahip olduğunu belirtti ve militaristleşen bir Rusya'yı çevrelemeye ve caydırmaya hazır olması gerektiğini söyledi.
İsveç'in katılımı NATO'nun caydırıcılığını artıracak
Yine de Macaristan'ın nihayet İsveç'in NATO'ya katılması yönünde oy kullanmasıyla birlikte, Baltık ve Kuzey denizlerinde NATO'nun caydırıcılığını arttıracak ve Rusya'ya sınırı olan Finlandiya, Norveç ve Baltık ülkelerinin daha fazla korunmasını sağlayacak taşlar yerine oturmaya başladı.
Macaristan, parlamentonun onayını belgeleyen bir mektubu ABD Dışişleri Bakanlığı'na teslim ettiğinde, İsveç NATO'nun 32'nci üyesi olacak ve Rusya hariç Baltık Denizi'ni çevreleyen tüm ülkeler ittifakın bir parçası haline gelecek.
İsveç'in katılımı belirsizliği ortadan kaldıracak
Dalsjo, "İsveç öngörülebilirlik getirerek bir kriz ya da savaş durumunda nasıl hareket edeceğimiz konusundaki belirsizliği ortadan kaldırıyor" dedi. Baltık Denizi'nin girişini kontrol etmeye yardımcı olan Gotland adası da dahil olmak üzere İsveç'in coğrafyası göz önüne alındığında Dalsjo, İsveç'in üyeliğinin Rusya karşısında savunma ve caydırıcılığı artırma noktasında NATO'nun elini güçlendireceğine dikkat çekti.
Finlandiya'yı NATO'ya katılma kararı almaya iten, Rusya'nın iki yıl önce Ukrayna'yı geniş çaplı işgali oldu ve Helsinki biraz daha isteksiz olan İsveç'i de NATO'ya katılmaya ikna etti.
Rusya ile uzun bir sınırı olan Finlandiya burnunun dibindeki tehlikeyi gördü. İsveçliler de bu gerçeğin farkına vardı. Ülke, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olan Rusya'nın barışçıl, egemen bir komşuyu yok etmeye çalıştığını görünce NATO'ya katılmaya istekli hale geldi.
Daha güvende olacağız
Atlantik Konseyi'nin Kuzey Avrupa Direktörü İsveçli Anna Wieslander, "Genel kanı daha güvende olacağımız yönünde" dedi.
Dalsjo, tarihin de önemli olduğunu söyledi. Finlandiya'nın topraklarının yaklaşık yüzde 11'ini Moskova'ya bırakmak zorunda kaldığı 1939'da Sovyetler Birliği'ne karşı verdiği cesur ama kaybedilmiş "Kış Savaşı" sırasında tarafsız İsveç'in yaptığı bu kez tekrarlanmayacak. Dalsjo "Finlandiya katılırsa biz de katılmak zorundaydık, Finlandiya ile Batı'daki müttefikleri arasında bir kez daha duvar olamazdık" şeklinde konuştu.
İsveç ve Finlandiya'nın NATO'da birlikte yer almasıyla, Baltık Denizi'ndeki Rus donanmasını sıkıştırmak ve Kuzey'i izlemek çok daha kolay olacak. Rusya hala Kola Yarımadası'nda bulunan nükleer silahlarının üçte ikisine sahip.
Ruslar daha rahat izlenebilecek
İsveç'in Savunma Araştırma Ajansı'nda çalışan Niklas Granholm, yeni üyelerin Rusya'nın ordusunun önemli bir bölümünün daha iyi izlenmesine yardımcı olacağını söyledi.
Rusya'nın Baltık Denizi'nde Polonya ve Litvanya arasında yer alan Kaliningrad'daki filosu ve İskender nükleer kapasiteli füzeleri sadece 320 km uzaklıkta. NATO planlamacıları Rusya'nın Kaliningrad ile Beyaz Rusya arasındaki 60 kilometrelik "Suwalki Koridoru"nu ele geçirmesi halinde Baltık ülkelerine nasıl destek verecekleri konusunda uzun süredir endişe duyuyorlardı, ancak İsveç'in hem Kuzey hem de Baltık Denizi'ni birleştiren konumu NATO takviye kuvvetlerinin gönderilmesini çok daha kolay hale getirecek.
Rusya elbette karada konuşlu füzelerini elinde tutmaya devam edecek, ancak nükleer silahlı denizaltılarının tespit edilmeden açık denizde manevra yapması daha zor olabilir.
İsveç, ileri teknolojiye sahip savunma sanayisi ile Baltık Denizi'nin zorlu koşullarında görev yapmak üzere tasarlanmış üst düzey savaş uçakları, korvetler ve denizaltılar üretiyor. Kıyı ve hava savunması için yeni bir modern denizaltı sınıfı ve daha büyük korvetler de geliştirmeye başladı.
NATO üyeliğiyle birlikte, Baltık Denizi'nde kilit adalara sahip olan Finlandiya ve Danimarka'nın yanı sıra Norveç'le de koordinasyon sağlamak artık daha kolay olacak.
30 yıllık bir sürecin sonu
Hem Finlandiya hem de İsveç için üyelik, Dalsjo'nun "tarafsızlığa uzun vedamız" olarak adlandırdığı 30 yıllık uzun bir sürecin sonu. Önce Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve Avrupa Birliği'ne katılma kararı geldi; şimdi de İsveç'in NATO'ya katılımıyla son halka tamamlanmış oldu.
Dalsjo, ABD'den perde arkasında savunma garantileri alan İsveç'in giderek daha açık bir şekilde NATO'yu istediğini ve NATO ile giderek daha fazla bütünleştiğini söyledi.
© 2024 The New York Times Company