18 Mayıs 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.03.2024 11:30 | Son Güncelleme: 10.03.2024 14:59

Washington Post yazdı: Kendi kendine meme muayenesi artık neden tavsiye edilmiyor?

Doktor Trisha Pasricha, Washington Post için kaleme aldığı yazıda kadınlara artık kendi kendine meme muayenesinin önerilmediğini bunun yerine düzenli mamografinin çok daha faydalı olduğunu belirtti
Washington Post yazdı: Kendi kendine meme muayenesi artık neden tavsiye edilmiyor?

Kendi kendinize meme muayenesi yaparken kızarıklık, yumru gibi değişiklikler fark ederseniz doktorunuzu uyarmalısınız. Ancak kendi kendine meme muayenesi yapmanın meme kanseri ölümlerini önlediğine dair veriler azaldığı için artık tavsiye edilmiyor. 2009 yılında Amerika Birleşik Devletleri Önleyici Hizmetler Görev Gücü (USPSTF) resmi olarak kendi kendine meme muayenesinin öğretilmemesini tavsiye etti. Bu uygulama kılavuzdan önce yıllarca halk sağlığı kampanyalarında yaygın olarak tanılıyordu. Bu nedenle birçok insanın da kafasında yer etti. Artık tavsiye edilmiyor oluşu şaşırtıcı gelebilir. 

Bu, düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapmanın ölüm oranını etkilediği tespit edilmese de kadınların memelerini tanımamaları gerektiği anlamına gelmez. İnsanların rutin yaşamlarında duş alırken, deodorant sürerken veya sütyen takarken rastlayabilecekleri önemli değişiklikleri fark etmeleri önemlidir. Meme kanserinden kurtulanların yaklaşık 5'te 1'i kanseri bu şekilde tesadüfen bulduklarını dile getiriyor.

Düzenli kontrol etmek neden yeterli değil?

2009 USPSTF tavsiyesi kısmen 2002 ve 2003 yıllarında yayınlanan binlerce kadının kendi kendine meme muayenesine ilişkin iki büyük çalışmaya dayanıyor. Her iki çalışmada da, kendi kendine meme muayenesi eğitim programına rastgele katılan gruplar arasında ölüm oranlarında bir azalma olmadı. Ancak kendi kendine meme muayenesi yapmak üzere rastgele belirlenen hastaların iyi huylu lezyonlar için invaziv meme biyopsisi geçirme olasılığı önemli ölçüde daha yüksekti.

Bu ekstra prosedürlerin uygulanması hem ekonomik anlamda hem de hastanın psikolojik refahı açısından bir maliyete neden olabilir. 2003 yılında yapılan çalışmada, kendi kendini muayene eden grupta kötü huylu tümörlerin yanı sıra iyi huylu tümörlere de daha sık rastlandığı, ancak bunun ölüm oranını etkilemediği belirtildi. Yani memenizde bir tümör bulunması (düzenli olarak kendi kendinizi muayene ederken aktif olarak aradığınız için) veya tesadüfen bulunması (duş alırken veya giyinirken) kanserden kurtulma şansınız açısından aynı sonuca sahip.

Düzenli mamografi ölüm oranını azaltıyor

Kendi kendine meme muayenesi ile ilgili bu çalışmalar, o dönemde ABD'deki gibi büyük tarama mamografi programlarının olmadığı ülkelerde yapıldı. ABD'de, 40 yaşından itibaren her iki yılda bir kadınlara tarama mamografisi öneriliyor. Kendi kendine meme muayenesinin aksine, mamografinin yıllar içinde birçok rastgele kontrol çalışmasında ölüm oranını azalttığı gösterildi. 

Bilim insanları ve doktorlar, bu durumun 40 yaşından önce ortaya çıkan vakalar için hala endişe verici bir boşluk bıraktığının fakında. Genel olarak, 40 yaşından genç kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı daha düşük: 2019'da 100 bin kadın başına yaklaşık 25 vaka. Buna kıyasla, 40-64 yaş grubundaki her 100 bin kadında yaklaşık 229 vaka ve 65-74 yaş grubundaki her 100 bin kadında 462 vaka görüldü. Daha yüksek risk altındaki gençlerin (bu vakaların çoğu genetik değil) en iyi şekilde nasıl tespit edileceği ve taranacağı önemli bir tartışma ve devam eden araştırma konusu

Henüz tüm bu cevaplara sahip değiliz, ancak uzmanlar, kendi kendine düzenli meme muayenesi artık önerilmese bile, memelerinizi tanımanın ve önemli değişiklikleri fark etmenin hala kritik önem taşıdığı konusunda hemfikir.

Meme kanseri riski nasıl azaltılır?

Regl döneminin başladığı yaş, hamilelik ve menopoz gibi bazı risk faktörleri sizin kontrolünüz altında değil. Ancak değiştirebileceğiniz bazı risk faktörleri arasında sigarayı bırakmak, fiziksel olarak daha aktif olmak ve alkolü azaltmak gibi şeyler var. Kendi riskinizi artırabileceğinden, özellikle birinci derece akrabalarınızda meme veya yumurtalık kanseri varsa, aile üyelerinize tıbbi geçmişlerini sormanız da önemli.