Türk televizyonu ve Yeşilçam öksüz kaldı... Sinemanın efsane yapımcısı Türker İnanoğlu'nun 87 yaşında vefatı sadece ailesini ve dostlarını değil Türkiye'yi yasa boğdu. Sinemanın üstadı, tiyatronun duayeni, Türk televizyon tarihinin unutulmaz ismi için 2005 yılında Maslak’ta kurduğu Maslak Show Center’da (TİM) tören düzenlendi. Bay Sinema'ya son veda ailesi, dostları ve sevenleri salonu akın etti. Türker İnanoğlu’nun eşi Gülşen Bubikoğlu, oğlu İlker İnanoğlu, kızı Zeynep İnanoğlu ve torunu Mavi, törende hazır bulundu.
BAY SİNEMA… TÜRKER İNANOĞLU’NA SON VEDA
Veda töreni Türker İnanoğlu’nun hazırladığı, kendi hayat hikayesinin anlatıldığı barkovizyon gösterisiyle başladı. Sunuculuğunu İnanoğlu’nun damadı Cüneyt Özdemir’in yaptığı törene; Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü ve oyuncu Tamer Karadağlı, Sinema Genel Müdürü ve yapımcı Birol Güven, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, oyuncular Hülya Koçyiğit, Zafer Ergin, Sezer İnanoğlu, Ali Sunal, Gül Sunal, Müjdat Gezen, Cem Yılmaz, Şevket Çoruh, Özgür Ozan, Nehir Erdoğan, Bekir Aksoy, Erol Evgin, İlker Aksum, yapımcı Fatih Aksoy ve Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç başta olmak üzere çok sayıda kişi katıldı.
Türker İnanoğlu, naaşı tarihi ve duygusal konuşmaların yapıldığı tören sonrasında Levent Barbaros Hayreddin Paşa Camii'ne getirildi ve kılınan öğle namazı sonrası ebediyete uğurlandı. Cenazeye İnanoğlu'nun eşi Gülşen Bubikoğlu, oğlu İlker İnanoğlu ve kızı Zeynep İnanoğlu Özdemir'in taziyeleri kabul ettiği törene; Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, İstanbul Valisi Davut Gül, TBMM Başkanvekili Celal Adan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, oyuncular Hülya Koçyiğit, Nuri Alço, Hülya Avşar ve İnanoğlu'nun damadı Cüneyt Özdemir'in yanı sıra Lütfü Türkkan, İnan Güney ve Murat Aydın'ın da aralarında bulunduğu siyaset ve sanat dünyasından çok sayıda kişi katıldı.
Sanatçı Orhan Gencebay, tören öncesi basın mensuplarına yaptığı açıklamada İnanoğlu'nun tam bir sinema insanı olduğunu belirterek, "Harika bir insandı. Sinemada bu denli izler bıraktı. Tanrının emriyle göçtü. Allah gani gani rahmet eylesin. Hepimize sabırlar versin" dedi.
"Mirasını yaşatacağız"
Usta sinemacının oğlu İlker İnanoğlu üzüntüsünü, "Herkesin dediği gibi bir devir bitti. İmparator geçti, Yeşilçam'ı kuran adam gitti. Büyük bir değer kaybetti Türkiye. Onun mirasını elimizden geldiği kadar yaşatacağız. Her şeyi yapacağız" sözleriyle dile getirdi.
Oyuncu Kerem Alışık da çok üzgün olduğunu ve İnanoğlu'nu çok özleyeceğini aktararak, "Sinemamızı kaybettik. Sinema da sinemasını kaybetti bence. Türker Ağabey, benim baba yarım, çocukluğum, gençliğim, sinemalarımdı. Yaşamını sinemaya verdi, gitti. Sinemayı terk etti, sinema salonlarından ayrıldı" değerlendirmesini yaptı.
Oyuncu Zafer Ergin ise sinemanın bir ustasını kaybetmenin acısını yaşadıklarını dile getirerek, "Beraber çalışırdık. Çok acı bir gün. Allah sevenlerine ve hepimize kuvvet versin. Allah rahmet eylesin" diye konnuştu.
