José Ramos-Horta: Nobel Barış Ödüllü siyasetçi; Doğu Timor Devlet Başkanı.
Danilo Türk: Club de Madrid Başkanı ve Slovenya eski Cumhurbaşkanı (2007-2012).
Laura Chinchilla: Kosta Rika eski Devlet Başkanı (2010-2014) .
Han Seung-soo: Güney Kore eski Başbakanı (2008-2009).
Son G-7 liderleri, NATO üyeleri ve G-20 dışişleri bakanları buluşmalarında dünyanın yıllardır görmediği kadar çok sayıda acil durumla karşı karşıya olduğu herkesçe kabul edildi. Uluslararası gerilimin tehlikeli seviyeye çıkmasının yanı sıra gıda ve enerji güvencesi tehdit altında; paralar değer kaybediyor, borç krizleri kapıda, Covid-19 pandemisi devam ediyor, iklim değişikliğinin etkileri şiddetleniyor ve silahlı çatışmalar yaşanıyor.
Mali ve ekonomik sorunları ele almak için kurulan G-20 forumu giderek hassas ve tehlikeli bir araziye doğru ilerliyor. Grubun kasım ortasındaki Liderler Zirvesi çok kritik ancak bugünün iç içe geçmiş krizlerine müdahale için kasımı bekleme lüksümüz yok. Zirve öncesinde ortak bir yanıta yönelik çalışmaları başlatacak bir sürecin startını vermeli.
Dünya Gıda Programı’na göre şu anda 800 milyon insan kronik açlık çekiyor; 323 milyon kişi ise açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Enerji fiyatları uçtu. Düşük gelirli ülkelerde yaşayanların sadece yüzde 16.5’inin Covid-19 aşıları tamamlandı. Dahası, düşük gelirli ülkelerin tam yüzde 60’ı borç bunalımında ve bütün dünya kuraklık, yangın ve iklimdeki bozulmanın diğer semptomlarıyla boğuşuyor.
Nisan ayında BM Genel Sekreteri António Guterres bugünkü çoklu krizin “1.7 milyar insanı on yıllardır görülmemiş bir yoksulluğa, mahrumiyete ve açlığa itebileceği” uyarısında bulunmuştu. Bu rakam dünya nüfusunun beşte birinden fazla. Ancak bu vahim durumu değiştirecek gücümüz var. Borç, enerji ve gıda güvencesizliği sorunlarına müdahale için çok taraflı inisiyatiflere start verildi. Ne var ki çabaların etki gösterebilmesi için koordine ve kapsamlı olması şart.