Bakteriler, virüsler, her tür mikrop ve toksinler vücudumuzu içten çökertmeye çalışırken en önemli savunma mekanizmamız binlerce hücre ve molekülün bir araya gelmesiyle oluşan bağışıklık sistemimiz. Oldukça karmaşık bir yapıya sahip bu sistemin gizemleri immünologlar tarafından çözülüyor. New Scientist dergisi de 8 sayfa ayırdığı bağışıklık konusunda tüm merak edilenleri inceledi.
Bağışıklığınız sizi koruyor mu?
Bir yıl içinde üçüncü kez soğuk algınlığı nedeniyle burun akıntısı ve boğaz ağrısıyla battaniyenin altındaysanız ‘bağışıklık sistemim beni korumuyor mu?’ diye düşünüyor olabilirsiniz. Bağışıklığı vücudunuzu dış düşmanlara karşı savunan ordu olarak düşünebilirsiniz. Ancak aynı gerçek ordularda olduğu gibi bu ordu da zaman zaman kargaşa içine düşebilir.
O yüzden bu orduyu düzende tutmak sağlıklı bir bağışıklık için en önemli şart. Bu düzen için de en önemli faktör iyi beslenmek. Kötü bir diyet ve stres, vücudun önemli bağışıklık hücreleri üretmesinin önünde en önemli engeller. Böyle bir durumda hem hastalıkla mücadele daha uzun sürüyor hem de yeniden enfeksiyon riski artıyor.
Bağışıklık sisteminiz ne kadar güçlü?
Peki tıbben bağışıklığın ne seviyede olduğunu ölçmenin bir yolu var mı? Evet var. Özellikle son yıllarda T-hücreleri denilen bağışıklık hücrelerinin seviyesi ölçülerek bu ölçüm yapılabiliyor. Sağlıklı bir bağışıklığa sahip kişilerin bir patojen vücutlarına girdiğinde ölüm riski düşük bağışıklığı olan birine göre yüzde 88 daha düşük.
Peki bu ürünler neler?
Kefir, pırasa, soğan, lahana, enginar, ıspanak, marul
Aslında hiçbir test olmadan da bağışıklık seviyesini tahmin etmek mümkün. Uzmanlara göre ortalama üstü bağışıklığı olan bir kişi yılda bir ya da iki hafif hastalık geçirebilir. Eğer ikiden fazla hasta oluyorsanız, hastalıklarınız uzun ve şiddetli oluyorsa bu yazının devamını okuyup bağışıklığınızı güçlendirmenin yollarını öğrenmeniz faydalı olacaktır.
Ağır hastalığa karşı bağışıklık nasıl güçlendirilir?
Bağışıklık sisteminin en önemli mucizesi siz farkında olmadan her gün karşılaştığınız patojenlerle savaşması, kansere dönüşebilecek aksaklıkları yok etmesi. Ancak bazen kanser o kadar güçlü olabiliyor ki bağışıklık sistemimiz buna karşı koymakta zorlanabiliyor. Bu nedenle son dönemde genetik bilimi kanserle savaşan T hücrelerinin etkinliğini artıracak terapiler üzerinde çalışıyor. Genetik olarak güçlendirilmiş hücrelerle bağışıklığı artırarak ağır hastalıklara karşı daha etkin mücadele edebilme rüyası tıpta en önemli araştırma alanlarından biri.
Kadın erkek bağışıklığı aynı etkinlikte mi?
Grip gibi hastalıkların erkeklerde daha sık görülmesi tesadüf değil. Bunu Covid salgını sırasında da gördük. Pandemide ağır hastalık için risk faktörlerinden biri ‘erkek olmak’tı. İngiltere’de yapılan bir araştırmada erkeklerin koronavirüsten ölüm riski kadınlara göre yüzde 60 daha yüksek çıktı. Aynı şekilde erkeklerin tüberküloz ve gripten ölüm riskleri de kadınlara oranla iki kat daha fazla. Bunun sebebi konusunda son yapılan araştırmalar kadınlarda çok daha yüksek olan östrojen hormonuna işaret ediyor. Bu hormon bağışıklığı tetiklemek konusunda çok etkin bir rol oynuyor. Oysa erkeklik hormonu testosteron bağışıklığı zayıflatıyor. Ayrıca bağışıklıkta önemli rol oynayan genlerin çoğu X kromozomunda yer alıyor. Erkeklerde tek X kromozomu varken kadınlarda iki X var. Bu kadınların hastalıklarla savaşmada iki kat genetik varyasyona sahip olmasını sağlıyor.