Cenaze namazının ardından İnanoğlu'nun naaşı dualarla omuzlara alınarak cenaze aracına taşındı. İnanoğlu'nun cenazesi Kanlıca'daki aile mezarlığında toprağa verildi.
Anma töreninden tarihi konuşmalar: Bugün bir devir kapandı
İlker Aksum: Beni 1995 yılında hemen kanatları altına aldı, kariyerimi belirledi. 'Yabancı Damat' adlı dizide bana rol vererek kariyerimin gidişatını değiştirmiştir. Türkiye'nin en büyük yapımcısı, tiyatroya büyük katkıları olan bir insandı. Bir daha onun gibisinin geleceğini düşünmüyorum.
Gül Sunal: Sinemacı olarak çok takdir ettiğimiz bir dostumuz. Ama ben onun daha çok mutfakta yemek yapan, komik, yaramaz bir çocuk gibi aile hayatını çok özleyeceğim. Gelirken Ali ile onları konuştuk. Birlikte seyahatlerimiz oldu. O seyahatlerde hep başroldü. Onu hep komik, güzel, yaramaz bir çocuk olarak hatırlayacağım.
Nehir Erdoğan: Tüm Türkiye'nin başı sağ olsun. Ben sadece mesleğimde çok önemli dokunuşları olan bir büyük bir çınarı kaybetmedim, bir çocuğumuza babalık etti Türker Abi. Yarattığı karakterler de babasını kaybetti. Layığıyla görevimizi yapmaya çalışacağız. Belki de Yeşilçam'ın son çınarıydı. Bir devir onunla değişiyor. O insanlar yetiştirdi, sadece oyuncular değil. Ben çok şanlıyım. Onun yetiştirdiği gibi sürdüreceğiz İnşallah.
Ali Sunal: Benim ilk arkadaşlarımdan, ilk dostlarımdan biriydi Türker Abi. Babamla çok şeker dostlukları vardı. Müthiş anlaşıyorlar, bazen birlikte iş yapamıyorlar ama devamında yine müthiş dostlukları var. Beni keşfeden de Türker Abi oldu. Benimle arkadaşlık kurdu. Aramızdaki yaş farkına baktığımıza rağmen beni en dikkatli dinleyen insandı. Annemle babamla konuşup, beni yatılı misafir ettiler. Kızı Zeynep'le arkadaş olduk. Ben küçükken karanlıktan korkuyordum. Uyurken başımda bekleyip masallar anlatıyordu. Ben Türker Abi'yi böyle hatırlıyorum. Kendi seçtiğim ilk arkadaşım olabilir Türker Abi.
Cem Yılmaz: 90'lı yılların ortasında Meltem Cumbul şov yapıyordu. Beni çağırmıştı beni orada izlemiş. Meltem'e, "Kızım mahalleden arkadaşlarını niye bu talk-show'a çağırıyosrunuz. Yok muydu tanıdık birileri' demiş. İlk öyle tanışmıştık. Bu sahnede 2003'ten beri bin küsür defa sahneye çıktım. Çoğunda kulise geldi. 'En çok seni seviyorum' derdi. Buna inandırırdı insanı... En çok beni seviyor zannediyordum. Diğer meslektaşlarım ve büyüklerimden duyduğum, birçok kişiyi seviyormuş ve birçok kişi onu gönülden seviyormuş. Kuliste kendisinin kari yerinde ve pozisyonunda olan hiç kimseden beklenmeyecek şekilde sahneye çıkacak sanatçının yanına gelip, 'Bir ihtiyacın var mı?' diye sorardı. Keşke şimdi sorulsa bu soru, 'Evet bir ihtiyacımız var keşke bir Türker İnanoğlu daha olabilseydi'..." ifadesini kullandı.
