Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca Müslüman tarafından kutlanan oruç ve ibadet dönemi Ramazan ayı başladı. Bazı istisnalar dışında, Müslümanlar gün doğumundan gün batımına kadar herhangi bir yiyecek veya içecek tüketmiyorlar. Orucun arkasındaki manevi fikir, Müslümanların daha az şanslı olanlarla empati kurmalarını sağlamasıdır. Peki, Ramazan'ın sağlık üzerindeki etkileri neler?
Oruç tutmanın, teorik olarak, tüketilen kalori miktarını azaltma gibi bariz bir faydası var, bu da kilo vermenize yardımcı olabilir. Ancak, bir kişinin kilo verip vermeyeceği, şafak öncesi ve gün batımı sonrası öğünlerde ne yediğine bağlıdır. Eğer bir kişi her gün orucunu bozmak için ağır ve kalorili yiyecekleri tercih ederse, gün boyunca bir şey yiyip içmemesine rağmen kilo veremez.
Bu nedenle oruç tutanlara, sahur ve iftarda çeşitli ana besin gruplarını içeren normal ve dengeli bir öğün yemeleri tavsiye edilir. Bazı obez veya aşırı kilolu kişiler için normal beslenme düzenlerindeki değişiklik Ramazan ayında kilo kaybına yol açabilir. Ancak yılın geri kalanında beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmazlarsa tekrar kilo alacaklardır.
Ramazan orucuna yüzeysel bir benzerlik gösteren ve yapanların günde saatlerce öğün atladığı aralıklı oruç, bazı çalışmalarda yaşlanmayı geciktirici faydalarla ilişkilendirilse de bu durum tartışmalıdır. Bazı küçük çaplı çalışmalar Ramazan orucunun kolesterol seviyesini düşürdüğünü ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ortaya koymuştur ancak diğer çalışmalarda gözlemlenebilir bir etki bulumadı.
Herhangi bir sağlık riski var mıdır?
Hastalar ve hamile kadınlar gibi oruçtan kaynaklanan potansiyel sağlık komplikasyonları riski taşıyanlar İslam'a göre oruçtan muaftır, bu nedenle uygulamadan kaynaklanan çok fazla sağlık riski yoktur. Dikkat edilmesi gereken sağlık sorunlarından biri de diyabet ve orucun kan şekeri seviyeleri üzerindeki etkisidir. Diyabeti olanların Ramazan'dan önce doktoruyla konuşarak oruç tutmanın tavsiye edilip edilmeyeceğini danışmaları öneriliyor.
Daha genel olarak, oruç tutmak birkaç küçük sağlık sorununa neden olabilir. Su içmemekten kaynaklanan hafif dehidrasyon, baş ağrısı, yorgunluk ve konsantrasyon güçlüğüne neden olabilir. Aynı durum, normalde gün içinde çay ve kahve gibi kafeinli içecekler tüketen kişiler için de geçerlidir ancak bu durum genellikle Ramazan ayı boyunca vücut geri çekilmeye alıştıkça hafifler.
Son olarak, beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler ve gün içinde sıvı eksikliği bazı kişilerde kabızlığa neden olabilir. Bunu önlemek için sahur ve iftarlarda bol miktarda sıvının yanı sıra kepekli tahıllar, yüksek lifli tahıllar, kepek, meyve ve sebzeler, fasulye, mercimek, kuru meyve ve fındık gibi yüksek lifli gıdalar tavsiye edilir. Ayrıca, kabızlık riskini azaltmak için iftardan sonra yürüyüş gibi hafif bir fiziksel aktivite de öneriliyor.