Esin Hamamcı
Dünyanın en kalabalık şehirlerinden İstanbul’un göbeğinde, İstiklal Caddesi’nde yer alan Hope Alkazar, mekân olarak uzun zamandır yeniliklere kapı aralıyor. Dijitalleşen dünyanın sanata da yansımasıyla farklı sanat deneyimleri yaşadığımız bir alana dönüşüyor. Mekânı yeniden yorumlayan önemli projelerden biri de Xtopia Immersive programı. Programın ilk sanatçısı ise Sonsuza Uzanan Motifler: Yeniden Yorumlar eseriyle Selçuk Artut. Bu eser, seyircilere interaktif ve kapsayıcı bir deneyim yaşatıyor. Eseri ziyaret edenler, Selçuk Artut’un hazırladığı içerikler arasından seçim yaparak geometrik desenleri ve renk ayarlarını değiştirip kendi geometrik desenlerini çizebiliyor, çizdikleri motifleri eş zamanlı olarak eser içerisinde görebiliyor.
Xtopia Immersive’in ses ve görüntüyü buluşturan bu etkileşimli deneyimi geometri sanatıyla medya sanatının arasında kaybolan dikişi görünür kılıyor. Xtopia Immersive üzerine Xtopia kurucusu Lalin Akalın ve sanatçı Selçuk Artut’la konuştuk.
"İzleyici kendini kapsayıcı bir deneyimin içinde buluyor"
Hope Alkazar’da gerçekleşen “Xtopia Immersive” projesiyle hikayeniz nasıl başladı?
Lalin Akalın ile geçmişe dayanan bir tanışıklığımız var. 2017 yılında bir gün telefonum çaldı ve karşımda Lalin vardı. PSM’de gerçekleşecek Digilogue etkinliğinde bir eser sergilemem için beni davet ediyordu. İlk defa bu şekilde tanışmış olduk. Gerçekleşen bu serginin ardından uzak veya yakın temas görüşmelerimiz ve karşılaşmalarımız devam etti. Bir süredir geometrik desenler üzerine çalışıyorum ve farklı mekanlarda ortaya çıkan eserlerimi sergileme imkânım oldu. Lalin, bundan birkaç ay önce Hope Alkazar’da kapsayıcı deneyimlerin olacağı bir seri üzerine çalıştığından bana bahsetmişti. Ardından 2024 yılında bu seriyi benimle başlatmak istediğini söyleyince kolları sıvama zamanı geldi. Yoğun bir çalışma süreci içine girdim, çünkü yeni işi mekânın olanaklarını kullanarak daha önce sergilemediğim farklı bir biçimde sergilemek istiyordum.
Sonsuza Uzanan Motifler: Yeniden Yorumlar, mekânda izleyiciye nasıl bir etkileşimli deneyim imkânı sunuyor? Neyi amaçlıyor?
Öncelikle izleyici kendini kapsayıcı bir deneyimin içinde buluyor. Her yanını saran bir görüntü cümbüşünün ortasında serbestçe dolaşarak ve eserin bütüncül yapısını hissederek mekân içerisinde süzülmeye başlıyor. Ancak eseri hazırlarken bu deneyimi proaktif hale getirecek farklı etkileşim katmanları düzenledim. Bunlardan birincisi mekânda hazır halde bulunan bir dokunmatik yüzey sayesinde kişinin kendisine sunulan yirmi üzerindeki motif çalışmasından istediğini seçebiliyor olması. Bu etkileşim neticesinde izleyici bir anlamda mekânda söz sahibi oluyor. Bir dokunma sayesinde bir anda tüm mekandaki görseli kendisi tayin edebiliyor. İkinci bir etkileşim noktası ise izleyicilerin kendi desenlerini oluşturabilmeleri. Aynı dokunmatik yüzey üzerinden hazırladığım altılı yansımalar sayesinde izleyiciler, son derece basit hareketlerle bir anda zengin görsel yapılara dönüşen motifler oluşturabiliyorlar.
Bu aşamada bizzat mekânda oluşan görsel dünyanın nakşedicisi oluyorlar. Üçüncü etkileşim noktası ise serginin kavramsal içeriğini aktardığımız aydınlatıcı bir video çalışmasından oluşuyor. Serginin ne anlatmak istediğini ve sürecin yolculuğunu bir nebze olsun bu çalışmayı izleyerek takip edebilmek mümkün. Şu ana kadar size eserle ilgili görsel deneyimlerden bahsettim ama bir de eserin işitsel bir etkileşim boyutu var. Eserin sahip olduğu ses dünyası algoritmik müzik kompozisyonlarından oluşuyor. Bach’ın akor yürüyüşlerinden yola çıkarak ürettiğim stokastik bir yapı içerisinde müzik, dokunmatik yüzey ile etkileşim içine geçen kişi ile etkileşim haline geçiyor. Netice olarak eser de sizinle bir etkileşim kurmaya başlıyor. Sizin bizzat fark etmediğiniz bir biçimde ses dünyası da size eşlik ediyor diyebilirim.
