21 Kasım 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 03.11.2024 09:45 | Son Güncelleme: 03.11.2024 09:55

41. İstanbul Kitap Fuarı’nın ilk gününden yansımalar

Kitapseverlerin 41 kere maşallah diyeceği 41. İstanbul Kitap Fuarı, ‘Çocukluk Şenliktir temasıyla Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı
41. İstanbul Kitap Fuarı’nın ilk gününden yansımalar

Esin Hamamcı

İstanbul Kitap Fuarı, ‘Çocukluk Şenliktir’ temasıyla kapılarını kitapseverlere dün itibariyle açtı. Bu yıl fuar, yalnızca kitapseverler için değil, yayıncılar ve yazarlar için de oldukça anlamlı bir etkinlik olarak öne çıkıyor. Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde 10 Kasım tarihine kadar gerçekleşecek olan fuar, çocuk edebiyatını merkeze alarak, çocukların hayal gücüne ve geleceğin okurlarına yönelik özel bir ilgi gösteriyor. Tam da bu noktada Yalvaç Ural’ı anmak gerek çünkü bu yılın onur konuğu. Açılış günü kendisiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşiye katılım ise oldukça yoğundu. Alana velisiz çocuk alınmadı. Konuşmada Yalvaç Ural çocukların dünyasına girmek için dünyaya onların gözüyle bakmamız gerektiğinin altını çizdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise çocuklara saygı duymanın öneminden, fikirlerinin ne kadar yaratıcı ve değerli olduğundan, sevgilerini ve takdirlerini göstermede pusulaların ne kadar doğru olduğundan, hiçbir çıkar noktaları olmadığından, içten, samimi bir şekilde kişileri gözleyip puan verdiklerinden ve çocukların hayal dünyasının kitaplarla daha da genişletilmesi gerektiğinden bahsetti.

Fuarın Karadeniz Salonu’nda yapılan açılış töreninde TÜYAP Fuarlar Yapım A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan, Yalvaç Ural 41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarı Yalvaç Ural, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakan Yardımcısı Farid Cafarov, İstanbul Valisi Davut Gül konuşmalar gerçekleştirdi.  Bu konuşmalar da protokol katılımının yüksek olduğunu gösteriyordu.

Açılış konuşmasının ardından İBB Kültür- Cocuk Perkusyon Grubu performansı ana fuayede başladı. Azerbaycan Cumhuriyeti Standının Açılış Töreni gerçekleştirildi. Devlet Dans Topluluğu Bale Gösterisi ve Büyükçekmece Belediyesi Çocuk Korosu çeşitli etkinliklere imza attı.

Yılın Onur Konuğu ülkesi Azerbaycan

TÜYAP Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı 41. yılında Azerbaycan’ı konuk etti. Alanın ilk 3 gün açık kalacak ve Azerbaycan ülke edebiyatının ve kültürünün tanıtımına yer verilecek olması, Türk okurlar tarafından ilgiyle karşılandı. Açılış töreninde Kenan Kocatürk’ün de belirttiği üzere kendisi 2016’dan beri Azerbaycan için uğraşıyor. Bunun yanı sıra yine ilk üç gün Romanya, İran, Hırvatistan, Çin, İngiltere’den yayınevleri de fuarda yer alacaklar ve çeşitli söyleşiler düzenleyecekler. Uluslararası bir fuarın kesişim noktası olarak öne çıkan bu günlerde de yazarlar kendilerini uluslararası alanda gösterebilecek ve çeşitli telif anlaşmaları sağlayabilecek. Yine yurt dışından gelen -Adam Fawer gibi- Türk okurların çok sevdiği, kitapları çok satanlar listesine giren yazarlar da okurlarıyla buluşacak. Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü sahibi yazar Dimitris Sotakis, Ulusal Edebiyat Ödülü sahibi Kosta Rikalı yazar ve akademisyen Carlos Fonseca da diğer önemli isimler arasında…

