05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 20.10.2025 12:08 | Son Güncelleme: 20.10.2025 12:50

Green Up Meetings No.7: Yapay zekâ ve eko akıl çağı masada

PlumeMag’in kurucusu Bihter Ayyıldız ile bu yıl yedinci kez düzenlenen Green Up Meetings’i konuştuk
Green Up Meetings No.7: Yapay zekâ ve eko akıl çağı masada
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

PlumeMag’in kurucusu Bihter Ayyıldız tarafından hayata geçirilen Green Up Meetings, bu yıl "Yapay Zekâ ve Eko Akıl Çağında İnsan" temasıyla yedinci kez gerçekleşiyor. QNB Kristal Kule’de düzenlenecek etkinlik, iş dünyasından akademiye, girişimcilikten sivil topluma kadar pek çok farklı alandan ismi bir araya getirerek geleceğin insanını yeniden tanımlamayı hedefliyor. Etkinliğin fikir öncüsü Bihter Ayyıldız ile Green Up Meetings’in bu yılki temasını, dönüşen iş dünyasını ve "eko akıl" kavramını konuştuk.

Green Up Meetings yedi edisyondur sürdürülebilirliğe odaklanan bir buluşma noktası olmayı başarıyor. Sizce Green Up Meetings’i bu kadar özel ve kalıcı kılan şey ne oldu?

Borges’in dediği gibi, yazılan her şey otobiyografiktir. Green Up Meetings de öyle. Bu etkinlik, bir kadın girişimci olarak "damdan düştüğümde", benim gibi "damdan düşenlerle" buluşma arzumun bir yansıması. Yalnızlık duygusunu paylaşılabilir bir şeye dönüştürme, bireysel çabayı kolektif bir umuda evriltme isteği. Dayanışma, belki de girişimcilik yolculuğunun en sessiz ama en güçlü motivasyonu. Green Up Meetings’in kalbinde tam olarak bu var.

PlumeMag ekosisteminde, alışılagelmiş zirve ve etkinliklerden fayda sağlayamayan girişimcilerin ortak derdiydi bizi bir araya getiren. Network odaklı organizasyonlar genellikle sahnede olanların başarı hikâyelerine odaklanıyor; dinleyiciler ise panel aralarında birbiriyle tanışmaya çalışıyor. Ama sonunda bu ortamlar kalıcı bir etkileşime ya da anlamlı bir iş ağına dönüşemiyor.

Green Up Meetings tam da bu eksikten doğdu. Burada sahnedeki her kişi, orada bulunanlarla bağ kurmak, deneyimini içselleştirerek paylaşmak ve kolektif bir dönüşümün parçası olmak için yer alıyor. Bizim için esas olan, katma değerli fikir, ürün ya da hizmet üreten yerel girişimcileri döngüsel, uzun soluklu bir ekosistem içinde bir araya getirmek; zorlukları paylaşmalarını, verimliliklerini artırmalarını sağlamak.

Bu yüzden "Yerel Kalkınırsa Değer Katlanır" mottomuzu desteklemek için ikinci edisyondan bu yana Local Makers bizim doğal paydaşımız. Etkinliklerimize katılım ücretsiz; Local Makers Çarşısı’nda yer alan üreticilerden de stand ücreti ya da satıştan pay almıyoruz.

Bu da sıkça sorulan bir soruyu beraberinde getiriyor: "Bu iş kârlı mı?" Bugüne kadar Green Up Meetings’in ana sponsoru, kurucusu olduğum PlumeMag oldu. Büyük sponsorluk anlaşmalarının peşinde koşmadık; markaların pazarlama odaklı görünürlüğünden ziyade bir anlam yaratmanın peşindeyiz. Kasada rakamsal bir kâr görünmese de, Green Up Meetings sayesinde ekosistem paydaşlarımızın kazanç sağlaması bizim için gerçek kârlılık. Çünkü kaybeden bir ekosistemde kazanmanın anlamı yok.

Bu yılki tema "Yapay Zekâ ve Eko Akıl Çağında İnsan". Sizce teknoloji çağında "insan kalmak" ne anlama geliyor?

İnsan kalmak bence hatırlamakla ilgili. Ne olduğumuzu, nereden geldiğimizi, neden yavaşlamamız gerektiğini unutmamakla. Teknoloji bize çok şey kazandırdı ama aynı zamanda farkında olmadan özümüzle mesafemizi açtı. "Eko akıl" dediğimiz şey tam da bu yabancılaşmaya bir cevap aslında; insanı doğadan, doğayı insandan ayırmayan bir bilinç hâli. Ben Green Up Meetings’i de bu çağın hızına karşı bir durma daveti olarak görüyorum. Biraz nefes almak, biraz da yeniden duymak için. 

