Daron Acemoğlu
Belirsiz ve kafa karıştırıcı bir dönemdeyiz. Pandemiler, iklim değişikliği, büyük ekonomilerdeki nüfusun yaşlanması ve artan jeopolitik gerilimler yetmezmiş gibi yapay zeka da dünyayı bildiğimizden başka bir yere dönüştürecek gibi görünüyor. İşlerin ne kadar hızlı ve kimin lehine değişeceğini ise zaman gösterecek.
Sektörün içindekilere veya büyük gazetelerin teknoloji muhabirlerine bakarsanız, insanın yaptığı her bilişsel görevi üstlenebilecek yapay genel zekanın eli kulağında. Dolayısıyla bu inanılmaz kabiliyetlerin bizi hayallerimizin ötesinde bir refaha mı taşıyacağı (abartıyı sevmeyen uzmanlar GSYİH’te yüzde 1 ila 2 daha hızlı büyüme öngörüyor) yoksa süper zeki yapay zeka modellerinin insanlığın efendisi haline gelip medeniyeti sona mı erdireceğine birçok tartışma var.
Ancak reel ekonomide olup bitenlere bakınca şu ana kadar geçmişten kopuş olmadığını göreceksiniz. Yapay zekanın verimlilik konusunda devrim niteliğinde yararlar getirdiğine dair henüz bir kanıt yok. Birçok teknoloji uzmanının vaat ettiğinin aksine hala radyologlara, gazetecilere, avukat stajyerlerine, muhasebecilere, ofis çalışanlarına ve şoförlere ihtiyacımız var. Kısa süre önce kaydettiğim gibi önümüzdeki on yılda insanların yaptığı görevlerden en fazla yüzde 5’inin yapay zeka tarafından üstlenileceğini beklemek makul görünüyor. Yapay zeka modellerinin karar verme yetisi, çok boyutlu muhakeme kabiliyetleri ve çoğu iş için gereken sosyal becerileri edinmesi çok daha uzun sürecek. Bilgisayar görüşü teknolojisinin robotlarla bir olup imalat ve inşaat gibi yüksek hassasiyet gerektiren fiziksel görevleri yerine getirmesine de daha çok var.
Elbette bunların hepsi tahmin ve tahminler her zaman yanlış çıkabilir. Sektörden isimlerin ilerlemenin hızına dair hiç olmadığı kadar iddialı konuştuğu düşünülünce yapay zekada çığır açıcı atılımlar beklenenden önce gelebilir. Ancak yapay zekanın tarihi, içeriden isimlerin iddialı tahminleriyle dolu. Yapay zekanın dedesi sayılabilecek Marvin Minsky 1950’lerin ortasında makinelerin birkaç yıl içinde insanları geride bırakacağını söylemiş, söylediği çıkmayınca inadını sürdürmüştü. 1970’te hala ısrarcıydı:
“Üç ila sekiz yıl içinde ortalama bir insanın genel zekasına sahip bir makinemiz olacak. Shakespeare okuyabilen, arabanın yağını değiştirebilen, işyerinde entrika kovalayan, fıkra anlatabilen, dövüşebilen bir makineyi kast ediyorum. O gün geldiğinde makine müthiş bir hızla kendi kendine eğitmeye başlayacak. Birkaç ay içinde deha seviyesine çıkacak ve birkaç ay daha geçince hesaplanması imkansız bir güce ulaşacak.”
O günden beri benzer iyimser tahminler tekrarlansa da her seferinde periyodik “yapay zeka kışları” yaşandı ve bir kenara bırakıldılar. Bu kez farklı olur mu?
Kabul edelim ki üretken yapay zekanın kabiliyetleri sektörün daha önce yarattığı her şeyin çok ötesinde. Ancak bu gerçek, sektörün beklenti takviminin doğru olduğu anlamına gelmiyor. Yapay zeka geliştiricileri devrim niteliğinde atılımlar gelmesinin an meselesi olduğu izlenimini yaratmaktan çıkar sağlıyor. Böylece talep toplayıp yatırımcıları çekebiliyorlar.
Ancak yapay zekanın halihazırda verdiği zararlara bakınca ilerlemenin yavaş olması bile ciddi endişe kaynağı. Şu ana kadarki deepfake, seçmen ve tüketici manipülasyonu örnekleri ve kitlesel gözetim mekanizmaları buzdağının sadece görünen yüzü. Hiç mantıklı olmasa da yapay zekanın kapsamlı otomasyona yönelik biçimde desteklenmesi de mümkün. Bırakın mevcut çalışanların verimini artırmayı, verimi nasıl artıracaklarına dair bile net bir fikir yokken bazı dijital teknolojilerin iş yerlerine girmeye başladığını görüyoruz. Yapay zekanın etrafında kopan bunca yaygaraya bakınca birçok işletme bu teknolojiden nasıl faydalanacağını bilmese bile treni kaçırmama baskısı hissediyor.