Onur Yazarı Yalvaç Ural

Bu seneki tema çocuk kitaplarına odaklanıyor ve okuma kültürünün gelecek nesillere aktarılması ve ilerideki nesillerin bu kültürle yetişmesine katkı sağlamayı hedefliyor. Bu hedef adına kültür dünyamızın önemli isimlerini bir araya getiriyor. Yine açılış töreninde Kenan Kocatürk’ün de belirttiği üzere kitaplarıyla çocukların masalsı dünyasına, çocuk ve gençlik edebiyatına yaptığı katkılarla öne çıkan bir yazar Yalvaç Ural. Kendisi oldukça mütevazi bir şekilde Açılış Töreni’nde “onur yazarı” olmayı hiç beklemediğini fakat buna çok sevindiğini belirtse de çocuk edebiyatı alanına yaptığı katkıları göz ardı edilemeyecek bir kalem olarak akla ilk gelen isimlerden olmasıyla öne çıkıyor.

Çocuk ve gençlik edebiyatının öne çıkmasıyla da alanda çocuk kitaplarının hakimiyeti ve çocuklu ailelerin çokluğu gözden kaçmıyor. Öteki yıllara kıyasla çocukların test kitaplarından ziyade kurgu eserlerle tanışıyor olması, ufuklarının farklı yönlere kapı açacağı konusunda da müjde veriyor. Okuldan bağımsız olarak, gerçekten okumak istedikleri kitaplara yönelebiliyor olmaları, bunları alıp okuyup alanda belki de yazarıyla tanışabiliyor olmaları, kitapların dünyasına adım atmaları ve hayal gücünü genişletmeleri açısından önemli adımlar. Öyle ki son zamanlarda çocuk kitabı okuyan büyüklerin de sayısı azımsanamayacak kadar çok. İlginin yoğun olduğu “çocuk ve gençlik edebiyatı” türünün öne çıkarılmasıyla fuara ilgi yoğun gözüküyor.

Bu yıla özel iki yenilik: Kütüphanelerin yayıncılarla buluşması ve illüstratörler duvarı

Fuarda görebilecekleriniz arasında bu sene iki yenilik var ve yenilikler de fuara heyecan katmış gözüküyor. Biri Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü iş birliğiyle başlatılan kütüphanecilerin yayıncılarla buluşma etkinliği. Bu etkinlikler kapsamında kütüphaneciler kendilerini anlatma imkanı bulacak. Yayıncılar ise kendi kitaplarını kütüphanecilere anlatma şansı yakalayacak. Bu iki tanışıklık aynı sektörde var olabilmek ve sürdürülebilirlik adına önem taşıyor.

Bir diğer etkinlik ise İllüstratörler Duvarı. Burada genç yetenekler, çizerler, illüstratörler, yaptıkları çizimleri ana fuayede yer alan alana asabiliyor. Çizimlerinin yanına ise iletişim bilgilerini bırakıyor. Adeta bir sergiye dönüşen bu pano, çok fazla ilgi görmüş ve gün sonuna doğru artık çizim koyacak boşluk olmamasıyla da dikkat çekiyor. Yayıncıların genç yetenekleri avlandığı bir alan olarak da görebileceğimiz bu nokta, yeni çizerlerin yetişmesi adına önemli.

Farklı tematik etkinlikler

Fuarda “Yapay Zeka ve Robotik Uygulamalar”, “Fantastik Edebiyat Günü”, “Polisiye Günü”, “Manga-Anime -Roman Kahramanları Günü”, “Yaratıcılık ve Tasarım-Hayal Et” gibi çeşitli başlıklar altında etkinlikler yapılacak. Aynı zamanda “İş’te Kitap”, “İçinden Lezzet Geçen Kitaplar” başlıkları altında birtakım söyleşi ve imza günleri düzenlenecek. Bu çeşitlilikler de her türden okuru alana çağırıyor.