Geometrik desenlerin farklı zamanlarda ve kültürlerdeki yansıyışı, hangi dijital tekniklerle yansıtılıyor?
Gelenek, geometrik desenleri basit bir pergel ve cetvel yardımı ile oluşturuyor. Kullanılan alet ve edevat basit olmasına karşın ortaya çıkan neticeler ve süreçte ortaya konulan beceri son derece karmaşık bir yapıyı beraberinde getiriyor. Benim bu desenlere olan yaklaşımımın temelinde matematik ve kodlama barınıyor. Bu sayede o desenleri oluşturan yapıtaşlarını parametrik olarak farklılaştırabiliyorum. Tarih içinde farklı mimari yapılar üzerinde gördüğümüz birtakım motifleri ele alarak onlara günümüzün teknolojik sanat, estetik anlayışının temel prensiplerinden olan dinamizmi kattığımı söyleyebilirim. Farklı renk kombinasyonları, renk uyumları prensipleri dahilinde karşımıza çıkıyor. Elbette biçimsel anlamda tüm bu görselliğin yola çıktığı nokta geometrinin temsil ettiği mükemmel imgeler üzerine kurulu. Daire, üçgen, kare, nokta, doğru gibi temel şekillerin farklı hallerini görebilmek mümkün. Hope Alkazar’daki mekân özelinde kapsayıcı bir deneyimle bu görsel dünyayı yaşayabiliyorsunuz. Aslında geçmişe döndüğümüzde de bu desenlerin kullanım biçimlerinin mekanların yüzeyinde yer alan farklı bezemeler halinde olduğunu söylememiz mümkün. Benim ortaya koyduğum çalışma bu anlamda kapsayıcılığı temel alarak geçmişle ortak bir karaktere sahip oluyor.
Deneyimin kişiye özel olmasının sizin için önemi nedir?
Kamusal mekanlarda etkileşim tasarlamanın farkında olmadığımız incelikleri söz konusu olabiliyor. Etkileşim bir kişiye mi hitap etmeli yoksa birden fazla mı sorusu oldukça önemli bir ayrımı sorgulamamıza sebep oluyor. Çoklu etkileşim ortada bir koreografi olmadığı sürece serbest bir oyun alanına dönüşebilmekte iken beraberinde kavranması önemsiz hale gelen bir eser etkileşimi halini de doğurabiliyor. Kişiye özel bir deneyim imkânı sunduğunuzda ise o etkileşim anı, kişinin bireysel performansını gerçekleştirebileceği bir sahneye dönüşüyor. Kişi açısından zamanın akışı yavaşlıyor, merak artıyor ve süregelen etkileşimin sonuçları belirginleşiyor. Eserle olan bağ güçlenmeye başlıyor ve ardından birey eserin detaylarına vakıf olacağı bir kişisel keşif yolculuğuna çıkıyor.
Lalin Akalın: Dijital teknolojiler, sanatçılara daha geniş bir yaratıcılık alanı sunuyor
Hope Alkazar ve “Xtopia Immersive” projesi için bağlantısı nasıl oluştu, serüveni nasıl başladı?
Xtopia ve Hope Alkazar, programlar için önceden görüşme halindeydi. "Çirkin" tiyatro projesi süresince Xtopia Immersive Prod dijital sanat eserleri üretiminde sahne ve sanat yönlendirmesi yaparken, Xtopia'nın mekâna katkı sağlaması ve ileriye dönük dinamik bir program oluşturması için gereken bir süreç başladı. Bu süreçte, yaratıcılarla iş birliği yaparak yeni deneyimler yaratılması ve yaratıcıların mekâna daha kolay entegre olabilmesi için çeşitli adımlar atıldı. Daha erişilebilir ve kullanıcı dostu teknik arayüzlerin Xtopia tarafından tasarımı mekanla olan oyun alanını genişletti. Bu sayede Xtopia'nın mekana katkısını artırarak ve ileriye dönük dinamik bir program geliştirmek için temelleri atılmış oldu. Hope'un İstiklal Caddesi'nde gençlere hitap etmesi ve bu yılki projelerimizde kullanacağımız mekanlar arasında yer alması bizim açımızdan değerli. Mekân destekçimiz olarak bu iş birliği gelecekte heyecan verici deneyimlere kapı aralayacak gibi görünüyor.