Ancak trend kovalamanın da bedeli var. Pascual Restrepo ile yaptığımız çalışmada vasat otomasyonun olabilecek en kötü karışımı getireceğini gösterdik. Bir teknoloji henüz verimi ciddi şekilde artırma becerisine sahip değilse, farklı alanlardaki görevlerde insan emeğini ikame etmek için aşırı kullanımı birçok sorun ve sıfır kazanım getiriyor. Önümüzdeki on yılda işlerin yaklaşık yüzde 5’ini yapay zekanın devralacağı yönündeki tahminim gerçekleşirse eşitsizlik üzerine son derece sınırlı bir etkisi olacak. Ancak bugünkü rüzgar esmeye devam eder ve şirketler makinelerin insanlar kadar iyi yapamayacağı işler için de yapay zeka kullanmaya başlarsa verimde bunu karşılayacak bir artış olmadan eşitsizlik derinleşebilir.
Dolayısıyla mümkün olan tüm dünyaların en kötüsüyle karşılaşma ihtimalini yok sayamayız. Böyle bir senaryoda yapay zekanın dönüştürücü potansiyeli yerine işgücünün yerinden edilmesi, dezenformasyon ve manipülasyon görülür. Böyle bir gelişme sadece çalışanlar ve gerek toplumsal gerekse siyasi yaşam üzerindeki olumsuz etkileri yüzünden değil dev bir fırsatın kaçırılması açısından da trajik olur.
İlerleme ama kimin için?
Farklı bir tür yapay zekaya sahip olmak hem teknik açıdan uygulanabilir hem de toplumsal açıdan istenecek bir şey. Farklı derken çalışanları tamamlayacak, veri ve gizliliğimizi koruyacak, bilgi ekosistemimizi iyileştirecek ve demokrasiyi güçlendirecek bir yapay zekadan söz ediyorum.
Yapay zeka bir bilgi teknolojisi. İster sosyal medya platformlarındaki öneri motorları gibi öngörücü formda isterse büyük dil modelleri gibi üretken biçimde olsun yapay zeka devasa miktarda bilgiyi inceleyip konuyla ilişkili örüntüleri tespit etmeye yarıyor. Bu kabiliyet bizi rahatsız eden sorunlar için mükemmel bir panzehir. Bilginin bol ama yararlı bilginin kıt olduğu bir çağda yaşıyoruz. Aradığınız her şey internette var (istemeyeceğiniz birçok şeyle birlikte) ama belli bir iş veya görev için ihtiyaç duyduğunuzu bulmak kolay değil.
Yararlı bilgi verimlilik artışını tetikliyor. David Autor ve Simon Johnson ile birlikte bugünün ekonomisinde yararlı bilginin hiç olmadığı kadar önemli olduğunu iddia ediyoruz. Hemşire, eğitimci, elektrikçi, tesisatçı, mavi yakalılar ve diğer modern işlerde çalışanlar gibi birçok meslek mensubu giderek karmaşıklaşan sorunlarla başa çıkmak için gereken belli bilgi ve eğitimlerin eksikliğinden mustarip. Neden bazı öğrenciler sınıfın gerisinde kalıyor? Önleyici bakım için hangi ekipman ve taşıtlar gerekiyor? Uçaklar gibi kompleks ürünlerde işleyiş arızalarını nasıl tespit edebiliriz? Yapay zeka işte tam da bu tür bilgiyi sağlayabilir.
Böyle sorunların çözümü için başvurulması halinde yapay zeka benim temkinli tahminimdekinden çok daha büyük verim artışı getirebilir. Otomasyon için kullanılırsa çalışanların yerini alır. Ancak çalışanlara daha iyi bilgiler sağlamak için kullanılırsa onların hizmetine yönelik talebi, dolayısıyla da kazançlarını artırır.
Maalesef üç önemli engel bizi bu yoldan alıkoyuyor. Birincisi yapay genel zeka saplantısı. Süper zeki makine hayalleri, sektörü yapay zekanın çalışanlara yardım edebilecek bir bilgi teknolojisi olarak barındırdığı gerçek potansiyeli yok saymaya itiyor. Önemli olan ilgili alanda doğru bilgiye sahip olmak ancak sektörün buraya yatırım yapmıyor. Shakespeare tarzı soneler yazabilen sohbet robotları elektrikçilerin yeni sofistike görevleri yerine getirmesini kolaylaştırmayacak. Ama yapay zekanın çok yakın olduğuna inanıyorsanız elektrikçilere yardım etmekle vakit kaybetmenin ne anlamı var, öyle değil mi?
