22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 24.01.2024 00:18 | Son Güncelleme: 24.01.2024 16:35

Oscar adayları listesinde dolaşırken...

Woke çağı cancel kültürü filan derken herkesi mutlu edecek bir Oscar adayları listesine ulaşmak her zamankinden daha zor tabii. Ama bu sene en azından ırksal ve cinsel çeşitlilik anlamında pek çok kişiyi tatmin edecek bazı ilkler söz konusu
Oscar adayları listesinde dolaşırken...

Beğenilerin bu kadar çeşitlendiği, eleştirilerin bu kadar keskinleştiği bir dönemde, woke çağı cancel kültürü filan derken herkesi mutlu edecek bir Oscar adayları listesine ulaşmak her zamankinden daha zor tabii. Ama bu sene en azından ırksal ve cinsel çeşitlilik anlamında pek çok kişiyi tatmin edecek bazı ilkler söz konusu.

96. Akademi Ödüllerinin adaylar listesine kategoriler üzerinden bakarken, bazıları Oscar tarihinde ilk kez gerçekleşen dikkat çekici gelişmeler var. Ama öncelikle genel dağılımı görmek açısından adaylık toplamlarına bir bakalım: Oppenheimer 13 dalda, Zavallılar (Poor Things) 11, Dolunay Katilleri (Killers of the Flower Moon) 10, Barbie 8, Maestro 7, American Fiction ve Bir Düşüşün Anatomisi (Anatomy of a Fall) de 5’er dalda aday oldular. Bu yedi filmin yanı sıra Başka Bir Hayatta (Past Lives), İlgi Alanı (The Zone of Interest) ve The Holdovers filmleri de 'en iyi film' kategorisinin diğer adayları.

Amerikalılar Oppenheimer’ı çok sevdiler. Atom bombasının yapımı üzerine daha önce çok film yapıldı ancak bu elim olayın kendisinden ziyade bombanın yapılmasına ön ayak olan kişinin kafasında, vicdanında ve kalbinde yaşananlara odaklanan; bir sürü fizikçi ve siyasetçinin çok konuşkan sahneleriyle dolu bu biyografik yapı Christopher Nolan’ın biçimsel taktikleriyle (ve eşsiz bir işitsel destekle) son derece şık bir şekilde kurulmuş.

Bu anlamda aday olduğu pek çok kategorinin en büyük favorisi olduğu kesin. Sahnelere büyük destek veren, izleyicinin içini titreten dinamik müziklerin sahibi Ludwig Göransson ‘orijinal müzik’ kategorisinin en güçlü adayı mesela. Filmin ‘uyarlama senaryo’, ‘görüntü yönetimi’, ‘kurgu’ ve ‘ses’ dallarında da güçlü rakiplerinin olmasına rağmen ödüllerin favorisi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Christopher Nolan yönetmen kategorisinde de çok güçlü ama aynı listede ‘yaşayan en usta yönetmen’ olarak anılan Martin Scorsese de var!

Akademi üyeleri tıpkı Oppenheimer’daki gibi tarihsel hesaplaşma filmlerine hep büyük ilgi gösterirler. Nitekim bir günah çıkarma vakası da Dolunay Katilleri vesilesiyle yaşandı bu sene. Martin Scorsese’nin filmi yıllardır hiç konuşulmayan bir meseleyi, Osage yerlilerinin beyazların entrikaları ve cinayetleri sonucunda ellerinden alınan topraklarının hikayesi herhalde birkaç nesil Amerikalının dahi hiç bilmediği bir meseleydi. İçinde Leonardo DiCaprio, Robert De Niro gibi saygın/popüler oyuncuların olduğu bir filmle bu gerçek hikayenin Scorsese tarafından anlatılması çok önemli. Yapılanlar geri gelmez ama hatırlatılmış olması da çok değerli. Ancak 10 dalda aday gösterilen bir filmin son derece başarılı senaryosunun (kitap uyarlaması) ‘en iyi uyarlama senaryo’ kategorisinde aday gösterilmemesi biraz garip oldu doğrusu!

Barbie’yi Barbie yapanlar aday değil!

Yine de bu yılın en çok konuşulan filmi bu ikisi de değildi. Bir oyuncak markasından zekice kurulmuş hikayesiyle Barbie filmi bu kadar çok konuşulmasına, sevilmesine ve 8 daldaki adaylığına rağmen ortak yazarı ve yönetmeni olan Greta Gerwig’e yönetmen dalında adaylık getirmedi. Üstelik filmin iki yan karakter oyuncusu (Ryan Gosling ve America Ferrera) yardımcı rol dallarında aday oldular ama filme adını veren ve ona büyük bir değer katan güzel ve yetenekli aktris Margot Robbie de adaylık alamadı! Doğrusu filmi bu kadar ilgi çekici kılan bu iki ismin de listenin dışında kalması ilginç... Bu arada filmin yardımcı rol dallarında aday olan iki oyuncusunun da ödül alması zor görünüyor. ‘Yardımcı rolde erkek oyuncu’ kategorisinde Oppenheimer’daki akılda kalıcı performansıyla Robert Downey Jr'ın alması kesin gibi. Yardımcı rolde kadın oyuncu kategorisinde ise en güçlü aday The Holdovers’ta büyük acısını içine gömen aşçı bir kadını canlandıran Da’Vine Joy Randolph.    

