Avrupa son bir haftadır kavruluyor ve sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerine çıktı. Sıcaklığın 48 dereceyi gördüğü İtalya'da bir kişi hayatını kaybetti ve Türkiye'de de sıcaklık rekor seviyeleri görüyor. İklim uzmanları öldürücü sıcakların kapıda olduğunu söylerken, Meteoroloji Genel Müdürlüğü de 19-23 Temmuz'un sıcaklığın zirve yapacağı tarih olduğunu aktarıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Can, aşırı derece yoğun güneş ışınlarına (UV) maruz kalmanın deri yanığı, yaşlanma, egzama, kurdeşen, deri kanserleri, katarakt, deri immun direncinin düşmesi ve uçuk enfeksiyonunun aktive olması gibi olumsuz etkilerinin olduğunu belirtti. Saat 11.00-15.00 arası dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulunan Can, çocukluk yaştan itibaren fotokorunma eğitiminin oluşturulması gerektiğini ifade etti.
"Plaj şemsiyesinin koruyuculuğu ancak şapka kadar"
Can, güneşin zararlı etkilerinden korunma yöntemlerini anlatarak sıcaklıktan nasıl korunması gerektiğine dikkati çekti. Ormanda bile fiziki olarak gökyüzünün yüzde 50'si kapalı ise UV'den korunmanın ancak 2 kat artacağını aktararak, "Yani plaj şemsiyesinin koruyuculuğu ancak şapka kadardır. Gölgedeyken bile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kaldığınızı unutmayın" değerlendirmesinde bulundu.
En iyi koruyucunun kıyafetler olduğunu belirten Can, yazın mümkün olduğunca vücut yüzeyinin çoğunluğunu kapatan yüksek yakalı, uzun kollu giysiler, kenarı 10 santimetreden büyük şapkalar ve güneş gözlüğü tercih edilmesi gerektiği belirtti.
Can, "Sıkı ve kalın dokumalı, az gözenekli, koyu renkli, pamuklu polyester karışımı ve ipek kumaşa sahip, geniş, teri emen giysilerin UV koruması yüksektir. Yaz aylarında bu özelliklere sahip kıyafetler tercih etmeliyiz. Pamuklu giysinin yıkanması sonrası koruyuculuğu iki kat artar. Özellikle altı aydan küçük bebek ve çocuklara UV absorbe eden kumaşlardan dikilmiş tulum tarzında mayolar tercih edilmeli" ifadelerini kullandı.
Güneşten koruyucu kremler kullanılmalı
Güneşten koruyucu kremlerin kullanılmasının sıcaklıklardan korunmada önemli bir etken olduğuna dikkati çeken Can, "İdeal bir güneş koruyucu kozmetik açıdan uygun renk, koku ve kıvamda olmalı, deriden kolayca emilmeli, alerjik ve toksik olmamalı, ışığa, suya, tere, buharlaşmaya ve sürtünmeye dayanıklı olmalı. En az SPF30 olmalı. Hiçbir güneş koruyucu krem yüzde 100 ışığa ve suya dirençli değildir ve tam bir UVA-UVB blokajı sağlamaz. Bu nedenle güneşten koruyucu kremler güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmeli ve yüzmüyorsak en az iki saatte bir, yüzüyorsak saatte bir tekrar edilmeli. Bir el ayası büyüklüğündeki deri alanının etkin bir şekilde korunması için, işaret parmak ucu büyüklüğündeki krem miktarı yeterlidir" ifadelerini kullandı.
Az miktarda ve uzun aralıklarla güneş koruyucu sürüp, güneşten korunduğunu zannederek yazın öğlen saatlerinde uzun süre, güneşe açık bir alanda kalmanın deri kanseri ve güneş yanığı riskini azaltmak yerine tam tersine arttırmış olacağını söyleyen Can, "UV'nin deri kanseri oluşturma dozu, deri yanığı meydana getirme dozundan çok daha düşüktür. Yani bir kişide güneş yanığı olmaması güneş ışınlarının ona zarar vermediği anlamına gelmez. Altı aydan küçük bebeklerde güneş koruyucu kremler tercih edilmemeli, altı aydan büyük çocuklarda ise kimyasal değil fiziksel koruyucu güneş koruyucular kullanılmalı" diye konuştu.
Kaynak: AA