Pandemi döneminde, Milano’nun göğü trafiğe kapanmış, sokaklar ise tamamen ıssızlığa bürünmüşken yazılmış Hotel Milano. İnsanların yalnızlığa, belirsizliğe ve birbirlerine mecbur kaldığı bir çağda... Zamanın donduğu, bedenlerin dört duvar arasına sıkıştığı o karantina günlerinde, dışarıdaki dünya küçülürken içimizdeki dünya ise büyümeye başlamıştı. Tim Parks’ın romanı, işte tam bu genişleyen iç dünyanın bir kaydı. Bir otelin dar koridorlarında yankılanan ayak sesleri, başka hayatlara temas etmenin hem acı hem umut verici biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Hotel Milano, sadece bir pandemi romanı değil; insan olmanın, anlam aramanın, temas kurmanın kırılgan diliyle örülmüş bir çağ anlatısı...
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim