27 Temmuz 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 14.10.2023 10:40 | Son Güncelleme: 14.10.2023 10:40

Washington Post yazdı: Neden herkesin kahveye duyarlılığı farklı?

Kahve, dünyada en çok tüketilen içeceklerden biri olmasına karşın herkes kafeinli içeceklere aynı seviyede tepki vermiyor. Washington Post tarafından analiz edilen araştırmaya göre, genetik, düzenli ilaç kullanımı ve günlük kahve tüketimi insanların kafeine ne kadar duyarlı olduğunu etkiliyor
Washington Post yazdı: Neden herkesin kahveye duyarlılığı farklı?

Kahvenin etkileri herkes için aynı değil. Yapılan araştırmalara göre kahveye vücudun nasıl tepki verdiği, kahve tadının beğenip beğenilmemesi ve hatta kalp krizi veya hipertansiyon riskini nasıl etkilediği büyük ölçüde genler tarafından belirleniyor.

Kahve geni

Çalışmalara göre insan vücudunun kafeine duyarlılığını güçlü bir şekilde etkileyen bir genin (CYP1A2) olduğu görülüyor. CYP1A2 geni, kafeinin parçalanmasından ve vücuttan temizlenmesinden sorumlu olan yine CYP1A2 olarak adlandırılan bir enzimi kontrol ediyor. İnsanlarda bu genin hangisinin olduğu, kafeinin metabolizmada ne kadar hızlı çalıştığını değiştirebilir.

İnsanların yaklaşık yarısında CYP1A2'nin hızlı varyasyonunun iki kopyası var. Bu insanlar kafeini daha hızlı metabolize edebilen kişiler demek. Toronto Üniversitesi'nde Beslenme Bilimleri Profesörü Ahmed El-Sohemy, diğer yüzde 40'ın yalnızca bir kopyaya sahip olduğunu ve yavaş metabolizatörler olduğunu, kopyası olmayan geri kalan yüzde 10'un ise ultra yavaş olduğunu söylüyor. Metabolizmaya bağlı olarak kafeinin vücuttan atılması iki saat kadar kısa bir süre veya sekiz saat kadar uzun bir zaman dilimine yayılabiliyor.  Ancak kahve veya kafeinli içecekler içtiğinizde nasıl hissettiğinizi etkileyen tek faktör kafein metabolizmanızın hızı değil.

Kahve ve beyin

Bowdoin Koleji'ndeki sinir bilimi programının yöneticisi Manuel Díaz-Ríos, kafeinin beyindeki adenosin alıcılarına (kişinin uyku ihtiyacını etkileyen) bağlanarak ve bunların etkinleştirilmesini engelleyerek çalıştığını söylüyor. Beyindeki bu alıcıların sayısı hem genetiğe hem de rutin olarak ne kadar kafein tüketildiğine göre belirleniyor. Örneğin, sürekli olarak çok fazla kahve içerseniz ve bu kanallar sürekli olarak tıkalıysa, vücut bunu daha fazla adenosin reseptörü oluşturarak telafi eder. Aynı etkiyi elde etmek için daha fazla kafeine ihtiyaç duyulur, böylece kafein toleransınız artar.

Ancak Díaz-Ríos, bazı insanların doğal olarak belirli nöroreseptörlerin diğerlerine göre daha yüksek seviyeleriyle başladığını söylüyor. Uzmanın söylediğine göre eğer genetik olarak bu reseptörlerin çoğunu üreten bir kişiyseniz, o zaman muhtemelen kafeine karşı diğerlerine göre daha az duyarlı olursunuz. Bu kişilerde o kadar çok adenosin reseptörü var ki, normal veya aşırı miktarda kahve bile bunların hepsini engellemez.

Bu konuya ilişkin, Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi'nde koruyucu tıp alanında Doçent olan Marilyn Cornelis, "Kafeini daha hızlı metabolize etmenize olanak tanıyan genetik varyantlarınız varsa, daha fazla kafein tüketme ve muhtemelen daha yüksek bir seviyeye tolerans gösterme olasılığınız daha yüksektir" dedi. Genetik de kahve tercihini etkileyebilir. 2021'de yapılan bir çalışmada, yüksek kafein duyarlılığıyla ilişkili genetik varyantlara sahip bireylerin, koyu kahvenin acı tadından hoşlanma ihtimalinin daha düşük olduğunu buldu.

Kalp sağlığını nasıl etkiler?

Kafeine duyarlılık sadece kahve içtikten sonra kendinizi gergin hissedip hissetmediğinizle ilgili değil. Kafein duyarlılığının genetiğinin kardiyovasküler sağlık üzerinde de etkileri vardır. 2006 yılında 4 binden fazla kişiyle yapılan bir araştırmada araştırmacılar, yavaş metabolize eden kişilerde günde daha fazla fincan kahve tüketmenin kalp krizi riskinin artmasıyla ilişkili olduğunu buldu. Hızlı metabolize edenlerin bu kadar yüksek riskleri yok.

Çok fazla kahve içen yavaş metabolize eden kişiler aynı zamanda hipertansiyon ve böbrek hastalığı gibi diğer durumlara karşı da daha yüksek risk altında. El-Sohemy, bu sonuçların, kafeinin kan dolaşımında kaldığında farklı vücut dokularında bir miktar hasara neden olabileceğini ima ettiğini söylüyor ancak bunun tam olarak nasıl gerçekleştiği belirsiz. Buna karşın, hızlı metabolize eden kişiler, kafeini bu hasara neden olmayacak kadar hızlı parçalıyor olabilir.

Egzersizi nasıl etkiliyor?

Bir kişinin kafein metabolizması, kafeinli içeceklerin egzersiz sırasında onlara destek verip vermeyeceğini de etkiler. Kafeinin performans arttırıcı olduğu düşünüldüğünden, araştırmacılar başlangıçta kafeinin vücutlarında daha uzun süre kalması nedeniyle yavaş metabolize edenlerin daha fazla fayda sağlayacağını düşündüler. Ama tam tersi doğru.

El-Sohemy ve diğer araştırmacılar, hızlı veya yavaş metabolize edenlerin kafein tükettikten sonra egzersiz performansının nasıl değiştiğini ölçtüler. Çalışmada, hızlı metabolize edenlerin kafein aldıktan sonra daha hızlı rutini tamamladıkları görülürken yavaş metabolize edenlerin ise tükettikten sonra zamanını daha yavaş kullandıkları gözlemlendi.