Zeynep İnanoğlu: Babam önemsediği konuları kimseye emanet etmezdi. Bugünü de kendisi planladı. Benim yurtdışında olacağımı düşünmüştü. Her şeyin üzerinden birkaç kez geçtik. Bütün bu planlamalar yaşanan acıyı azaltmıyormuş. O böyle bir insandı detaylara hakimdi. Çalışkandı, disiplinliydi. Duygularını göstermemekle beraber aşırı duygusaldı. İşine ve çalışma arkadaşlarına inanılmaz bağlıydı. Çok insana dokunup, çok eser bıraktı. Bugün burada sizleri görse çok mutlu olurdu. Tam istediği veda. Sevgili baba beni duyuyorsan hissediyorsan seni çok sevdiğimi bilmeni istiyorum. İsminin ve adının bizlerle yaşaması için elimden gelen her şeyi yapacağımı sözünü veriyorum"
İlker İnanoğlu: Çok mükemmeliyetçi bir adamdı. 18 yaşımdan beri sağlık sebeplerinden dolayı Amerika'ya götürdüm. Son zamanlarında yine Amerika'ya gittik ameliyat için. Otele geldik, asansöre bindik orada düğmeye basmaya çalıştı 'baba bırak onu da ben yapayım dedim' her şeyi kendisi yapmak isterdi. Çok sert bir babaydı, hala çocuk gibiydim karşısında . Vefat edince üzerimdeki baskı kalkar diye hissediyordum ama yanılmışım. Çok zor... Baba seni çok seviyorum.
Hülya Koçyiğit: Hepimizin hayatında onun etkisi var, onun dokunuşu var. Her şeyden önce Türk sinemasına çok değerli katkıları var. Çalışma hayatımız, düzensiz, dengesiz, bunun bir raya oturması gerekiyor. Toplantılar yaptık... Dönem dönem sinema çıkmazlara girdi. Bunun halledilmesi için Türker İnanoğlu, bizi alıp Ankara'ya götürdü. Kültür Bakanlığı'nı ziyaret ettik. O bir sinema aşığı, sinema tutkunu, sinema için yapmadığı yok. Hepimizin hamisi onun emeklerine çok büyük saygı duyuyorum. Bugün bir devir kapandı onunla beraber. Öyle güzel eserler bıraktı ki ardında ne mutlu böylesine yaşanmış bir hayata.
"Türker İnanoğlu sergisi açmaya karar verdik"
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Atlas Sineması Müzesi'nde Türker İnanoğlu sergisi açılacağını açıkladı ve özlerine şöyle devam etti:
Ben Türker Abi'yi Atlas Sineması müzesi sırasında tanıma fırsatı buldum. O sıralarda Türker Abi Atlas Sineması'nda bakanlığımızın kiracısıydı. Kendisini ziyaret edip proje konusunda bilgilendirdim görüşmelerini aldım. Hiç tereddüt etmeden 'Sayın Bakanım bir an önce başlayın elimden ne geliyorsa desteği vereceğim' o gün anladım Türker Abi'deki sinema aşkını. Yaklaşık üç ay önce Atatürk Kültür Merkezi'nde bir araya geldik. Zaman zaman sağlığı izin verdiği anlarda kültür ve sanat konusunda görüşlerini alıp fikirlerini sunmasını istiyorduk. Çok faydalı ve değerli bir insandı. Beyazperde sevdalısıydı diyebilirim. Sinema emekçisi olarak çıktığı bu yolda çok büyük sıkıntılar çekmişti, bu sıkıntıları unutmayıp, sinema emekçileri için elini taşın altına koymayı bilmişti. Gençlere de değer verip her zaman arkalarında durdu. Biz camianın onu hiçbir zaman unutmayacağını biliyoruz. Haziran ayında Atlas Sineması Müzesi'nde Türker İnanoğlu sergisi açmaya karar verdik. Ben bir insanın en büyük eserinin yetiştirdiği insanlar olduğuna inanıyorum.
