Ken Bensinger / New York Times
Minnesota’da bir güneş enerjisi yüklenicisi olan Wolf River Electric’in satış temsilcileri, geçen yılın sonlarında iptal edilen sözleşmelerde olağan dışı bir artış fark etti. Eski müşterilere nedenini sorduklarında aldıkları yanıtlar onları şaşkına çevirdi.
Müşteriler, internet aramalarında şirketin, eyalet başsavcısı ile yanıltıcı satış uygulamaları nedeniyle bir davayı sonuçlandırdığını öğrendikleri için vazgeçtiklerini söylüyordu. Ancak şirket, hükümet tarafından hiç dava edilmemişti; böyle bir iddiayı içeren bir davayı sonuçlandırmayı bırakın, böyle bir dava hiç açılmamıştı bile.
Wolf River yöneticileri durumu kendileri kontrol ettiğinde kafa karışıklığı endişeye dönüştü. Google’ın yapay zeka teknolojisi Gemini tarafından sayfanın en üstünde gösterilen arama sonuçları bu yanlış bilgileri içeriyordu. Ayrıca arama kutusuna “Wolf River Electric” yazdıklarında, otomatik olarak bir hukuki uzlaşmadan bahseden ifadeler beliriyordu.
Yapay zekanın hatası sonrası Google'a "iftira" davası
İptaller artmaya devam ederken ve Google’ın araçlarını kullanarak sorunu düzeltme girişimleri sonuçsuz kalınca, Wolf River yöneticileri teknoloji devine karşı iftira davası açmaktan başka çarelerinin olmadığına karar verdi.
Wolf River’ı 2014’te üç yakın arkadaşıyla birlikte kuran ve şirketin eyaletin en büyük güneş enerjisi yüklenicisi haline gelmesini sağlayan Justin Nielsen, “İyi bir isim oluşturmak için çok zaman ve enerji harcadık. Müşteriler böyle bir olumsuz bilgi gördüğünde, onları geri kazanmak neredeyse imkansız” şeklinde konuştu.
Onlarınki, ABD'de son iki yılda, metin ve görüntü üreten yapay zeka araçlarının oluşturduğu içerik üzerinden açılan en az altı iftira davasından biri. Davalarda, bu ileri teknolojilerin sadece kişiler veya gruplar hakkında yanlış, zarar verici bilgiler üretmekle kalmayıp, pek çok durumda, bu yanlışlıklar konusunda bilgilendirildiği halde yapay zeka modellerini geliştiren ve bunlardan kâr eden şirketlerin bu hatalı içerikleri yayımlamaya devam ettiği iddia ediliyor.
Diğer karalama veya hakaret davalarından farklı olarak bu davalar, insanlar tarafından oluşturulmayan içeriğin de iftira kapsamında değerlendirilebileceğini öne sürüyor. Bu, hukuk uzmanlarının dikkatini çeken yeni bir kavram.
Hukukçu Eugene Volokh, 2023’te, Journal of Free Speech Law adlı dergisinin bir sayısını tamamen yapay zeka iftirası konusuna ayırmıştı. Volokh, “Bu modellerin zarar verici iddialar yayımlayabileceğine hiç şüphe yok” sözleriyle yapay zekanın yarattığı sorunun altını çizdi.
Volokh şöyle devam etti: “Soru şu: Bunun sorumlusu kim?”
İlk yapay zeka iftira davalarından biri 2023’te Georgia’da açıldı. Davacı Mark Walters, bir gazetecinin silah haklarına ilişkin sorusuna ChatGPT’nin verdiği yanıtta, kendisinin zimmetine para geçirme suçlamasıyla karşı karşıya olduğunu yanlış bir şekilde iddia etmesinin itibarına zarar verdiğini savundu.
ABD’de birçok iftira davasının temel unsuru kasıt kanıtı. Ancak ChatGPT gibi modellerin algoritmalarının içinde tam olarak ne olup bittiğini bilmek imkansız olduğundan, suç doğrudan yapay zekanın algoritmalarını hazırlayana kayıyor, yani OpenAI tarafına.
"Frankenstein yarattığı canavardan sorumlu olmadığını söyleyemez"
Walters’ın avukatı John Monroe, “Frankenstein, etrafta dolaşıp insan öldüren bir canavar yaratıp sonra bununla hiçbir ilgisi olmadığını iddia edemez” ifadelerini kullandı.
Walters’ın davası mayıs ayında, duruşmaya bile gitmeden reddedildi. Mahkeme, diğer gerekçelerin yanında, gazetecinin ChatGPT’nin iddiasına güvenmediğini ve bunun yanlış olduğunu hızla doğruladığını belirtti. Bu soru, bu tür davalar açısından kilit rol oynuyor.
Yargıç Tracie Cason kararında, “Hakkında itiraz edilen ifadeyi okuyan kişi bunun doğru olduğuna sübjektif olarak inanmıyorsa, bu ifade iftira niteliğinde değildir” diye yazdı.
