05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 01.12.2025 09:24 | Son Güncelleme: 01.12.2025 09:37

Buğra Gökce paylaştı: Silivri Cezaevi'nden 'Ayva Reçeli' tarifi

Cezaevinde tutuklu bulunan İstanbul Planlama Ajansı eski başkanı Buğra Gökce, kısıtlı imkânlarla hazırladığı ayva reçeli üzerinden hem gündelik yaşamını hem de moralini ayakta tutma çabasını anlatarak, “Umudu kendi avucumda büyütüyorum” dedi
Buğra Gökce paylaştı: Silivri Cezaevi'nden 'Ayva Reçeli' tarifi
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

İBB soruşturmasında tutuklanmasının ardından Silivri Cezaevi'nde bulunan İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökce, sosyal medya hesabından paylaştığı uzun yazıda, koğuşta hazırladığı ayva reçelini anlattı. Gökçe’nin metni, hem cezaevi koşullarındaki gündelik hayatına dair de birçok bilgi içeriyor.

Gökce, cezaevinde verilen tabldot yemeğindeki ayvaları yiyemediğini, birinin boğazına takıldığını, diğerine ise elinin varmadığını anlatarak başlıyor. Bir süre önce avukat görüşmesine giderken odasına bıraktığı sefer tasında biriken kesme şekerler ve poşet çayların aklına geldiğini, normalde çayı demleyip şeker kullanmadığı için bunları bir kenara kaldırdığını söylüyor.

Bir sabah, bozulmak üzere olan ayva ile o sakladığı şekerlerin zihninde “göz göze geldiğini” yazıyor. Ardından tarif geliyor: Ayvayı soyuyor; kabuklar avucunda “sarı bir ay parçası” gibi duruyor. Bu kabukların onda uyandırdığı şefkati bile aktarıyor.

'Çay makinesinin üstüne koydum… Buharın sessiz duasını bekledim'

Gökçe, reçeli çay makinesinin üstünde, buharın sıcaklığıyla hazırladığını anlatıyor. Doğranmış ayva dilimlerini, çekirdeklerini, kesme şekeri ve az miktarda suyu sefer tasına koyduğunu; üzerine kantinden aldığı tarçını eklediğini aktarıyor. Tarçının kokusunun “beton duvarlarda bir an için bahar açtığını” söylüyor.

Tas kapalı şekilde buharın üzerinde kalırken Gökce avukat görüşmesine gidiyor. Bir buçuk saat sonra döndüğünde ayvanın yumuşadığını, şekere teslim olduğunu, biraz daha şeker ve bir avuç badem ekleyip yeniden buhara bıraktığını anlatıyor. Akşamüstü kıvamını aldığını, gece boyunca bekledikten sonra reçelin “helmelenip kendi varoluşunu tamamladığını” yazıyor.

'Bir tanesini ağzıma attım; uzun zamandır unuttuğum bir gülümseme belirdi'

Sabah tadına baktığında yüzünde bir tebessüm beliriyor. Gökce, birkaç gün kahvaltılarında ona eşlik edecek bu küçük tatlı mucizenin, tekdüze cezaevi yemeklerinin arasında diline ve ruhuna bir yenilik getirdiğini ifade ediyor.

“Yiyeceğimiz ayvalar bundan ibaret olsun; ama böyle lezzetli olsun.” diyen Gökce moralini korumanın kendi sorumluluğu olduğunu, mental sağlığını ayakta tutmak için küçük alanlarda yaratıcılığa tutunduğunu vurguluyor. Ayvayı reçele dönüştürme çabasını, ağır baskı koşullarına karşı “sessiz, inatçı bir direniş” olarak tarif ediyor.

“Umudu kendi avucumda büyütüyorum”

“Burada umudu ben kendi avucumda büyütüyorum. Küçücük bir ayva, bir avuç şeker, bir tutam tarçın… Yoktan var edilen bu tat, bana ağır zulme karşı sessiz, inatçı bir direniş gibi geliyor” diyen Gökce, yaşamın “kozmik bir piyango” olduğunu yazıyor ve o piyango biletini en azından tatlı bir şeye dönüştürmeye çalıştığını söylüyor. Yazısını ise şöyle bitiriyor:

“Benim elimden gelen de bu kadar: Bir ayvayı reçele çevirmek, bir gülümsemeyi çoğaltmak. Paylaşmak istedim.”

Kaynak: Gazete Oksijen