Titanic’in 5 katı büyüklüğünde ve Eyfel kulesinden daha uzun olmasıyla dikkat çeken yolcu gemisi Icon of the Seas (Denizlerin İkonu), Amerikanın Miami kentinden Karayipler’e uzanan ilk yolculuğuna çıktı. 7 gün sürecek olan yolculukta misafirlerine sınırsız eğlence vadeden geminin yolculuğuna çevreciler karşı çıkıyor. Geminin motorlarını çalıştırmak için sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kullandığına dikkat çeken çevreciler CO2'den daha güçlü bir kirletici gaz olduğunu belirtiyor.
Finlandiya'da 900 günde inşa edilen dev gemi, yaklaşık 10 bin yolcu ve mürettebat taşıma kapasitesine sahip. 2 milyar dolara mâl olan gemide 7 yüzme havuzu, bir yapay göl, 6 su kaydırağı, dönme dolap, 40'tan fazla restoran ve barın yanı sıra 50 kişilik müzisyen ve komedyen ekibi bulunuyor.
Karbon yoğunluğunu 8 kat artırıyor
Önümüzdeki birkaç yıl içinde inşa edilebilecek aynı büyüklükteki veya daha büyük birçok gemiden biri olan Icon of the Seas’in Florida'da denize indirilmesi, dikkatleri kruvaziyer turizminin çevre üzerindeki etkilerine çekti. Avrupa gemi seyahatindeki bir haftalık tatilin karbon ayak izini, uçak yolculuğu ve otelde konaklamayla karşılaştıran çevre örgütlerinin araştırmaları bu tür yolculukların karbon yoğunluğunun sekiz kat arttığı sonucuna vardı.
“Yanlış iklim çözümlerine yatırım yapılıyor”
Geminin sahibi olan şirket Royal Caribbean, Icon of the Seas'ın sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ile çalıştığı gerçeğini büyük ölçüde vurgulayarak onu "en temiz deniz yakıtı" olarak tanımladı. Ancak The Guardian'a konuşan Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi'nin deniz programı direktörü Bryan Comer, bu tür yakıtların kullanılmasının endüstrinin yanlış iklim çözümlerine yatırım yaptığını gösterdiğini söylüyor. Comer, “Motor, normal deniz yakıtı kullanımına kıyasla yolculuk başına %70 ila %80 daha fazla sera gazı emisyonu saldığında, LNG'yi yeşil yakıt olarak adlandırarak bu durumu ikiye katlıyorlar. Icon, şimdiye kadar bir gemiye yerleştirilmiş en büyük LNG tanklarına sahip. Bu bir yeşil yıkamadır” dedi.
Yeşil yıkama: bir kuruluş tarafından çevreye karşı sorumlu bir imaj yaratmak için yanlış veya eksik faaliyet göstermesidir.
Diğer deniz yakıtları yerine LNG kullanmak karbondioksit emisyonlarını dörtte bir oranında azaltıyor. Ancak Comer, LNG kullanan bir yolcu gemisinin "metan kayması" adı verilen durum nedeniyle genel olarak daha fazla sera gazı emisyonu saldığını söyledi. Yani gazın bir kısmının yakılmadığı ve karbondioksitten çok daha güçlü bir iklim gazı olan metan emisyonuna yol açıyor. Metan atmosfere salındıktan sonraki 20 yıl boyunca CO2'den yaklaşık 80 kat daha fazla ısıyı hapseder. Comer, gemilerin daha az sera gazı yayan yakıt hücreleri ve yenilenebilir hidrojen veya metanol kullanması gerektiğini söyledi.
Friends of the Earth ABD'den Marcie Keever “Bu mega gemileri inşa ederek ve LNG'yi kullanarak kruvaziyer endüstrisi yanlış yöne doğru ilerliyor. Daha büyük gemiler limanlarda daha fazla altyapıya ihtiyaç duyuyor ve resifleri ve ekosistemleri barındırabilmek için onları yok ediyor” dedi.
Venedik, Barselona ve Amsterdam, artan çevre ve sağlık endişeleri nedeniyle yolcu gemilerini yasaklayan veya kısıtlayan liman kentlerinden sadece üçü.
Royal Caribbean'ın başkan yardımcısı Nick Rose, Icon gemisi tasarlandığında, LNG'nin en umut verici yakıt olarak kabul edildiğini söyleyerek “Bunu, gemi tasarımımızda esneklik oluşturmaya yardımcı olan ve aynı zamanda pazar geliştikçe ve diğer ölçeklenebilir alternatifler ortaya çıktıkça farklı yakıt türlerine daha kolay uyum sağlamamıza yardımcı olan bir geçiş yakıtı olarak görüyoruz” dedi.
"Yakıt stratejimizin bir parçası"
Rose, şirketin yakıt hücreleri de dahil olmak üzere alternatif enerji kaynaklarını bulmaya ve uygulamaya kararlı olduğunu söyleyerek "LNG, biyoyakıtlar, metanol ve kıyı enerjisi gibi diğer enerji kaynaklarıyla birlikte alternatif yakıt stratejimizin bir parçası" dedi.
Devasa gemi aynı zamanda limana yanaştığında kıyıdan sağlanan elektrikle çalışacak şekilde inşa edildi. Bu da yüksek derecede çevre kirletici jeneratörleri çalıştırmaya karşı daha temiz bir alternatif. Icon, asansörlere güç sağlamak için yanmadan elektrik üreten yakıt hücrelerini barındıracak şekilde inşa edildi ancak tedarikçilerle yaşanan sorun nedeniyle piller takılmadı.