Zafer Mutlu: Türker abiyi yanılmıyorsam 1981 yılında tanıdım. O zamanlar Günaydın gazetesinde genç bir editördüm. Türker abi de 40'lı yaşlarındaymış. O da çok gençmiş. Çok kısa geçti Ulusal Video meselesi. Ulusal Video Türkiye'de değil dünyada da bir vizyondu. Bana göre YouTube'un mantığını ilk çözen Türker abiydi. Geldi, "Ben böyle bir şey yapıyorum, bunu birlikte haberler, belgeseller koyarak yapalım" dedi. Televizyon ekranında filmler değil başka şeyler de izlenebileceğini ilk keşfeden Türker abiydi. Bir sürü yönetmen çıktı. Olağanüstü bir vizyonu olan, yaratıcı bir beyindi. Çok şey öğrendim ondan. Çok eğlendik. Hakikaten çok enteresan bir kişilikti. Sonra ATV'de birlikte olduk. Olağanüstü çabalarıyla büyük destek verdi ATV'ye. Sonra birlikte bir ortaklık kuruldu Sabah Grubu'yla. Sonra Sabah'taki problemler nedeniyle biz ayrılmak zorunda kaldık. Bu merkezin (TİM) inşaatı sırasında ayağını kırdı. Her an işinin başında olan çok özel bir insandı. Büyük bir Fenerbahçeliydi. Birlikte yıllarca aynı locayı paylaştık. Çok şeyler anlatabilirim ama çok da vaktinizi almak istemiyorum. Çok teşekkür ederim.
Cüneyt Özdemir: Ben 1995 yılında ilk kez Türker İnanoğlu ile tanışmıştım. ATV Ana Haber Bülteni'nde Ali Kırca ile beraber çalışmaya başlamıştık. Genç bir yönetmendim, Siyaset Meydanı'nı yönetiyordum. O dönemde özel televizyonlar yarışı yeni başlamıştı. ATV baya önde gidiyordu. O dönem Türker İnanoğlu ile beraber çalışan, aynı grupta bulunan gazeteci abimiz Zafer Mutlu'yu davet etmek istiyorum. Eminim onun da söyleyeceği çok şeyi vardır, yıllarca beraber aynı binada neredeyse dirsek dirseğe çalıştılar.
Serpil Akıllıoğlu: Benim için çor zor bir konuşma olacak çünkü daha dün birlikteydik sanırım son beraberliğimiz de 8 yıl sürdü. Yazdığı kitaplar Cüneyt Bey'in de söylediği gibi onun özeliydi. Ve o özeli gece gündüz demeden, sabah akşam, tatil hiç yok. Birlikte çok keyifle çalıştık.
"6 nesle hizmet götürmüş sinema sevdalısıydı"
Ben dün ve bugün birçok telefon aldım. Hepsi bana başsağlığı diliyordu. Ben hepsine 'Türkiye'nin başın sağolsun' diye cevap veriyordum çünkü Türkiye'nin sanatçısıydı, çalışanıydı emekçisiydi ve Türkiye çapında bir kimlik kazanmıştı. Bunun bana bir sohbetinde hatta kitaba da geçen bir ifadeydi bu. Şöyle demişti:
Ben tam altı nesle hizmet götürmüş bir sinema sevdalısıyım. Bu iki kuşak genellikle ilk miladonların seyircisiydi. Zaman içinde o gençler yuva kurdu çocukları oldu. Artık aile filmleri revaçtaydı. O çocuklar büyüdü Kara Muratların vazgeçilmez seyircisi oldu. Anne babalar ise aşk filmlerinin hayranıydı. Etti mi dört. İki kuşak da benim son dönem filmlerimin seyircisi olan anneler babalardı. Etti sana altı kuşak, altı nesil.
"Yılmak yorulmak bilmeyen çalışma azmi vardı"
Altı kuşak içinde onun filmleriyle büyüyen milyonlar vardı. En belirgin özelliği yılmak yorulmak bilmeyen çalışma azmiydi. Bu özelliği ona sayısız başarıya imza atmanın yolunu açtı, aynı zamanda ömrü boyunca sayılamayacak kadar çok sağlık sorunlarının da nedeni oldu. Dünya çapında doktorlar ona bu yoğun tempoyu yasakladı ama o dinlemedi.
"Bir ömre sığmayacak çalışma ödülü aldı"
Bu özelliğine en güzel örnek yurt dışında gelen bir ödüldü. 2015 yılında European Business Awards (Avrupa İş Dünyası Ödülleri) aldığı ödülün gerekçesi "Bir insan ömrüne sığmayacak çalışmaların karşılığı olarak özel sinema ödülüydü. Ben bunu tekrar etmek istiyorum. Bir insan ömrüne sığmayacak çalışmaların karşılığı olarak. Bu az şey değil. Bir ömre sığmış.
