Jonathan Haidt / The Atlantic
Mayıs 2019’da New York’un eski bir lisesine konferans vermek üzere davet edildim. Konuşmadan önce, müdür ve yöneticilerle bir araya geldim. Okulun, Amerika’daki çoğu lise gibi, öğrenciler arasında son zamanlarda artan psikolojik problemlerle mücadele ettiğini söylediler. Başlıca şikayetler depresyon ve anksiyete bozukluklarıydı, kendine zarar verme oranları artıyordu; özellikle kızlar savunmasızdı. Bana, zihinsel sağlık sorunlarının ortaokuldan başladığı, lisede giderek arttığı söylendi. Ortaokuldan çıktıklarında, birçok öğrenci zaten kaygılı ve depresifti. Birçoğu aynı zamanda telefon bağımlısıydı. 10 ay sonra bu kez bir ortaokulda konuşma yapmak üzere davet edildim. Orada da okul yöneticileri aynı sorunlardan bahsetti. İlkokuldan çıkan altıncı sınıf öğrencilerinin bile birçoğu zaten kaygılı ve depresifti. Ve şimdiden telefon bağımlısı olmuşlardı.