Fuar alanı içerisinde yayınevleri stantlarını özenle hazırlamış, okurlarını bekliyor. Özellikle bu yıl fuara özel hazırlanan kitaplarla yayınevleri hazırlıklarını sıkı yapmış gözüküyor. Tema ise çocuk ve gençlik edebiyatı üzerine ancak alanda çocukları tatmin edecek yeme-içme ya da farklı alanların azlığı da göze çarpmıyor değil. Giriş ücretleri oldukça uygun olsa da içeride yer alan yemek alanlarında yemek fiyatları ise ortalamanın biraz üzerinde ve çok fazla seçenek yok. Salonların büyüklüğü ve ses sistemleri ise bu kalabalığı karşılayacak nitelikte öyle ki 300’den fazla konferans salonu vb. alanlar var.

Tüm etkinlikler ise İstanbul Kitap Fuarı’nın web sitesinden takip edilebilir. Girişler öğrenciler, öğretmenler, emekliler, engelliler için ücretsiz. Normal giriş ücretleri ise 30 TL ve oldukça makul ve herkesin rahatlıkla bilet alabileceği bir fiyat. Fuar hafta içi sabah 10.00’la 19.00 arası hafta sonu da 10.00’la 20.00 arasında ziyaret edilebilir. 9 gün boyunca da devam edecek.

İstanbul’un en büyük fuarlarının üzerine yayıncılardan aldığım görüşler ise şöyle:

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk:

"Burası demokrasi şöleni"

Bütün yayıncılarımızın yıl boyunca yaptıkları çalışmalarını gösterdikleri yer. Yazarların imza günleri, söyleşiler, etkinlikler…. Açılış konuşmasında da söyledim burası aslında bir demokrasi şöleni. Bugün Türkiye’deki siyasetin sertleştirdiği bir şey var ama burada yayıncılar, her türden fikrin her türden yazarın her türden yayıncının birlikte bütün etkinlikleri yan yana yaptıkları, sürdürdükleri bir yapıdan bahsediyoruz. Kültür dünyasında örnek teşkil edecek bir yapısı var. 1200’ye yakın stant var, 1000’e yakın yayıncı var. Buraya katılamamış yayıncı arkadaşlarımız da var ama yayıncılar stantlarını zarafetle hazırladılar. TÜYAP’a özel yayına hazırladıkları kitaplar var. Yazarların da büyük heyecanı var. İlk defa kitap çıkaran yazarların heyecanları var. Ama burası aynı zamanda uluslararası bir fuar ve Azerbeycan da bu yılki konuğumuz. Ama diğer ülkeler de burada… Herhangi bir standı olmayan telif ajansları da var. Aslında burası Türkiye yayıncılık sektörünün her şeyini sergilediği ve görücüye çıktığı yer. Yayıncı yeni kitaplarını okurla buluşturuyor. Bir de tabii çok fazla çeşitlilik var. Bugün hiçbir yayınevinde 200.000’e yakın kitap çeşitliliği bulamazsınız ama fuarda bu mümkün. Her yaştan okurun geldiği bir yer. Çok uzun imza kuyrukları var. Bazı yazarlarımız şu an kendi stantlarında değil, kalabalık o kadar ki stantları çok meşgul etmesin ve alanı sıkıştırmasın diye okurları imza salonlarına alıyoruz. Sevindirici tabii. Yayıncılar aslında kitabı okura doğru sunmak, aktarmak için uğraştı.

"Dikkati dağılmış ama ilgi alanı çok genişlemiş bir nesil geliyor"

Bu sene tema ‘Çocukluk Şenliktir’. Dikkati dağılmış ama ilgi alanı çok genişlemiş bir nesil geliyor. Teknolojiyle çok uyumlular. Bu noktada anne-babalara düşen önemli bir şey var. Başka bir hayal dünyasını keşfetmenin yolu anne-babaların 0-3 yaşlarında çocuklara kitap okumalarıdır. Onun için ailelerin çocuklarını alıp burada başka bir hayal dünyasına sokabilmenin yolu kendilerinin seçecekleri kitapları yarın öbür gün çocukların da kendi kitap seçtiği ve kendi kişisel kütüphanesini kuracakları yer. Çocukluk çok önemli olduğu için okuma alışkanlığı bu yaşta başlıyor. Bu yılın onur yazarı ise Yalvaç Ural. Çocuklukta başlayan okuma kültürü ve kitapla hemhal olma durumu daha sonra devam eden bir şey. Bu senenin temasını seçerken çocukluğu seçmiş olmamızın bir önemi var. Hem edebi metinlerin hem öğretici kitapların anne baba tarafından okunması ve daha sonra çocukların kendilerinin seçmesi önemli.