Cüneyt Özdemir: Son anına kadar üretime devam ediyordu. Ürettiklerinde bir tanesi de kitaptı. Yeni bir bir kitap yazıyordu. Son rötuşlar yapılıyordu. Kitabı da beraber çalıştığı Sayın Serpil Akıllıoğlu yazıyordu. Ben Serpil Bey'i davet etmek istiyorum. Bir anlamda Serpil By, kara kutusu da diyebiliriz Türker Bey'in Ben bazen anıları dinlediğimde 'Türkey Bey bunlar da kitapta olacak mı' diyordum. Ya her şeyi de koyamayız diyordu. Ne kadarını koyduğu bizim için de sürpriz olacak.
Yönetmen, film ve televizyon yapımcısı Türker İnanoğlu için TİM Show Center'da tören düzenlendi. Törene katılan Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse konuşma yaptı.
10.31: Karabük Üniversitesi Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Bayram törende bir konuşma yaptı. Bayram, fakültenin açılışının İnanoğlu'nun doğum günü olan 18 Mayıs'ta yapmayı planladıklarını söyledi ve diplomaların üzerinde Türker İnanoğlu yazacağını ekledi.
10.15: İnanoğlu'nun torunu Berker İnanoğlu töreni, Türker İnanoğlu'nun oturduğu koltuktan izledi.
"İlk kez belki de ışıklar ve kameralar onu çekiyor"
Anma töreni İnanoğlu'nun damadı gazeteci Cüneyt Özdemir'in konuşmasıyla başladı: Bugün bizim için zor bir gün. Türker İnanoğlu'nu Bay Sinema olarak biliyorsunuz, Yeşilçam'ı belki de kuran büyüten isim olarak biliyorsunuz. Çok iyi bir Fenerbahçeli olarak tanıyorsunuz. Yapımcı, yönetmen bir sanat insanıydı. Mükemmelliyetçi bir insandı. Hayatı boyunca kameraları kimi zaman Türkiye'nin geneline, kimi zaman şov dünyasına, kimi zaman sanat dünyasına kimi zaman adını verdiği bu merkezdeki gibi pek çok gösterinin sahnelendiği yerlere çevirdi. Bütün ışıkları o kontrol ederdi. İlk kez belki de ışıklar ve kameralar onu çekiyor. Bugün dostlarıyla onu anlamaya çalışacağız.
"Bir anlamda kendi cenazesini de planlamıştı"
O kadar mükemmel bir insandı ki bir anlamda kendi cenazesini de planlamıştı. Vefat ettikten sonra çalışma arkadaşları önümüze vefat ilanlarını getirdi. Türker Bey, okumuş, onaylamış, hazırlamış. Bir tane de belgesel yapmış. Tamamen Kendi hayatını anlatan, kendi eserlerini anlatan. İsterseniz bugünkü bu anma programımıza bu önemli günü bizzat Türker İnanoğlu'nun yazdığı, yönettiği ve bir anlamda oynadığı o belgeselle başlayalım.
Türker İnanoğlu kimdir?
Yazılarıyla Oksijen'e katkıda bulunan Zeynep İnanoğlu ve oyuncu İlker İnanoğlu'nun babası; Türker İnanoğlu 18 Mayıs 1936’da Safranbolu’da dünyaya geldi. Lise eğitimi sonrasında devam ettiği Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisi grafik bölümündeki yüksek öğrenimini tamamlamadan sinema sektöründe çalışmaya başladı. Ö. Lütfi Akad ve Nişan Hançer’e 9 filmde asistanlık yapan İnanoğlu, 1959 yılında Senden Ayrı Yaşayamam adlı filmle yönetmenliğe başladı. Yeşilçam’da çektiği 10 sinema filminin ardından 1960 yılında kendi şirketi Erler Film'i kurdu. Erler Film'le 200'ün üzerinde filmin yapımcılığını üstlenen İmamoğlu, 66 uzun metraj sinema filmine de yönetmen olarak imza attı.