Sorun yapay genel zeka takıntısından ibaret değil. Genel prensip uyarınca aletlerin insanlarca etkin biçimde yapılamayan şeyleri yapması gerekir. Çekiç ve hesap makinesi böyleydi. Sosyal medya tarafından yozlaştırılmadan önce internet de böyleydi. Ancak teknoloji sektörü bunun tam zıttı bir perspektif benimseyerek insanları tamamlamak yerine onların yerine geçebilen dijital araçları öne çıkardı. Bunun bir sebebi teknoloji sektöründe önde gelen birçok ismin, insanın yeteneğine yeterince değer vermeyip onun kısıtlarını ve yanılma payını abartması. İnsanlar elbette hata yapıyor ama bir yandan da her görev için benzersiz bir perspektifler, yetenekler ve bilişsel araçlar karışımı getiriyorlar. Sektörde makinelerin üstünlüğünü övmek yerine onların en büyük artısına, yani insanların kabiliyetlerini yükseltme ve genişletme becerisine vurgu yapan bir paradigmaya ihtiyaç var.
İkinci engel ise insana yeterince yatırım yapılmaması. Yapay zekanın insanı güçlendirecek bir araç olması ancak eğitim ve becerilere yeterli yatırım yapılırsa mümkün olabilir. Çalışanları tamamlayan yapay zeka araçları çoğu insan tarafından kullanılamadığı, edinilemediği veya sağladığı bilgiler işlenemediği takdirde hiçbir işe yaramaz. İnsanların matbaa, radyo, televizyon ve internet gibi yeni kaynaklardaki bilgiyi yönetmeyi öğrenmesi çok zaman aldı. Ancak “yapay genel zekanın çok yakın” olduğu senaryo henüz muhtemel görünmese bile yapay zekada bu süreç muhakkak hızlanacak.
İnsanların yapay zeka tarafından gülünç duruma düşürülmesini değil ondan yararlanmasını sağlamanın tek yolu her düzeyde eğitim ve öğretime yatırımdan geçiyor. Bu da yapay zekayı tamamlayacak becerilere yatırım yapılması yönündeki basmakalıp önerinin ötesine geçmek demek. Söz konusu becerilere yatırım elbette gerekli ama son derece yetersiz. Gerçek ihtiyacımız ise öğrencilere ve çalışanlara yapay zeka araçlarıyla bir arada yaşamayı ve onları doğru şekilde kullanmayı öğretmek.
Üçüncü engel ise teknoloji sektörünün iş modelleri. Teknoloji şirketleri yapay zekaya yatırım yapmadıkça bu teknoloji iyiye gitmeyecek. Ancak sektör şu an hiç olmadığı kadar merkezileşmiş durumda. Hakim firmaların odağı tamamen yapay genel zekaya ve insanların yerine geçecek ya da onları manipüle edecek uygulamaları araştırmaya dönük. Sektör gelirlerin büyük bölümünü dijital reklamlardan ve otomasyona yönelik araç ve hizmet satışından elde ediyor. Dijital reklamlar kullanıcılardan çok büyük miktarda veri toplamaya ve onları platformlara ve diğer tekliflere bağımlı hale getirmeye dayanıyor.
Ancak yeni iş modelleri kendiliğinden ortaya çıkıvermeyecek. Mevcut modeller büyük imparatorluklar kurarak sermaye, veri ve yetenek gibi kilit kaynakları tekelleştirdi. Bu da hevesli yeni aktörleri giderek daha dezavantajlı bir duruma sokuyor. Bazı yeni aktörler kendini gösterse de çoğu zaman teknoloji devlerinin iş modelinin karşısına dikilmek yerine onlar tarafından satın alınıyorlar.
İşin özü, yapay zeka alanında yapay genel zeka karşıtı ve insan yanlısı bir ajanda şart. Çalışanlar ve yurttaşlar yapay zekayı bir bilgi teknolojisi olarak vaatlerini yerine getirmeye zorlayabilmeli. Ama bunun olabilmesi için medyada, siyaset çevrelerinde ve sivil toplumda yeni bir söyleme ve çok daha nitelikli denetimlere ve politikalara ihtiyacımız var. Hükümetler yapay zekayla ilgili sorunlara ortaya çıktıktan sonra tepki vermek yerine bu yeni teknolojinin yönünü değiştirmeye yardımcı olabilir. Ama her şeyden önce politika yapıcıların bu sorunun varlığını kabul etmesi gerekiyor.
© Project Syndicate, 2024.