20 Nisan 2024, Cumartesi
Haber Giriş: 01.07.2022 04:34 | Son Güncelleme: 10.11.2022 17:17

Cüneyt Arkın sinema tutkusuyla her maceraya girdi

Kariyerinde 300’den fazla filmde rol alan Cüneyt Arkın ardında çok renkli, çok sesli, biraz da dağınık bir filmografi bıraktı
1975 yılında Ses dergisinin kapağında bu fotoğrafla yer almıştı
1975 yılında Ses dergisinin kapağında bu fotoğrafla yer almıştı

Yeşilçam’ın yıldız oyuncularının çoğunun kendilerine dair ciddi bir kariyer planı yoktu. Doğaçlama bir şekilde önlerine gelen projelerin çoğuna evet diyorlardı. En azından yoğun film üretilen 1990’a kadar... Sinemamızın en ünlü jönlerinden biri olan Cüneyt Arkın’ın da 300’den fazla yapımı barındıran kariyerinde neredeyse her türden filmin olmasının nedeni biraz da budur.  

Arkın’ın vefat haberleri sırasında sosyal medyada birçok kişi ondan “Türk sinemasının Alain Delon’u” diye söz etti. Gençliğinde fiziksel bir benzerlikten bahsetmek mümkündü. Ancak Delon’un soğuk duruşuna mukabil Arkın daha Akdenizli, daha güler yüzlüydü. Üstelik Delon’un da tür anlamında hayli renkli bir filmografiye sahip olmasına rağmen sinemanın sanat yönüne de ağırlık veren bir kariyer planı oluşturduğu aşikârdı.  

Halit Refiğ, Şafak Bekçileri filmini çekerken figüran olarak kullandığı, tıp eğitimi almış yakışıklı bir genç asker olan Fahrettin Cüreklibatır’dan etkilenmiş ve 1964 yılında çektiği Gurbet Kuşları’nda ona daha büyük bir rol vermişti. Film, Turgut Özakman’ın Ocak adlı hikayesinden Orhan Kemal ve Refiğ tarafından uyarlanmıştı ama Luchino Visconti’nin benzer bir hikayeye sahip filmi Rocco ve Kardeşleri’nin uyarlamasıymış gibi algılanmıştı. Üstelik, Rocco ve Kardeşleri’nin başrol oyuncusu da Alain Delon’du!

Doktor değil jön 

Kamera Arkın’ı öyle sevdi ki onun doktorluk yapmasına hiç fırsat vermedi. Nasıl versin ki, ilk filminden sonraki üç-dört yıl içinde 50’den fazla yapımda oynadı. 1960’lı yıllarda senede 15-16 filmde jön olarak rol aldı. Siyah beyaz dönemde yakışıklılığı onu melodram ve romantik komedilerin oyuncusu olmaya zorladı daha çok.

Ancak Arkın’ın kariyeri için yaptığı en önemli hamle; Uzak Doğu dövüş sporlarına yönelmesi, at binmekte ustalaşması ve böylelikle özellikle de 70’li yıllarda kendisini avantür aksiyonlar ya da western’den bilim kurguya kadar uzanan tür filmlerinin yıldızı yapmasıdır. 

Malkoçoğlu Ölüm Fedaileri (1971)

Filmlerinde hiç kendi sesini kullanamasa da (çoğunlukla Abdurrahman Palay ve Toron Karacaoğlu seslerini verdi) bu filmlerin aksiyon sahnelerinde hiç dublör kullanmadı, her aksiyonun içine bizzat daldı. Ancak sadece Malkoçoğlu, Kara Murat ya da Battal Gazi gibi tarihi aksiyonlarla değil, Cemil gibi polisiyelerle, Üç Kağıtçılar ya da Gırgır Ali gibi suç komedilerileriyle, Ölüm Savaşçısı gibi korku öğeleriyle desteklenmiş ya da Dünyayı Kurtaran Adam gibi yarı şaka yarı ciddi amaçlarla yapılmış garip ‘B-movie’lerle de seyirci karşısına çıktı. 

300 filmin her biri birbirinden farklı

Öğretmen Kemal, Vatandaş Rıza ve filmografisinin belki de en anlamlı filmi olan Maden gibi toplumsal gerçekçi hikayelerde de izletti kendisini. Yavuz Özkan’ın yönettiği ve Tarık Akan ile oynadığı, haklarını arayan maden işçilerini konu alan ve sol görüşlü bir film olarak tanımlanan Maden’den sonra sanki diğer tarafın da gönlünü almak ister gibi Güneş Ne Zaman Doğacak’ta oynamış ve epey de tartışma çıkarmıştı.

Kariyerde 300 film olunca her telden çalan bir karakter yelpazesi de çıkıyor ortaya. Bazen Atatürk ilkelerine bağlı devrimci bir öğretmen olup yobaz hocalarla mücadele etti, kimi zaman kadın avcısı seksist bir serseri kahraman oldu. Onu bir romantik komedinin salon erkeği, sırf Batı müziği dinliyor diye genç bir kızı azarlayan bir milliyetçi, bir İtalyan-Türk yapımında Süpermen (!), bazen de bütün ‘gavur’ları cezalandıran bir halk kahramanı olarak izledik. İçinde bulunduğu filmler politik duruş olarak farklı dalga boylarında olsa da ortak noktaları bu renkli aktörün sinemaya karşı tutkulu sevgisidir.  

Bu sevgi 40’tan fazla filmin yönetmenliğini yapmasına ve 30’dan fazla film senaryosu yazmasına da neden olmuştu. Cüneyt Arkın 1960’lardayken bir şekilde Avrupa sinemasına açılabilseydi, şu an daha az filmle ama çok farklı bir filmografiyle onu anıyor olabilirdik. 

Mutlaka izlenmesi gereken Cüneyt Arkın’lı 11 film 

  • Gurbet Kuşları (Halit Refiğ, 1964) 
  • Haremde Dört Kadın (Halit Refiğ, 1965)
  • Köroğlu (Atıf Yılmaz, 1968) 
  • Alageyik (Süreyya Duru, 1969) 
  • Yaralı Kurt (Lütfi Akad, 1972)
  • Alın Yazısı (Orhan Aksoy, 1972)
  • Maden (Yavuz Özkan, 1978)
  • Vatandaş Rıza (Cüneyt Arkın, 1979)
  • Öğretmen Kemal (Remzi Jöntürk, 1981)
  • Dünyayı Kurtaran Adam (Çetin İnanç, 1982)
  • İki Başlı Dev (Orhan Oğuz, 1990)