Son John Wick filminde Keanu Reeves'in canlandırdığı inatçı suikastçı, güçlü ve sessiz tiplmesini uç noktalara taşıyor. Toplamda, Wick Fas, Japonya, Almanya ve Fransa'da çok sayıda saldırganla yüzleşirken her diyalog satırı başına ortalama dört kelime söylüyor. Düşmanları ister ona doğru konuşsun ister yumruk atsın, her zamanki gibi tepkisi çelik gibi bir sessizlik. Konuşmaya tenezzül ettiğinde ise bunu bıçak darbeleriyle yapıyor.
En çok kullandığı kelime: Evet
Wall Street Jorunal'ın yaptığı sayıma göre, karakterin yeni filmdeki tüm repliklerinin neredeyse üçte biri tek bir kelimeden oluşuyor. En çok kullandığı kelime ise Yeah/Evet. Yönetmen Chad Stahelski, Reeves'in ilk senaryoda karakter için yazılan diyalogların yaklaşık yarısını çıkardığını, bunun da yapımcıların olayları anlatmak yerine göstermeye odaklanmasının bir parçası olduğunu söyledi.
Siyah takım elbisesi ve asla gevşetmediği kravatları gibi açıklık da John Wick'in gizeminin anahtarıdır. Emekli bir tetikçinin yeraltı suikastçılar topluluğuna geri dönüş hikayesi hayranların ilgisini çekti. Bu mitoloji, Hong Kong aksiyon sinemasından esinlenen dövüş koreografisiyle birlikte, ilk üç filmin dünya çapında 588 milyon dolarlık bilet satışının yanı sıra yeni bir yan film ve TV dizisinin temelini oluşturdu.
Gişe zaferi
John Wick: Chapter 4 hafta sonu gişede 1 numara oldu ve ABD'deki sinemalarda yaklaşık 73,5 milyon dolar hasılat elde etti. Bu, Lionsgate stüdyosunun aksiyon serisi için şimdiye kadar elde ettiği en büyük açılış oldu. Film yurtdışında da 64 milyon dolar hasılat elde etti. Beyazperdeye hakim olan süper kahramanlarla karşılaştırıldığında Wick çoğunlukla çenesini kapalı tutan bir aksiyon kahramanı olarak öne çıkıyor.
Western filmlerinden etkilendi
Kötü adamlardan birinin onu tanımladığı gibi, "Odaklanma, bağlılık ve katıksız bir irade adamı" olan Wick, western filmlerinin altın çağında silahşörlerin yaptığı şeyin aynısını yapıyor. Yeni filmde 30 adımda tabancayla düello bile yapıyor. 1960'ların ünlü Sergio Leone filmleri üçlemesinde Clint Eastwood'un karakteri kendi adını hiç anmaz ama ilk film olan A Fistful of Dollars'da neredeyse Wick'in ilk üç filmde söylediği kadar çok söz söyler.
Bu westernler John Wick'i etkiledi. Buster Keaton ve Harold Lloyd gibi sessiz film yıldızları da öyle. Reeves'in Matrix filmlerindeki eski dublörü Stahelski, aktörün Wick'in duyguları ya da belirsiz kalan geçmiş hikayesi hakkında monologlar değil, vücut dili ve yüzdeki mikro ifadelerle anlam iletmek istediğini anlattı. Stahelski, "O sadece soğukkanlı değil. Gizemli ve gizem seyircinin boşlukları doldurmasına izin veriyor" diye konuştu.
Her John Wick filminin ana cazibesi aynı. Reeves, judo, jujitsu ve yakın mesafeden silah kullanma karışımıyla bire karşı çok sayıda dövüş maratonunda ilerliyor. Müzikli bu sahneleri vücut darbeleri, homurtular ve silah seslerinden oluşan uzun bir palet dolduruyor. Dördüncü filmde Wick'in mınçıkalarla insanlara vurduğu sahnelerde bunlara dahil.
Wick'in düşmanlarına göre, onun sertliği göz korkutma faktörüne katkıda bulunuyor. Film yapımcıları içinse, Wick'in sessiz tarafı filmin bombardımanını dengeliyor ve havayı vurguluyor. Osaka'daki neon ışıklı bir ara sahnede Wick, Hiroyuki Sanada tarafından canlandırılan meslektaşının selamına, çiçek açmış bir kiraz ağacını asık suratla düşünerek karşılık verir.
İlk filmde 484 kelime kullanıyor
John Wick filmleri uzadıkça, ana karakterin diyalogları da daha kısa bir hal aldı. Reeves, 101 dakika süren ilk filmde toplam 484 kelime söyledi. 169 dakika olan dördüncü film üç saati zorlasa da Wick sadece 380 kelime kullanıyor. Bunların yaklaşık yüzde 10'u filmin fragmanında yer alıyor ve bu da kahramanın neredeyse geveze görünmesini sağlıyor. Wick bu 2,5 dakikalık klipte filmin ilk 25 dakikasında söylediğinden daha fazlasını söylüyor.
Reeves kendisi azalttı
Wick'in filmdeki kesintisiz en uzun konuşması tek bir cümleden ibaret: Sen ve ben iyi bir hayatı uzun zaman önce geride bıraktık dostum. Dördüncü filmin senaryo toplantılarına Stahelski ve Reeves birlikte başkanlık etti. Shay Hatten ile birlikte senaryoyu yazan Michael Finch, "Keanu toplantıda tüm karakterleri canlandırırdı. Tek kişilik bir gösteriydi" dedi.
Ancak bu süreç boyunca ve sette, Reeves sürekli olarak kendi konuşma rollerini azalttı. Gerekli olay örgüsü açıklamalarını diğer karakterlere devretti. Stahelski, Wick'in Bill Skarsgård'ın canlandırdığı kötü adam Marquis de Gramont'la düello şartlarını müzakere ettiği bir sahnedeki diyalogların yarı yarıya azaltıldığını anlattı. Finch, "Onunla çalışırken kendini konuşmamaya bu kadar adamış olması insanı şaşırtıyor" dedi.
John Wick'in ana hikayesi, karakterin kelime sayısı kadar yalın. 2014'te gösterime giren ilk film, Wick'i karısının yasını tutan bir sivil olarak tanıtıyordu. Haydutlar yavru köpeğini öldürdükten ve sevgili Mustang'ini çaldıktan sonra, bir intikam görevine çıkıyor.
Wick, peşinde olduğu bir Rus suç patronuna motivasyonunu "İnsanlar geri dönüp dönmediğimi sorup duruyor ve ben de bir cevap veremiyorum. Ama şimdi, evet, döndüğümü düşünüyorum" (People keep asking if I’m back and I haven’t really had an answer. But now, yeah, I’m thinkin’ I’m back) sözleriyle açıklıyor. Toplam 83 karakterden oluşan bu cümle, Wick'in filmdeki en çok konuştuğu an ve karakteri üç devam filmi boyunca ilerleten bir görev tanımı. Stahelski, son filmdeki 103 repliğin yüzde 27'sinin tek kelimeden oluştuğunu ve bunlardan birinin de Reeves'in finali çekerken karar verdiği replik olduğunu hatırlatıyor. Wick'in söylediği son söz oldu.