Bir seri halinde gerçekleşecek projenin devamında bizleri neler bekliyor?
Xtopia Immersive Programı'nın ilk deneyimi, Selçuk Artut ile Xtopia iş birliğinde gerçekleştirilen bir deneyim. Bu süreç boyunca, Xtopia Lab çatısı altında konuşma programları, atölye çalışmaları ve çeşitli etkinliklerle zenginleştirilmiş kapsamlı bir program dizisi devam edecek. Yıl boyunca, farklı sanatçılarla Xtopia tarafından hazırlanan ana deneyimlerin yanı sıra, Live AV konserleri ve çeşitli disiplinlerden profesyonellerin toplumla buluştuğu Lecture Performans serisi gibi etkinlikler devam edecek Ayrıca, farklı disiplinlere özgü bakış açılarıyla derinleştirilmiş, katılımcılara yeni perspektifler sunacak çeşitli deneyimler de yıl boyunca heyecan verici bir takvim sizleri bekliyor.
Xtopia, teknoloji ve sanatı birleştiren bir oluşum. Dijital dünyanın sunduğu imkanların gelecekte sanata nasıl şekil vereceğini ön görüyorsunuz?
Dijital teknolojiler, sanatçılara daha geniş bir yaratıcılık alanı sunuyor. Sanatçılar, dijital araçlarla deneyebilir, düzenleyebilir ve yenilikçi sanat eserleri yaratabilirler. Bu teknolojiler aynı zamanda sanat eserlerinin dünyanın her yerinden erişilebilir olmasını sağlıyor, böylece sanatın daha geniş bir kitleye ulaşmasına yardımcı oluyor. İzleyicilere pasif bir şekilde izlemek yerine etkileşimde bulunabilecekleri interaktif deneyimler sunar. Sanat eserleri, izleyiciler tarafından dokunma, hareket ettirme veya etkileşimli medya kullanma gibi özelliklerle deneyimlenebilir. Ayrıca, dijital teknolojiler sanat eğitimini ve iletişimini kolaylaştırır. Sanatçılar, dijital ortamlarda eğitim alabilir, eserlerini çevrimiçi platformlarda sergileyebilir ve diğer sanatçılarla kolayca iletişim kurabilirler. Bununla birlikte, dijital teknolojiler, sanatın yeni formlarının ortaya çıkmasını sağlar. Örneğin, immersive deneyimler, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojilerle, sanat eserleri fiziksel dünyanın sınırlarını aşarak tamamen yeni bir boyut kazanabilir. Xtopia olarak her duyguya dokunan deneyimler sunmaya odaklanıyoruz. Mimari tasarım stüdyomuz, mekanları zenginleştirmek için özgün ve etkileyici yapılar tasarlamaya devam edecek. Örneğin, İstinye Park'ta yer alan Boyner mağazası için hazırladığımız cephe heykeli gibi projelerde, fütüristik ve yenilikçi yaklaşımlarımızı sergilemeye devam edeceğiz. Kreatif ajansımız, müşterilerin marka imajlarını güçlendirmek ve etkileyici kampanyalar yaratmak için dijital ve analog araçları ustalıkla kullanmaya devam edecek. Heykellerden sergilere ve sarmal deneyimlere kadar çeşitli platformlarda yaratıcı çalışmalarımızı sunarak, müşterilerimize özgün ve etkileyici deneyimler sunmayı sürdüreceğiz."Xtopia Lab" adını taşıyan birimimiz, yaratıcı süreçleri belgeleyerek ve araştırarak, inovatif projelerin gelişimine katkıda bulunacak. Teknoloji ile sanatın kesişimindeki potansiyeli keşfetmeye ve Xtopia'nın misyonuna uygun ilham verici deneyimlerin ortaya çıkmasına katkı sağlamaya devam edecek. Ayrıca, önemli kurumlarla iş birliklerimizi genişleterek büyük ölçekli projelerde yer almaya devam edeceğiz. Örneğin, Hope Alkazar gibi kurumlarla gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri, Xtopia'nın sağlam altyapısı ve yaratıcı yaklaşımıyla birlikte, topluma alan açılmasını ve inovatif deneyimlerin sunulmasını sağlayacak. Genel olarak, gelecek planlarımızda teknoloji ve yaratıcılığı bir araya getirerek özgün ve etkileyici deneyimlerin tasarlanması ve hayata geçirilmesine odaklanıyoruz. Farklı disiplinlerden gelen yaratıcıları bir araya getirerek yeni ve heyecan verici projeler üretmeye ve sonsuz hayal gücüyle ilerlemeye devam.