Bazı insanların neden bağışıklığı çok güçlü?
Etrafınızda mutlaka herkes hastalıktan kırılırken hiç hasta olmayan ya da her seferinde çok hafif atlatan birileri vardır. Covid-19’da da gördük, bazı kişiler defalarca enfekte olmalarına rağmen hastalığı çok hafif atlatmayı başardı. Hem de daha önceki hayatlarında bu virüsle hiç tanışmamış olmalarına rağmen bağışıklıkları virüse karşı büyük üstünlük sağlayabildi. İngiltere’de Sheffield Üniversitesi, koronavirüse yakalanıp ağır hasta olmayanlarda 1300 genetik farklılığın rol oynadığını belirledi. Yani genetik özellikler bağışıklık konusunda önemli. Hiç hasta olmayan kişiler, anne-babalarına, hatta atalarına kendilerine bu genleri aktardıkları için büyük teşekkür borçlu.
Bağışıklığı güçlendirmek için ne yemeliyim?
TV ve dergi reklamlarında bazı gıda ve içeceklerin ‘bağışıklığı güçlendirdiği’ne yönelik iddiaları görüyoruz. Örneğin zencefil bunlardan biri. Yeşil çay, ıspanak, ceviz, brokoli, probiyotik yoğurt, C vitamini yönünden zengin gıdalarla liste uzayıp gidiyor. Son araştırmalar gösteriyor ki bağışıklık sisteminin en önemli parçası mide. Çünkü mide trilyonlarca mikrobun yaşadığı bir organ ve bağışıklık buradan gelen sinyallerle sürekli şekilleniyor. Yani midenize ne girdiği gerçekten önemli. Güvenilir araştırmalar lif yönünden zengin sebzelerin ve fermente gıdaların midedeki iyi-kötü mikrop dengesini sağlamak açısında önemli rol oynadığını gösteriyor.
Covid çocuklaerın bağışıklığını nasıl etkiledi?
Pandemi sürecinde doğan ya da erken yaşlarını salgın önlemleriyle geçiren çocuklar, Covid öncesinde sokaklarda oynayan yaşıtlarına oranla çok daha az sayıda mikrop, bakteri ve virüsle tanıştı. İngiltere’de Mart 2020-Haziran 2021 arasında 15 yaş altı çocuklardan influenza teşhisiyle hastaneye yatanların sayısında yüzde 94’lük azalma oldu. Sadece grip değil, birçok farklı hastalıkta yaşanan benzeri durumlar çocukların bağışıklıklarının ilerleyen dönemde karşılaşılacak hastalıklarla mücadele konusunda çok daha az bilgi sahibi olmasına sebep oldu. Kapanmalar bitince çocuklar hızlı bir şekilde hastalıklarla tanışmaya başladı.
Enfeksiyonlarla erken yaşta tanışılmasının önemine işaret eden ‘hijyen hipotezi’ 1989’da David Strachanin isimli uzman tarafından ortaya atılmıştı. Hayatın daha hijyenik hale gelmesinin çocukların daha az enfeksiyonla tanışmasına neden olduğunu, bunun da alerjilere kapı araladığını iddia etti. Ancak günümüzde bu hipoteze çok itibar edilmiyor. Şimdilerde vücudun kendisini hasta etmeyecek düzeyde her çeşit mikrop, virüs ve bakteriyle tanışması ideal kabul ediliyor. Yani anahtar erken yaşlarda hasta olmak değil, çünkü bağışıklık sadece çocuk yaşlarda değil hayat boyu kazanılan bilgilerle şekilleniyor. •