19 Ekim 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 28.04.2023 04:30 | Son Güncelleme: 28.04.2023 23:38

“Doğu’dan ilham aldım”

Arif Aşçı’nın Art On Piyalepaşa ev sahipliğinde açtığı Dokunun sergisi, Doğu’nun mistik güzergahlarını hatırlatıyor
Arif Aşçı
Arif Aşçı

Esin Hamamcı

Arif Aşçı’nın Kale Grubu tarafından başlatılan ‘İyi Bak Dünyana’ hareketi kapsamında Kale Tasarım ve Sanat Merkezi iş birliği ile Art On Piyalepaşa ev sahipliğinde başlayan Dokunun başlıklı kişisel resim sergisi, yıllar önce Doğu’ya yaptığı seyahatten ilham alıyor. İlk resim üretimleri olan siyah tablolarla çölün ortasında kafamızı yukarı kaldırıp yıldızları görüyoruz. Arif Aşçı ile 3 Haziran’a dek devam eden sergi üzerine konuştuk.

Serginizin serüveni nasıl başladı?

1982’de Akademi’den mezun oldum. Hocam Mehmet Güleryüz’dü. Sonrasında Akademi’de grafik bölümü için asistanlık sınavı açıldı ve kabul aldım. İki sene zor dayandım ve istifa ettim. Kendimi dışarı atmak, Doğu’yu keşfetmek istiyordum. Hilmi Yavuz, Akademi’de “Uygarlık Tarihi” hocamızdı. Ona gitmek istediğimi söyledim. Kendisi elime kamerayı alıp yollarda gördüklerimi röportaj olarak gazeteye yazmamı tavsiye etti. Sırt çantasıyla üç yıl dolaştım. 26 yaşında bu yolculukta fotoğraf çekmeye başladım. İran-Irak Savaşı’nı üzerimde basın kartı olmadan çektim. Hindistan’da tapınaklara, Güney İran’da Zerdüşt tapınaklarına girdim. O yıllardaki birikimimle Turkuaz belgeselini hazırladım. Kale Seramik desteğiyle İpek Yolu’nun kitabını, filmini yaptık. Galata’daki atölyeye yerleştim. Birkaç kitap daha hazırladım. O zamanlar Galata’da inanılmaz bir kaos vardı, burada yaşanmaz dedik. Fotoğrafta da dijitale geçiliyordu. Bu biçimiyle fotoğrafın bana uymayacağını düşündüğümden elimden kamerayı bıraktım. Hayatımda ilk defa İstanbul’u terk etme duygusunu masaya koydum. Otuz sene sonra böylece bahsettiğim olayların da etkisiyle resim yapmaya karar verdim. Yine Doğu’da gördüğüm şeylerden ilham aldım. Çöller, volkanlar, deve kervanları… Oralardan gelen izlenimlerle resimler yaptım. Renk kullanmamaya karar verdim. Daha önce resmi yapılmamış şeyler olsun dedim, örneğin rüzgarın, fırtınanın, tsunaminin resmini yapmak istedim. Bunlar aklımda belli belirsiz ipuçlarıyken on sene önce Ayvalık’a göçtük ve Cunda’daki kumlar resimlerime malzeme oldu. On sene sonra haydi bunları sergileyelim dedik ve yolumuz yine Kale Seramik’le birleşti.