İnanoğlu 1964 yılında oyuncu Filiz Akın’la evlendi. Yumurcak filmleriyle ünlenen oğulları İlker İnanoğlu 20 Ağustos 1965 tarihinde dünyaya gelirken, çift 1974 yılında ayrıldı. İnanoğlu, 1975 yılında ise halen evli olduğu oyuncu Gülşen Bubikoğlu ile hayatını birleştirdi. Bu evlilikten kızları Zeynep dünyaya geldi.
İnanoğlu, 1979'da kurduğu Ulusal Video adlı şirketle yerli filmlerin yurt içi ve yurt dışında video kaset olarak dağıtımını yaparak krizdeki Türk sinemasının nefes almasını sağladı. Televizyon programları için 1985 yılında kurduğu stüdyo bünyesinde TRT'ye Bir Başka Gece, Hodri Meydan, Gecenin Getirdikleri gibi haber ve eğlence programları hazırlayan İnanoğlu, bu dönemde yayına başlayan Star TV, Show TV, Kanal 6, ATV ve Kanal D gibi özel kanallara da 10 bin saatin üzerine program yaptı.
Beyoğlu Saray, Beşiktaş Yumurcak, Kadıköy Reks, Karagümrük Hakan, Bakırköy Ünverdi, Ankara Akay Dedeman ve Bahçelievler Dedeman gibi çok sayıda sinema salonunun işletmeciliğini yapan İnanoğlu son olarak 2005 yılında İstanbul Maslak’ta, içinde dev sahneli bin 820 kişilik büyük bir salon, 300 kişilik bir tiyatro salonu, 5 salonlu sinemalar kompleksi, toplantı salonlarının yer aldığı ve müzikaller, gösteriler, konserler, kongre, lansman ve konferansların düzenlendiği TİM - Türker İnanoğlu Maslak Show Center’ı açtı.
Türker İnanoğlu 1997 senesinde Türker İnanoğlu Sinema Vakfı’nı (TÜRVAK) kurarak yapımcılığını üstlendiği tüm filmleri ve hakları kendisinde olan TV programlarını bu vakfa devretti. Vakıf, ihtiyaç sahibi sinema çalışanları ve onların ailelerine maddi yardımda bulunmakta, üniversitelerin sinema ile ilgili bölümlerinde okuyan ihtiyaç sahibi öğrencilere burs vermektedir. İnanoğlu, ayrıca 16 derslikli bir ilköğretim okulu ile sinema - televizyon konusunda eğitim veren TÜRVAK - Sinema Televizyon Eğitim Merkezi’ni kurdu.
Türkiye’de türünün ilk ve tek örneği olan TÜRVAK - Sinema Tiyatro Müzesi’ni de kuran Türker İnanoğlu, TÜRVAK Kitapları adı altında çeşitli eserler yayımladı. Bu eserler arasında çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış makalelerini bir araya getiren Sinema-TV Üzerine Denemeler, kitabın basıldığı 2004 yılına kadar Türk sinemasında üretilen filmlerin tamamına yakınının afişlerini bir araya getiren 5555 Afişle Türk Sineması ve İnanoğlu’nun biyografik perspektifinden ülkemizin sinema, televizyon, sanat ve kültür hayatı ile sektörün teknolojik gelişim sürecinin sergilendiği Bay Sinema yer almaktadır.
