05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 18.11.2025 10:27 | Son Güncelleme: 18.11.2025 13:39

Singapur'da üretildi: Karbondioksiti 'yakalayan' beton | 'Daha az zararlı' değil, 'faydalı' şehirler mümkün mü?

NTU’nun geliştirdiği yeni 3D baskı tekniği, betona karbondioksit enjekte ederek malzemeyi hem daha güçlü hale getiriyor hem de üretim sürecini bir karbon yakalama mekanizmasına dönüştürüyor
Fotoğraf: Shutterstock
Fotoğraf: Shutterstock
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Singapur’daki Nanyang Teknolojik Üniversitesi (NTU), betonu karbon yakalama sürecine entegre eden yeni bir 3D baskı tekniği geliştirdi. Süreç, baskı sırasında betona karbondioksit enjekte edilmesine dayanıyor.

Kimyası ise basit: Karbondioksit beton karışımıyla tepkimeye girerek katılaşıyor ve malzemenin içinde hapsoluyor. Amaç, modern dünyanın en çok kullanılan ikinci malzemesi olan betonun yüksek karbon ayak izini azaltmak. Zira beton üretimi, enerji yoğun yapısı nedeniyle küresel CO₂ emisyonlarının yaklaşık yüzde 8’inden sorumlu.

NTU’nun çalışması, betonun mimarideki estetiğini öne çıkaran Carlo Scarpa gibi ustaların mirasını yaşatırken, Holcim gibi küresel üreticilerin yenilikçi girişimlerini de tamamlıyor. Ancak bu tür projelerin geniş kitlelerin dikkatini çekmesi zor; ne bir ünlü kurucu var ne de “dünyayı değiştirecek” bir vaat. Yine de bu düşük profilli girişimin merkezinde güçlü bir fikir duruyor: Sorunu çözüme dönüştürmek. Süreç, beton üretimini ve inşaatı adeta 'karbon yakalama makinesi'ne çeviriyor.

Monocle'a göre bu yaklaşım, ABD'li tasarımcı Neri Oxman’ın şu sorusunu akla getiriyor: “Araba kullanmanın, hiç araba olmayan bir dünyadan daha iyi olduğu bir gelecek mümkün mü?” Aynı soru beton için de geçerli: Daha az zararlı değil, gerçekten faydalı bir beton hayal edilebilir mi?

Köprülerin, kulelerin ve kolonların çevreyi aktif olarak iyileştirdiği bir inşaat anlayışı

NTU’nun geliştirdiği yöntem bu ihtimali işaret ediyor. Mimarlar ve geliştiriciler için bu, tasarım yaparken “iklim yükü” hissetmeme ihtimali anlamına geliyor. Köprülerin, kulelerin ve kolonların çevreyi aktif olarak iyileştirdiği bir inşaat anlayışı…

Üstelik teknik yalnızca karbon yakalamayı üretime entegre etmekle kalmıyor, daha güçlü, daha hızlı basılabilen ve daha fazla karbon tutan bir beton ortaya çıkarıyor. Bu da daha az malzeme ve iş gücüyle daha hızlı inşaat demek.

Fakat zorluk büyük. Dijital yenilik haftalık sıçramalarla ilerlerken, inşaat sektörü hâlâ 20. yüzyılın yavaş döngülerine bağlı. Beton üretimi temel olarak eski yöntemlere dayanmayı sürdürüyor. Oysa iklim krizi hızla dönüşen, ölçeklenebilir çözümler talep ediyor.

NTU ekibi patent sürecini beklerken, saf CO₂ yerine endüstriyel atık gazların yakalanabileceği modeller üzerinde çalışıyor. Ancak sektöre özgü heyecanların küresel dönüşümü tek başına tetiklemesi zor. Daha geniş hayal gücünü harekete geçirecek, "ay görevi" niteliğinde vizyonlara ihtiyaç var.

Belki de büyük teknolojiden bir ders çıkarmanın zamanı. “Betonu yüzde 5 daha yeşil yapabilir miyiz?” sorusunun ötesine geçip “Beton gezegeni nasıl daha iyi hale getirebilir?” diye sormalıyız. İklim hikâyesinde kötü karakteri kahramana dönüştürmek… İşte asıl dönüşüm bu olabilir.

Kaynak: Gazete Oksijen