"Eko akıl" kavramı son yıllarda sıkça duyduğumuz "yeşil bilinç"ten daha derin bir şey söylüyor. Siz "eko akıl"ı nasıl tanımlarsınız? Birey olarak eko aklı hayatınıza nasıl taşıyorsunuz?

Eko akıl, bir farkındalık meselesi olmaktan çok bir varoluş biçimi. "Yeşil olmak" bir tercih olabilir ama eko akıl bir bakış açısıdır; insanı doğanın parçası olarak konumlandırır. Benim için bu, hayatın her alanında dengeyi gözetmekle ilgili. Ne tükettiğimi, kimden aldığımı, nasıl yaşadığımı sorgulamakla. PlumeMag’de yayınladığımız her içerikte, Green Up Meetings’te kurduğumuz her diyalogda bu dengeyi hatırlatmaya çalışıyoruz. Çünkü sürdürülebilirlik yalnızca çevreyle ilgili değil; etikle, ilişkilerle, hatta zamanla kurduğumuz bağla da ilgili.

Bu yılki panellerde "Yeşil işgücü", "yeşil hukuk" ve "kadın girişimciliği" gibi farklı alanlar ele alınıyor. Bu başlıkları seçerken nasıl bir önceliklendirme yaptınız?

Biz her yıl temayı belirlerken dönemin ruhunu ve geleceğin sinyallerini birlikte okuyoruz. Bu yıl, yapay zekâ çağında hem hukukun hem emeğin hem de cinsiyet rollerinin dönüşümüne tanıklık ediyoruz. "Yeşil işgücü" artık sadece çevre dostu sektörlerde çalışmak değil; daha adil, daha kapsayıcı iş modelleri kurmak anlamına geliyor. “Yeşil hukuk” ise geleceğin en önemli alanlarından biri olacak. Çünkü artık doğanın da bir özne olarak hukuki temsili konuşuluyor. Kadın girişimciliği ise benim için her zaman merkezde; çünkü dayanışma ruhu oradan başlıyor.

"Yerel kalkınırsa değer katlanır" mottosu Green Up Meetings’in kimliğinde önemli bir yer tutuyor. Sizce yerel üretim ve sürdürülebilirlik arasındaki ilişki neden bu kadar kritik?

Yerel üretim aslında sürdürülebilirliğin kalbinde. Çünkü yerel olan hem çevresel hem toplumsal bir denge kuruyor. Üreticiyle tüketici arasındaki mesafe kısaldıkça, güven, şeffaflık ve kalite artıyor. Ben yerel üreticiyi yalnızca bir ekonomik aktör olarak değil, kültürel bir taşıyıcı olarak görüyorum. Her biri bir bölgenin emeğini, bilgisini, hafızasını temsil ediyor. "Yerel Kalkınırsa Değer Katlanır" sözü de bu yüzden sadece bir motto değil, bir ekosistem anlayışı.

Local Makers Çarşısı etkinliğin ruhuna çok yakışıyor. Bu alanın katılımcılar ve üreticiler açısından nasıl bir etki yaratmasını bekliyorsunuz?

Local Makers, Green Up Meetings’in somutlaşmış hâli gibi. Orada bir araya gelen üreticiler, hikâyelerini doğrudan anlatma fırsatı buluyor. Katılımcılar da yalnızca bir ürünle değil, bir değerle temas ediyor. Biz hiçbir üreticiden stand ücreti ya da satış payı almıyoruz. Bu, küçük bir jest gibi görünebilir ama aslında güven ilişkisi kurmanın yolu. Local Makers Çarşısı, alışverişten çok paylaşımın alanı.

Green Up Meetings’in gelecek yıllarda nasıl bir dönüşüm geçirmesini hayal ediyorsunuz? Yeni temalar veya formatlar gündemde mi?

Green Up Meetings benim için yaşayan bir organizma gibi. Zamanla biçim değiştiriyor ama özünü kaybetmiyor. Önümüzdeki yıllarda belki daha fazla şehirde, belki daha fazla ortakla ama hep aynı samimiyetle devam edecek. Teknoloji, sanat ve ekoloji kesişiminde daha fazla alan açmak istiyoruz.

Son olarak, bu yıl Green Up Meetings’e katılacak olanlara ya da henüz bu hareketi tanımayanlara ne söylemek istersiniz?

Green Up Meetings’e gelirken bir şey öğrenmeye değil, bir şeye dokunmaya niyet edin. Çünkü burada bilgi kadar duygu da paylaşılıyor. Borges’in dediği gibi, "yazılan her şey otobiyografiktir". Green Up Meetings de bizim ortak otobiyografimiz. Burada herkesin hikâyesi kıymetli; yeter ki anlatmak, duymak ve yan yana durmak isteyelim.