Plastik üretiminin son 70 yılda 200 kat artması ve 2060’a kadar üç kat daha büyümesinin öngörülmesi, insan sağlığı ve gezegen üzerinde ciddi tehditler oluşturuyor. The Lancet’te yayımlanan yeni bir rapor, plastiğin üretimden atığa kadar her aşamada hava kirliliği, toksik kimyasallar ve mikroplastik kirliliği yoluyla zarar verdiğini ortaya koydu.
Mikroplastikler vücudumuzda
Araştırmaya göre mikroplastikler; kan, beyin, anne sütü, plasenta ve hatta kemik iliğinde tespit edildi. Bu parçacıkların sağlık üzerindeki tam etkileri henüz tam olarak bilinmese de kalp krizi, felç gibi ciddi hastalıklarla ilişkili olabileceği düşünülüyor.
En kırılgan grup: Bebekler ve çocuklar
Rapor, özellikle bebeklerin, çocukların ve hamile kadınların plastiğin zararlı etkilerine karşı en savunmasız grup olduğunu belirtiyor. Plastik maruziyeti; düşük, erken doğum, doğum kusurları, akciğer gelişim bozukluğu, çocukluk çağı kanserleri ve ilerleyen yaşlarda kısırlık gibi riskleri artırabiliyor.
Ekonomik maliyet 1,5 trilyon dolar
Sadece üç yaygın plastik kimyasalının (PBDE, BPA ve DEHP) 38 ülkedeki sağlık zararının yıllık maliyetinin 1,5 trilyon doları bulduğu hesaplandı.
'Geri dönüşüm yetmez, üretim sınırlandırılmalı'
Raporda, geri dönüşümün tek başına çözüm olmadığı, plastiğin kimyasal yapısının geri dönüştürmeyi zorlaştırdığı ve üretimin sınırlandırılmasının şart olduğu vurgulandı.
Küresel anlaşma çağrısı
Bu bulgular, ülkelerin plastiğe yasal sınırlama getirecek küresel bir anlaşma için yürüttüğü kritik müzakereler öncesinde yayımlandı. Uzmanlar, üretim kısıtlamalarının hem insan sağlığını hem de gezegeni korumak için zorunlu olduğunun altını çiziyor.
Raporun yazarları, karar vericilerin bu bulguları dikkate alarak etkili politikalar geliştirmesi gerektiğini ve plastiğin gerçek maliyetinin “ucuz bir malzeme” algısının çok ötesinde olduğunu belirtiyor.
Kaynak: Gazete Oksijen