İstanbul’da Kapalıçarşı’nın tonozlu kemerlerinin arkasında, bitmeyen pazarlıkların ve kalabalıkların üzerinde başka bir ticaret sessiz sedasız sürüyor. Loş koridorlarda bazı adamlar ellerinde deste deste dolarla bazı odalara girip çıkıyor. Gölgelerin arasında konuşan bir tacir günde milyonlarca dolarlık alım satım yaptığını, bunun büyük bölümünü “stablecoin” olarak bilinen stabil kripto paralarla gerçekleştirdiğini söylüyor. Stabil kriptoların değeri başka varlıklara, genellikle de Amerikan dolarına göre sabitleniyor. Bu stabil kriptolar genel olarak nakitle veya devlet tahvilleriyle destekleniyor ve halka açık blokzincirler üzerinden işliyor. Bitcoin’in aksine değerleri pek dalgalanmıyor. En yaygın stabil kripto para olan Tether her zaman 1 doların birkaç sent altında. Stabil kriptolar genellikle başka kripto paraların alım satımında kullanılıyor ve daha değişken dijital varlıklar arasında sağlam bir köprü kuruyor. Veri firması Chainalysis’e göre geçen yıl stabil kriptolar üzerinden yapılan alım satım, ödeme ve transfer miktarı 27.6 trilyon doları buldu. Bu rakam halka açık blokzincirlerdeki toplam değerin beşte ikisi ediyor. 2020 yılında bu oran beşte birdi.
Stabil kripto paralar, fiyatı bir kripto para birimine, itibari paraya (dolar) veya borsada işlem gören emtialara sabitlenmek üzere tasarlanan kripto para birimleri olarak biliniyor. Alım satım arasında herhangi bir makas bulunmaması cazibesini artıran bir etken.
Enflasyon ortamında tasarruf için kullanılıyor
Konuştuğumuz Türk tacir Kapalıçarşı esnafının en hızlı seçenek bu olduğu için tedarikçilere kripto parayla ödeme yaptığını söylüyor. Tasarrufların enflasyon yüzünden eridiği ve doların az bulunduğu ülkelerde tasarruf aracı olarak rağbet görmeye başladılar. Kripto start-up’larına yatırım yapan Castle Island Ventures ile ödeme devi Visa’nın Türkiye ve gelişmekte olan dört ülkedeki stabil kripto para sahipleri üzerinde yaptığı araştırma, katılımcıların neredeyse yarısının bu kriptoları tasarruf amacıyla kullandığını gösteriyor.