Pandemi döneminde, Milano’nun göğü trafiğe kapanmış, sokaklar ise tamamen ıssızlığa bürünmüşken yazılmış Hotel Milano. İnsanların yalnızlığa, belirsizliğe ve birbirlerine mecbur kaldığı bir çağda... Zamanın donduğu, bedenlerin dört duvar arasına sıkıştığı o karantina günlerinde, dışarıdaki dünya küçülürken içimizdeki dünya ise büyümeye başlamıştı. Tim Parks’ın romanı, işte tam bu genişleyen iç dünyanın bir kaydı. Bir otelin dar koridorlarında yankılanan ayak sesleri, başka hayatlara temas etmenin hem acı hem umut verici biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Hotel Milano, sadece bir pandemi romanı değil; insan olmanın, anlam aramanın, temas kurmanın kırılgan diliyle örülmüş bir çağ anlatısı...
Haber Giriş: 11.04.2025 04:30 | Son
Güncelleme: 11.04.2025 04:34
İngiliz yazar Tim Parks: Önemli olan, asla yerinde saymamak
İngiliz yazar Tim Parks, Hotel Milano ile modern insanın beden, sınır ve aidiyet deneyimlerini yeniden düşünmeye çağırıyor. Bu söyleşi, sadece bir romanı değil; onun yazıldığı dünyanın ruhunu da anlamak için bir rehber niteliğinde…