Aslında Barbie’nin ‘uyarlama senaryo’ dalındaki adaylığı da enteresan. Vizyonu zamanında da belirtmiştik; zekice kurulmuş ana fikri ve birçok parlak buluş içermesine rağmen senaryo bir süre sonra eleştirir gibi yaptığı şeye dönüştürüyordu kendisini. Yine de bu dalda Oppenheimer’ı en çok zorlayacak aday olacak belli ki. Oysa diğer adaylar İlgi Alanı, Zavallılar ve American Fiction da güçlü adaylar.

Orijinal senaryo dalında Fransız bir kadın yönetmen Justine Triet’nin başarısı da konuşulmalı. Fransa’nın Oscar adayı olarak göndermediği Bir Düşüşün Anatomisi (Anatomy of a Fall) Akademi tarafından 5 dalda adaylıkla taçlandırıldı. Belli ki Fransız sinema sektörüyle aynı kanıda değiller. Nitekim onların gönderdiği filmi The Taste of Things’i ‘uluslararası film’ kategorisinde son beşe bile bırakmadılar. Filmde, şaibeli bir ölümün ardından uzun süren bir soruşturma ve mahkeme süreci boyunca bir kadının kocasını öldürüp öldürmediği, olayın bir intihar ya da kaza olup olmadığı bulunmaya çalışılır. Aslında çok iyi yazılmış bu senaryo (‘orijinal senaryo’ dalında en güçlü aday) bize bir cinayetin ya da suçun değil, bir evliliğin anatomisini çıkarmakta. Görünenin altında fokur fokur kaynayan bir kazanı anlatıyor.  

Oyuncular kıran kırana rekabette

Kocasını öldürmekle suçlanan Sandra adlı kadını Sandra Hüller eşsiz bir performansla canlandırıyor. Kendisi ‘kadın oyuncu’ kategorisinde güçlü bir aday. Ama bu dalda büyük rekabet var. Zaten Dolunay Katilleri’nde dikkat çekici bir performans gösteren Lily Gladstone adaylığıyla bir ilke imza atmış oldu. Büyük olasılıkla o gece ödülü sahnede havaya kaldıracak olan Gladstone bu dalda aday gösterilen ilk Amerikan yerlisi olarak da şimdiden tarihe geçmiş durumda. Oysa Leonard Bernstein’ın hayatına ‘belli oranda’ odaklanabilen biyografik Netflix filmi Maestro’nun en kusursuz işleyen performansını sunan Carey Mulligan, Zavallılar’daki zor rolünün altından ustaca kalkan Emma Stone ve yine biyografik bir Netflix filmi olan Nyad’daki rolüyle emektar bir Hollywood oyuncusu olan Annette Bening de ödüllük performanslar vermişler.

‘Yardımcı rolde kadın oyuncu’ kategorisi adaylarından siyahi oyuncu Da’Vine Joy Randolph banko gibi gözüküyor. Aynı kategoride bir siyahi kadın daha var: 1985 yapımı Spielberg klasiği Mor Yıllar’ın müzikal uyarlaması olan The Color Purple’dan Danielle Brooks. Ayrıca yine bu kategoride Latin kökenli America Ferrera da eklenerek etnik çeşitlilik çoğaltılmış. Bu dalda Nyad filminden gelen diğer aday Jodie Foster da ilk kez açıkça kuir olduğunu duyurmuş bir oyuncu olarak LGBTQ karakteri canlandırarak aday gösterilmiş oldu. Ama bu konuda Foster yalnız değil bu sene. ‘Erkek oyuncu’ dalında Rustin adlı hak arayışı konulu Netflix filminde rol alan Colman Domingo da aynı şekilde aday olarak Foster’la bu ilki paylaştı.

‘Yardımcı erkek oyuncu’ kategorisinde Robert Downey Jr. neredeyse banko ama Robert De Niro da Dolunay Katilleri’nde eşsiz bir kötü adam performansı çıkarmıştı. American Fiction filminde adaylığı sürpriz gibi görünse de This is Us dizisinin çok sevilen bol ödüllü siyahi oyuncusu Sterling K. Brown karısından boşanmış eşcinsel bir adamı başarıyla canlandırmakta. Brown da aynı filmdeki rol arkadaşı Jeffrey Wright ile bir ilke imza atmış oldu aslında. Siyahi oyuncu Jeffrey Wright ‘en iyi erkek oyuncu’ dalında aday olduğu için aynı filmden iki farklı siyahi oyuncunun iki farklı oyuncu kategorisinde aday olması da bu sene rastlanan bir ilk.