Yıllardır getirdiğimiz eleştirilerimizden bir tanesi de yıllardır halk kütüphanelerinin yeteri kadar kitap almadığı, bütçelerinin az olduğuydu. Şu anda Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün şu anda çok önemli bir çalışması var. Hem çocuk kütüphaneleri, hem gezici kütüphaneler kurdular ve bütçe ayırarak da yaklaşık 200 küsür milyon civarında kitap aldılar. Bu güzel bir gelişme fakat bu durum başka ülkelerde örneğin Almanya’da iki şehir kütüphanesinin bütçesiyle bizim kütüphanemiz denk diyebiliriz. Burada bir güzel şey daha var, belediyelerimiz de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da konuşmasında belirttiği üzere, yaklaşık 71 kütüphane açması. Buraya çok ciddi kitaplar aldılar ve kütüphane bütçeleri oluşturdular. Yayıncılık aslında bir kamu hizmeti. Kamu hizmeti görülen ülkelerde kütüphaneler insanların bir bedel ödemeden her sevdiği türden kitaba ulaşabiliyor olması demek. Bizim ülkemizde aslında bunlar çok daha önceden keşfedilmiş ve uygulanırdı. Örneğin benim okulda öğretmenim Köy Enstitüsü mezunu olduğu için okuma kültürünün ne kadar önemli olduğunu bilirdi ve bize kütüphaneleri gezdirirdi. Eskiden sınıflarımızda kitaplıklar ve kitaplık kolları olurdu. Okulların kütüphaneleri vardı. Halk kütüphanelerinde iyi kütüphaneciler vardı ve onlar her çocuğun hangi kitabı okuyabileceğini iyi bilirdi. Bugün bu kütüphanelerin bu etkiyi gösterebilmesi için önemli etkilerden biri de çok iyi öğretmenlerimizin olması. Kitap tavsiye etmek çok önemli. Milli Eğitim Bakanlığı’na sınıf kitaplıları oluşturmak için çağrıda bulunduk bu da önemli diğer nokta. Bunun için çok ciddi bütçe ayrılması lazım. Buralarda yetkin kütüphaneci çalıştırması gerekiyor. Belediyelerin de kreşlere kitaplar alması gerekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasında belirttiği üzere 9.900 kreş açılmış ve kitap da sunulmuş. Orada başlayacak çocuklar okuma kültürünü almaya. Kütüphaneler, insanların bir bedel ödemeden kitaba ulaşabildikleri yerdir. Batı’da, bütün gelişmiş ülkelerde yayıncılık bir kamu hizmeti gibi görüldüğü için yayıncıların yayınladığı kitapların neredeyse 4’te 1’ini halk kütüphaneleri, okul kütüphaneleri satın alıyorlar ve bunlar bağışla değil belli bir bütçe ayrılarak yapılıyor. O zaman öğretmenler de öğrenciler de kitapla tanışıyorlar ve herkes kişisel kütüphanesini de, kendi zevkine göre olan, sevebileceği kitapları da seçme şansı elde edebiliyor. Özgürlük dediğimiz şey de seçebilmektir aslında. Çocukların da kendi kitaplarını seçebileceği bir yer olması lazım. Öğretmenin de çocuklara göre tavsiye yapabiliyor olması lazım. Her sınıfta 40 çocuk varsa 40 ayrı kişilik demektir. Onların her birine sevebilecekleri kitapları sunabilmenin yolunu mutlaka bulmalıyız. Bugün birtakım yasaklarla kitap tavsiye edilemez hale gelinirse, çocuklar kitaba erişemezse bu şans ortadan kalkar. Seçebilme şansını onlara sunmamız gerekir. Dolayısıyla kütüphaneler çok önemli. Burada bu yıl ilki düzenlenen yayıncılarla kütüphanecilerin buluşması da bu açıdan oldukça önem taşıyor. Kütüphanecileri dinleyeceğiz, biz kendimiz de yayıncılığı onlara anlatacağız. Bu güzel şeylerden bir tanesi.