Yapımcılığını üstlendiği filmler
1966: Aşk Mücadelesi
1967: Parmaklıklar Arkasında
1968: Hancı
1969: Hayat Kavgası
1969: Hüzünlü Aşk
1969: Lekeli Melek
1969: Dağlar Şahini
1969: Melikşah
1969: Ağlama Değmez Hayat
1969: Deli Murat
1970: Fadime
1970: İşportacı Kız
1970: Kaçak
1970: Yarım Kalan Saadet
1970: Yumurcak Köprüaltı Çocuğu
1970: Yusuf İle Züleyha
1970: Ferhat ile Şirin
1970: Güzel Şoför
1970: Söz Müdafaanın
1971: Fadime Cambazhane Gülü
1971: Yumurcağın Tatlı Rüyaları
1971: Hak Yolu
1971: Yağmur
1971: Adını Anmayacağım
1971: Oyun Bitti
1971: İki Esir
1972: Kanlı Para
1972: Ayrılık
1972: Yumurcak Küçük Şahit
1972: Kara Murat Fatih'in Fedaisi
1973: Acı Hayat
1973: Yumurcak Küçük Kovboy
1973: Karateci Kız
1973: Bitirim Kardeşler
1973: Bitirimler Sosyetede
1973: Vurgun
1974: Yumurcak / Veda
1974: Karateciler İstanbul'da
1974: Ayrı Dünyalar
1974: Kara Murat Ölüm Emri
1975: Kara Murat Kara Şövalyeye Karşı
1975: Yumurcak Belalı Tatil
1975: Üç Kağıtçılar
1976: Kara Murat Şeyh Gaffar'a Karşı
1977: Baskın
1977: Kara Murat Denizler Hakimi
1978: Kara Murat Devler Savaşıyor
1978: Vahşi Gelin
1980: Zübük
1980: Renkli Dünya
1982: Kördüğüm
1982: Leyla ile Mecnun
1984: Kayıp Kızlar
1984: Alev Alev
1984: Taçsız Kraliçe
1985: Paramparça
1985: Keriz
1988: Kızım ve Ben
1989: Dehşet Gecesi
1990: Madde 438
2000: Oyunbozan
2004-2007: Cennet Mahallesi (Televizyon dizisi)
2006-2022: Arka Sokaklar (Televizyon dizisi)
2008-2012: Akasya Durağı (Televizyon dizisi)
Yönetmenliğini yaptığı filmler
1960: Cambaz Kızın Aşkı
1960: İçimizden Biri
1960: Köyde Bir Kız Sevdim
1960: Küçük Kahraman
1961: Şafakta Buluşalım
1961: Doğmadan Ölenler
1961: Hancı
1962: Belki Bir Sabah Geleceksin
1962: Çöpçatan
1962: Kalp Yarası
1962: Senden Ayrı Yaşayamam
1962: Kanun Kanundur
1962: Kiralık Koca
1962: Bulunmaz Uşak
1962: Küçük Beyefendi
1963: Bahriyeli Ahmet
1963: Beyoğlu Piliçleri
1963: Yolcu
1964: Bekarlık Sultanlıktır
1964: Meyhaneci
1964: Mirasyedi
1964: Kadın Berberi
1964: Yankesici Kız
1965: Babasına Bak Oğlunu Al
1965: Tamirci Parçası
1965: Satılık Kalb
1965: Yankesici Kızın Aşkı
1965: Zennube
1966: Affedilmeyen
1966: Bar Kızı
1966: Beyoğlu Esrarı
1966: Efkarlıyım Abiler
1966: İdam Mahkumu
1966: İntikam Uğruna
1966: Kaderin Cilvesi
1966: Kolejli Kızın Aşkı
1966: Milyonerin Kızı
1966: Ölmek mi Yaşamak mı
1966: Suçsuz Firari
1966: Vur Emri
1967: Ağır Suç
1967: Ayrılık Saati
1967: Evlat Uğruna
1967: Kader Bağı
1967: Kardeş Kavgası
1967: Namus Borcu
1967: Osmanlı Kabadayısı
1967: Paşa Kızı
1967: Ringo Kazım
1967: Zehirli Hayat
1967: Pranga Mahkûmu
1967: Silahlı Paşazade
1967: Bekar Odası
1968: Arkadaşımın Aşkısın
1968: Aşka Tövbe
1968: Benim de Kalbim Var
1968: Hırsız Kız
1968: İstanbul Tatili
1968: Sabah Yıldızı
1968: Tahran Macerası
1969: Cilveli Kız
1969: Efkarlı Sosyetede
1969: Son Mektup
1969: Yumurcak
1970: Fadime
1970: İşportacı Kız
1970: Yarım Kalan Saadet
1970: Yumurcak Köprüaltı Çocuğu
1971: Saadet Şehri
1971: Fadime Cambazhane Gülü
1971: Yumurcağın Tatlı Rüyaları
1972: Ayrılık
1973: Soyguncular
1977: Bizim Kız
1987: Gönülden Gönüle
1987: Hafız Yusuf Efendi