Bradley Cooper Maestro’daki Leonard Bernstein’ı eksiksiz canlandırabilmek için adeta kendini parçalamış. Ama büyük olasılıkla bu ödül Oppenheimer’ın karmaşık ruh halini, işine olan inadını, sonrasında yaşadığı savrulmayı unutulmaz bir tutarlılıkla canlandıran Cillian Murphy’e gidecek gibi duruyor. Eğer bu tahmin tutarsa olan The Holdovers’taki samimi performansıyla Paul Giamatti’ye olacak!

Uluslararası Film dalında bir Türk yönetmen

Bu kategoride yer alan, İtalya’nın aday filmi bu hafta vizyona giren Kaptan Benim (Io Capitano) çok şık çekilmiş, duygusu hayli yüksek etkileyici bir mülteci hikayesi sunmakta. Alman yönetmen Wim Wenders’ın Japonya’da 17 günde çektiği minimalist filmi Perfect Days ise Japonya adına ve geçtiğimiz hafta Netflix’te vizyona giren gerçek bir uçak kazası vakasından uyarlanan Kar Kardeşliği (Society of the Snow) de İspanya adına yarışıyor.

Almanya’yı ise bir Türk yönetmenin, İlker Çatak’ın film festivallerinde hayli beğenilen alegorik filmi Öğretmenler Odası (The Teachers’ Lounge) temsil etmekte. Ülkemizde 2 Şubat’ta vizyona girecek olan film, bir lise öğretmeni olan Carla’nın okulda gerçekleşen bir hırsızlık vakasından sonra düştüğü bazı ikilemleri sağlam bir sistem eleştirisiyle birleştiriyor. Yine de bu kategorinin en güçlü adayı İngiliz sinemacı Jonathan Flazer’ın filmi İlgi Alanı (The Zone of Interest) kesinlikle. Bizde 16 Şubat’ta vizyona girecek olan filmde Auschwitz kampının komutanı Rudolf Höss ve karısı Hedwig’in kampın hemen yanındaki evlerinde sürdürdükleri yaşama odaklanıyor. Şimdiye kadarki soykırım filmlerinden çok farklı bir soykırım filmi izliyoruz böylece. Hedwig rolünde yine Sandra Hüller harika bir performans göstermekte.         

Diğer filmler ve adaylıklar

Animasyon dalının adaylarından biri olan Disney/Pixar filmi Elemental olanca romantizmine rağmen güçlü bir aday değil gibi, Netflix’in LGBTQ bir kahramanın fantastik hikayesini anlatan bir grafik romandan uyarladığı son derece renkli ve eğlenceli bir film olan Nimona’nın da işi biraz zor.

Bu kategoride Örümcek-Adam: Örümcek Evrenine Geçiş her şeyiyle mükemmel, tam bir yeni çağ animasyonu. Ama listede büyük Japon animasyon üstadının son filmi Çocuk ve Balıkçıl (The Boy and the Heron) da bulunmakta. Onun yaptığı bir film listede varken insanın eli başka bir filme zor gider doğrusu!  

Ülkemizde de filmleri çok sevilen Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos’un modern bir Frankenstein hikayesi anlattığı Zavallılar filminin aday olduğu kategorilerde işi gerçekten zor. Zavallılar (Poor Things) bizde 9 Şubat’ta vizyona girecek. Diğer önemli adaylıkları bulunan filmlerden The Holdovers ve American Fiction’ın ise ülkemizde vizyona çıkmaları beklenmiyor şimdilik.  Geçtiğimiz aylarda bizde de vizyona çıkan Başka Bir Hayatta (Past Lives) ‘en iyi film’ ve ‘en iyi orijinal senaryo’ gibi iki önemli dalda aday. Senaristi ve yönetmeni Güney Koreli Celine Song daha bu ilk filmiyle çok iddialı bir başlangıç yapmış oldu sinema kariyerine. Kendisi senaryo kategorisinde aday gösterilen ilk Asyalı kadın olarak da tarihe geçmiş oldu.    

Yılın en hayal kırıklığı yaratan büyük prodüksiyonlarından biri olan Ridley Scott filmi Napoleon’un ise 3 teknik dalda adaylığı var sadece. Dönem filmi olmasından dolayı en büyük iddiası ‘kostüm’ ve ‘prodüksiyon tasarımı’ kategorileri olabilir ancak. Ama oralarda da güçlü rakipleri bulunmakta...  

96. Akademi Ödülleri 10 Mart 2024 akşamı Los Angeles’ta Dolby Theatre sahnesinde düzenlenecek seremonide sahiplerine sunulacak. Geceyi Amerikalı oyuncu/komedyen ve yazar Jimmy Kimmel dördüncü kez sunacak.