31 Mart 2025, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 27.03.2025 09:35 | Son Güncelleme: 27.03.2025 09:40

Fikirlerin hapisle susturulacağına inananlar yanılıyor

Dilek İmamoğlu’nun The Economist’te konuk yazar olarak kaleme aldığı yazıyı Türkçe çevirisiyle yayımlıyoruz. Dergi yazıyı “Dilek İmamoğlu, Tayyip Erdoğan’ın bir cumhurbaşkanı adayını hapse atarak demokrasiyi yenemeyeceğini söylüyor” cümlesiyle sundu
Fikirlerin hapisle susturulacağına inananlar yanılıyor
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Eşim Ekrem İmamoğlu 19 Mart’ın erken saatlerinde gözaltına alındığında, Türkiye’nin dört bir yanındaki milyonlarca kişi benim gibi hissetti: Sadece üzüntü değil, aynı zamanda güçlü bir adaletsizlik duygusu ve yükselen bir öfke. Mevcut hükümetin yirmi yılı aşkın süredir devam eden iktidarı altında pek çok Türk, ülkeleri otoriterliğin derinliklerine gömülürken bu duygularla yüzleşmek zorunda kaldı.

Günlerdir bir şeylerin gelmekte olduğunu hissediyordum. Mart 2019’daki yerel seçimlerde İstanbul’u Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin elinden kurtaran ve o zamandan beri iki kez yenilgiye uğratan Ekrem, uzun zamandır kendisini kamu hayatının dışına itmeye yönelik amansız bir çabayla karşı karşıyaydı. Ancak son aylarda saldırılar daha da şiddetlendi.

Hep yanında, dimdik durdum

Eşi ve adalet mücadelesindeki yol arkadaşı olarak her karalama kampanyasında, her uydurma davada ve her kaba karakter suikastı girişiminde Ekrem’in yanında dimdik durdum. Gözaltına alınması, ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir sonraki cumhurbaşkanlığı yarışı için adayı olarak seçilmesinden günler önce gerçekleşti. Şimdi adaletsiz, eşitsiz ve hukuksuz bir sisteme meydan okuyan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibi asılsız suçlamalarla karşı karşıya. Niyetleri bu kadar vahim olmasaydı, kendisine yöneltilen suçlamalar gülünç gelebilirdi. Ekrem’in 31 yıl önce aldığı üniversite diploması, cumhurbaşkanlığı adaylığından elenmesi için aniden geçersiz ilan edildi.

Ekrem’in tutuklanması ve görevden uzaklaştırılması onu ve halkı sindirmeyi amaçlıyordu. Ama aksine, Türkiye’nin dört bir yanında insanları harekete geçirdi. İllere ve siyasi ayrımlara bakılmaksızın, yaşı, geçmişi veya cinsiyeti ne olursa olsun, milyonlarca kişi bu anı ülkenin demokrasisi için bir kırılma noktası olarak görüyor. Ekrem’in davası artık daha büyük bir şeyin, hukukun üstünlüğünün çöküşünün, ifade özgürlüğü alanının daralmasının ve yönetenler ile oylarının geçersiz kılındığını düşünenler arasında büyüyen ayrışmanın sembolü.

Türkiye bugün ekonomik, siyasi ve kurumsal alanlarda, giderek birbirine yaklaşan krizlerle karşı karşıya. Enflasyon ücretleri eriterek milyonlarca insanı yoksulluğa sürükledi. Eğitim sistemi çökmüş durumda. En iyi ve en parlak öğrencilerimizin çoğu ülkeyi terk ediyor.

Ekrem Bey değişimin sembolü

Ancak bu kasvetli ortamda umutlar da giderek artıyor. Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan CHP, 2024 yerel seçimlerinden ülkenin lider partisi olarak çıktı. Seçmenlerin verdiği mesaj şuydu: Artık yeter.

Ekrem Bey, Türkiye’nin çok ihtiyaç duyduğu değişimin sembolü haline geldi ve yaygın olarak bu değişimin motoru olarak görülüyor. İster masabaşında ister demir parmaklıklar ardında olsun, yalnız değil. CHP’nin açık ön seçiminde 15 milyondan fazla kişi onu partinin cumhurbaşkanı adayı olarak destekledi. Adil bir şekilde yönetilmek isteyen ve cumhuriyetimizin kurucu önermesi olan egemenliğin kayıtsız şartsız halka ait olduğuna hala inanan milyonları temsil ediyor. Bu irade yasaklara, tutuklamalara ve tehditlere rağmen kırılmadı.

Gücümü kadınlardan alıyorum

Onun eşi ve bir vatandaş olarak pes etmeyeceğim. Gücümü ve cesaretimi Türkiye’nin dört bir yanındaki kadınlardan, yani annelerden, meslek sahiplerinden, öğrencilerden, gençlerden, direnen işçilerden alıyorum. Korkuya değil demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, eşitliğe, kapsayıcılığa ve bir arada yaşamaya dayanan bir ülkeyi yeniden inşa edebileceğimize inanıyorum.

Önümüzdeki yol hem ülkem hem de ailem için zor. Ancak bireyleri hapsetmenin fikirleri susturacağına inananlar yanılıyor. Adalet yasaklanamaz. Vicdan gözaltına alınamaz. Bu ülke karanlık dönemlerden geçti ve bu dönemden de demokratik iradesini koruyarak çıkacaktır. Bunu sadece cumhuriyetin kurucularına değil, aynı zamanda daha iyi bir gelecek arzusunu göstermek için sokaklara dökülen her yaştan ve her kesimden insana borçluyuz.

The Economist’ten alınmış, Oksijen tarafından çevrilerek lisanslı olarak yayınlanmıştır. Orijinal metne www.economist.com adresinden ulaşabilirsiniz.