Bugüne kadar ABD’de hiçbir yapay zeka iftira davası jüri önüne çıkmamış gibi görünüyor, ancak Nisan ayında Meta’ya karşı Robby Starbuck tarafından açılan dava, uzlaşmayla sonuçlandı.
Önce Meta'yı şikayet etti, sonra Meta'da işe başladı
Starbuck, sosyal medya platformu X’te gezinirken Meta’nın chatbot’u Llama tarafından oluşturulan bir görselde kendi hakkında yanlış bilgiler gördüğünü iddia etti. Görseldeki metin, Starbuck’ın 6 Ocak 2021’deki Kongre baskını sırasında ABD Kongre binasında bulunduğunu ve QAnon komplo teorisiyle bağlantılı olduğunu öne sürüyordu. Starbuck, o tarihte Tennessee’de evinde olduğunu ve QAnon’la ilgisi olmadığını söyledi.
Meta, şikayete resmi olarak yanıt vermeden, ağustos ayında davayı sonuçlandırdı. Uzlaşmanın bir parçası olarak Meta, Starbuck’ı şirketin yapay zeka denetimine odaklanan bir danışman olarak işe aldı.
Meta, şirket açıklamasında “Robby ile bu önemli konular üzerinde çalışmaya başladığımızdan beri, Meta AI’nin doğruluğunu artırmak ve ideolojik ile politik önyargıyı azaltmak konusunda önemli ilerlemeler kaydettik” ifadelerine yer verdi. Meta, danışmanlık için ödeme yapılıp yapılmadığını veya uzlaşmanın başka maddelerini açıklamadı.
Geçen ay Starbuck, bu kez Google’a karşı yapay zeka kaynaklı iftira nedeniyle dava açtı. 15 milyon dolar tazminat talep eden davada, Google’ın büyük dil modellerinin kendisi hakkında açıkça yanlış ifadeler ürettiğini iddia etti. Ancak bu kez, hataların Google’ın algoritmasına “siyasi düşmanlık işlendiği” için ortaya çıktığını savundu.
Google, şikayete resmi yanıt vermedi, ancak şirket sözcüsü Jose Castaneda, Starbuck’ın iddialarının çoğunun 2023’e ait olduğunu ve o dönemde ele alındığını söyledi. Castaneda, “Herkesin bildiği gibi, yeterince yaratıcı olursanız bir sohbet botuna yanıltıcı bir şey söyletebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Syracuse Üniversitesi’nde medya hukuku alanında uzman olan iletişim profesörü Nina Brown, bu davaların çok azının duruşmaya kadar ulaşmasını beklediğini söyledi. Brown'a göre aksi halde, yapay zeka modelinin çıktılarından bir şirketi sorumlu tutan bir karar, kendisi hakkında yanlış içerik keşfeden başkaları tarafından açılacak devasa bir dava dalgasının önünü açabilir.
Brown şu sözleri kaydetti:
“Eğer bir yapay zeka iftira davasında davalı için zayıf bir nokta varsa, bu dava ortadan kaldırılacaktır, şirketler uzlaşır. Bu riski almak istemezler”
Brown, Volokh ve diğer bazı uzmanlar, Wolf River davasının özellikle güçlü göründüğünü söyledi. Bunun nedeni, şirketin yanlış bilgiler yüzünden oluşan somut kayıpları belgeleyebilmiş olması.
Dilekçede, 388 bin dolar tutarında iptal edilen sözleşmelere atıf yapıldı. CEO Vladimir Marchenko, şirketin yeni müşterileri de kaybettiğini söyledi.
Marchenko, “Bazı rakiplerin, potansiyel müşterilerle yaptıkları görüşmelerde, Google’daki sahte başsavcı iddialarını gündeme getirerek onların bizi seçmemesini sağlamaya çalıştığını öğrendik” dedi.
Ayrıca Reddit’te, yanlış Google sonuçlarına atıfta bulunan paylaşımlar bulduğunu belirtti. Bunlardan biri Wolf River’ı “muhtemel bir şeytan şirketi” olarak nitelendiriyordu.
Şirket, Google ile yazışmalarında, 2024’te yaklaşık 25 milyon dolar kaybettiklerini ve en az 110 milyon dolar toplam tazminat talep ettiklerini bildirdi. Dava, mart ayında açıldığı eyalet mahkemesine geri gönderilip gönderilmeyeceğini değerlendiren federal bir hakimin kararı beklenirken askıya alınmış durumda.
Wolf River’ın avantajına olabilecek başka bir konu da şirketin “kamusal bir figür” olarak sınıflandırılmaması. Bu ABD’de önemli bir fark yaratıyor; zira özel kişi ya da özel şirketler, iftira kanıtı için daha düşük bir eşiğe sahip: Google’ın yalnızca ihmalkar davrandığını kanıtlamaları yeterli, “gerçeğe karşı umursamaz kayıtsızlık” standardını sağlamaları gerekmiyor.
Castaneda bir açıklamada, “Her yeni teknolojide olduğu gibi, hatalar olabilir. Sorunu öğrendiğimiz anda hızla düzeltmek için harekete geçtik” ifadelerini kullandı.
© 2025 The New York Times Company