Asuman Kafaoğlu Büke
İlk romanı Şaka (1967) gibi 1929 yılının 1 Nisan gününde doğdu Milan Kundera. Şaka, gülüş, alay ve ironi dolu dilini Kunderyen olarak adlandıran edebiyat eleştirmenleri oldu ama asıl Kunderyen sözcüğü bence onun iç metinle dış metni birleştirme dehasından kaynaklanıyordu. Kurgunun dışına çıkarak anlatı hakkında düşünmeye çağırıyordu okuru. Brno Konservatuarı’nda hocalık yapan, Janacek’in öğrencisi müzikolog babasından ilk müzik eğitimini aldı. Müzik, çok önemli yer tutar Kundera’nın romanlarında. Çocukluğunda müzik ne ise, gençliğinde sinema da benzer bir rol oynadı. Çek Yeni Dalgası akımının Milos Forman ve Jiri Menzel gibi en parlak üyeleriyle dostluğu, senaryo girişimleri ve ilerleyen yıllarda sinema anlatısı ile romanı karşılaştıran denemelerinde plastik sanatlar, müzik, sinema ile şekillendirdiği bir yazınsal kişilik ortaya çıktı.
Gerçi daha sonra yazdığı Yavaşlık (1995) romanında sinema uyarlamalarından kendine has bir biçimde ironiyle söz etti. Sinemaya küskünlüğü Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (1988) filmi ile başladı ama asıl nedeni, sinemanın kurguyu salt öyküye indirmesinden kaynaklanıyordu.