Bu sene İllüstratörler Duvarı yaptık. Türkiye’de çocuk yayıncılığı çok önemli aşamalar kaydetti. Bu aşamalar içerisinde telif hakkı sattıkları bir nokta da var. Burada ise yeni çizerlerimize, illüstratörlerimize alan açıyoruz. Bizim bilmediğimiz, yayıncıya ulaşamayan ne kadar illüstratör varsa onlar bu duvara çalışmalarını ve iletişim bilgilerini koyuyorlar, yayıncı arkadaşlarımız ise oraya gelip onlarla irtibat kuracak. Fuarın yeniliklerinden biridir.

Günışığı Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Mine Soysal:

"Tumonov’la 20 yıl sonra büyük kucaklaşma"

41. İstanbul Kitap Fuarı’nın ilk günündeyiz. Bu seneki tema ‘Çocukluk Şenliktir’ olduğundan ve biz de çağdaş çocuk ve gençlik edebiyatı kitapları yayınladığımız için ayrıca heyecanlıyız. Günışığı Kitaplığı olarak fuara hevesle hazırlandık. Bu yıl sevgili Rus asıllı Kanadalı yazarımız Vladimir Tumonov, Türkiye’de çok sevilen çok okunan 6 kitabı Türkçeye çevrilmiş bir yazarı ağırlıyoruz. 7-8-9 Kasım günlerinde okurlarıyla buluşacak. Hem söyleşi yapacak hem de imza saatleri olacak. O açıdan da ayrıca heyecanlıyız çünkü Tumonov’un ilk kitabı Kraliçe’yi Kurtarmak’ı 2004 yılında yayınladık, 20 yıl oldu. 20 yıl sonra büyük kucaklaşma olacak. 2024 yılını parlatan pek çok yazarınızla da standımızda okurlarla buluşacağız. Bunun için de ayrıca keyifliyiz.

Everest Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Saadet Özen:

"Kitapları yan yana koyunca nasıl bir resim ortaya çıkıyor, göstermek için önemli"

Bence geçen sene daha az ziyaretçi vardı, bugün ilk gün ama daha kalabalık. Herkeste bir şekilde kitapları bir arada görme isteği var herhalde. Bu tür yerlerin tek işlevi kitap satmak değil, kitap satışı artık çok daha kolay her yerden alınabiliyor. Neyi satın alacağımıza karar vermek için bunların yan yana durması, neyin öne çıkarılması, kimin neye ilgi gösterdiğini görme açısından küratörlük işi önemli. Büyük bir kısmı muhtemelen burada bakıyor ama internetten almayı tercih ediyordur. Yan yana koyunca nasıl bir resim ortaya çıkıyor, göstermek için önemli. Biz yeni yazarlara her zaman açık bir yayıneviyiz. İlk dosya da basıyoruz, ilk roman, şiir, öykü basıyoruz. Bu arkadaşlarımızın burada okurla temas etme deneyimini kazanmasını da önemsiyoruz. Hem kendi resminizi ortaya koyma hem de yeni yazarlarımızla okurların buluşması imkanı açısından fuar hâlâ önem taşıyor. Bütün bunların içinde satış ilk sıralarda yer almıyor. Bir de ben şahsen hâlâ şehrin içinde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Burası da tabii çok büyük bir yer ama konu Kadıköy’deki okura da ulaşmaksa ortada bir yerde buluşmak gerekiyor.

April Yayıncılık editörü Nazlı Berivan Ak:

"Fuarları mesleğimizi, yayıncılığı daha iyi anlatmak için bir fırsat olarak görüyoruz"

Kitap fuarının bir parçası olmak bizim için bir gelenek. Her yıl İstanbul Kitap Fuarı’na yılın en önemli şenliği olduğunu düşünerek katılıyoruz. Bu yıl 41. düzenlenen fuarın bizim için de birkaç özel anlamı var. Birincisi temanın “Çocukluk Şenlik”tir olması. Bizim de yeni başladığımız çocuk yayıncılık kısmımızı okurlarımızla paylaşmamız için önemli bir fırsat. “Prens ve Lola” serimizin tüm kitaplarını standımızda sergiliyor olacağız. Gelen okurlarımızla paylaşacağız. Diğer önemli yönü ise yazarımız Hang Kang’ın Nobel Edebiyat Ödülü almış olması. Nobel Ödülü alan ilk Asyalı kadın yazar ve biz bu ödülden önce Hang Kang’ı yayınladık. Bunun da gururunu yaşıyoruz. Okurlarımızla da bu kitapları paylaşıyor olabilmek büyük heyecan. Asıl yılın bombası tabii Türkiye’de okuma alışkanlıklarını değiştiren ve Olasılıksız gibi kitaplarıyla çok satan yazar Adam Fawer’ın bu sene bizimle olması. 16 Ekim’den 4 Kasım’a kadar Türkiye’de. 5 şehir gezdik, binlerce kitap imzaladık. Kapanışı ise 3 Kasım’da İstanbul Kitap Fuarı’nda yapıyoruz. Interexpo Salonu’nda editörü olarak ona sorular soracağım, o da yanıtları verecek. Son kitabı imzalayana kadar da alanda olacak. Jodi Picoult külliyatı, Afşin Kum, Özgür Mumcu Saygın Ersin gibi Türk yazarlarımızın eserleri fuarda standımızda okurları bekliyor. Yalnızca kitap almak için değil, güzel bir sohbet için de standımızda heyecanla bekliyoruz. Oksijen gazetesine de bizi yalnız bırakmadığı için teşekkür ediyoruz. Fuarları yalnızca kitap alıp sattığımız bir yer olarak görmüyoruz, okuma kültürünü ve mesleğimizi, yayıncılığı da daha iyi anlatmak için bir fırsat olarak görüyoruz. Bu yönüyle özellikle genç okurlarımızın, çevirmen ve yazarların, yayıncı adayların fuarda olması çok kıymetli. Yurt dışından gelen yayıncılarla da ilk 3 günü beraber geçireceğiz. Onlarla yapacağımız toplantılara hazırlandık. Heyecanla fuarın başlamasını bekliyorduk.

İletişim Yayınları Editörü Emre Bayın:

"Bizim için öncelikle olan, okurlarımızla diyalog kurabilmek"

İletişim Yayınları olarak fuarın başarılı geçip geçmediğini sadece katılan kişi sayısı üzerinden değerlendirmiyoruz. Bizim için öncelikle olan, okurlarımızla diyalog kurabilmek, var olan dizilerimizi, yeni kitaplarımızı anlatmak... Bu sebeple, zaten hemen hemen tüm editörlerimiz de fuar boyunca stantlarımızda bulunuyorlar. Kısacası, İstanbul Kitap Fuarı bizim için, yıl boyunca yayımladığımız kitaplar üzerine okurlarımızdan doğrudan görüş alabildiğimiz, yılın değerlendirmesini yapabildiğimiz bir etkinlik değeri de taşıyor.

Metis Yayınları Editörü, Çevirmen Savaş Kılıç:

"Okurla temas edebilmek önemli bir şans"

Ben bu yıl önceki yıllara göre daha kalabalık olduğunu düşünüyorum. Okurlar TÜYAP’a gelmişler. Bu da bizim açımızdan sevindirici. Şu anda hem yeni çıkardığımız kitaplar hem de yıllardır yayınlamış olduğumuz kitaplar ilgi görüyor. Biz de bundan dolayı sevinçliyiz. Okurla yayınevinin bir araya gelebildiği tüm etkinliklerde yayıncıların şanslarından biri okurla temas edebilmek. Bizim de imza saatlerimiz ve etkinliklerimiz olacak. Birbirimizi daha iyi tanıyabildiğimiz bir ortam olması açısından biz de keyifleniyoruz.

Doğan Kitap Genel Yayın Yönetmeni Cem Erciyes:

"Protokol katılımı yüksek, vaatkâr bir başlangıç"

Kitap fuarı bence bu sene iyi başladı. Öğlene doğru ben geldiğimde gayet doluydu. Bugün fuarın açılış günü ve ilk gün genellikle bu kadar kalabalık olmaz. Hava de güzelken biraz tenha olur. Örneğin geçen hafta İzmir Kitap Fuarı’ndaydım, onun açılışı biraz öyleydi. İstanbul daha vaatkâr başladı. Yenilikler de var bu sene. Çocuk yayıncılığını öne çıkartan genel bir teması var. Biraz önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasını dinledik. Protokol katılımı da yüksek. Fuarın belirli bir heyecanla başladığını görüyorum. Bu nedenle de herkes için mutluluk verici bir fuar olacağını düşünüyorum.

TÜYAP Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü:

"İstanbul Kitap Fuarı dünyadaki ilk 10 fuardan biri haline geldi"

Bugün ilk gün ve geçmiş yıllara göre artan bir kalabalık olduğunu gözlemliyoruz. Büyükşehir Belediyemizin ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün desteğiyle hafta içi öğrencilerimizin okullardan servislerle fuar alanına getirilip gezdirilmesi de söz konusu. Uluslararası bir fuar. Halka yönelik olmasının yanı sıra uluslararası faaliyetler de yapılıyor. Örneğin 5. salonu fuarın ilk 3 günü Uluslararası Günler olarak belirledik ve burada Azerbaycan başta olmak üzere, Romanya’dan, Çin’den, İngiltere’den, Rusya’dan katılımlar var. Oradaki yayınevleriyle buradaki yayınevleri buluşup telif hakları ve ikili iş görüşmeleri yapıyorlar. Bu işin uluslararası boyutu. Fuarın onur konuğu ülke olarak Azerbaycan. Azerbaycan standında Azerbaycan edebiyatın dünyasını yakından tanıma fırsatı bulacağız ve bir dizi etkinlikler olacak. Fuarın ana teması Çocukluk Şenliktir. Bu temaya uygun olarak da onur yazarımız Yalvaç Ural. Bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla bir söyleşi de gerçekleştirdi. Çocukların masalsı dünyasını öne çıkaran kitaplarıyla fuarımıza önemli bir katkı sağlıyor. Fuarda 1000 civarında stant var. Yayınevleri, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları, dernekler var. Çeşitli segmentlerde toplamda 200.000 üzerinde de kitap teşhir ediliyor. Böyle bir ortamı hiçbir yerde bulamazsınız. Türkiye’de yapılan fuarlar içerisinde zaten en büyüğü, uluslararası alanda da dünyadaki ilk 10 fuardan biri haline geldi. Bunu da perçinleyen dünyaca ünlü, ödüller almış misafirlerimiz var. Onlar da buradaki Türk okurlarıyla buluşuyorlar. Bu yıl kütüphanelerle ilgili bir etkinliğimiz de var. Kütüphanecilerimizi yayınevleriyle buluşturuyoruz. Burada sektöre anlamlı bir katkı sağlamaya çalışıyoruz. Fotoğraf sergimiz var. Şu anda 500’ün üzerinde etkinlik yapılacak. 3.000’nin üzerinde yazar, şair, eleştirmen, sanatçı ülkemizin en popüler isimleri TÜYAP’ta 9 gün boyunca okurlarımızla buluşacak. Yaklaşık yarım milyonun üzerinde de ziyaretçi bekliyoruz.