CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB iddianamesinin kabul edilmesinin ardından yargılama süreçlerine ilişkin yaptığı açıklamada duruşmaların TRT'den canlı yayınlanması ve tutuksuz yargılama yapılması talebini tekrarladı. Özel konuya ilişkin yaptığı açıklamada "Biz de sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz. Bir adım geri atarsak şerefsiziz. Bir kelime eksik konuşursak korkağız, namerdiz. Bir santim eğilirsek biz bu ülkeye layık değiliz. Demek ki direnenler, mücadele edenler kazanacak. Açık açık söylüyorum: Hodri meydan. Zulümse direnmeye devam. Hukuksa gel, siyasette yarışalım. Sizden korkan beter olsun sizden" dedi.
İktidara yönelik "Hodri meydan" çağrısında bulunan Özel, "Türkiye'de yargıya güven yüzde 18’de. Bu kara düzeni değiştirmenin bir tane yolu var. Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Düzeni baştan aşağıya değiştirmek, bu kara düzeni yıkmak. AK Parti'yi iktidardan indirmek, CHP’yi iktidar yapmak. Başka çaremiz yok" sözlerini kaydetti.
"Biz, bu 'Kara Düzen Anonim Şirketi' tarafından yönetilen bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Biz hukuk devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni istiyoruz" ifadelerini kullanan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, TBMM’de partisinin haftalık grup toplantısındaki konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Uyuşturucuyla mücadele, bu suçtan zarar gören aileler var burada. Dünya Organize Suç Raporu yayımlandı. Dün burada İçişleri Bakanı vardı. Şimdi o İçişleri Bakanı’na, o pişkine Dünya Organize Suç Raporuyla ilgili bir basın toplantısı yapıp bu durumu bir izah etmesini bekliyorum kendisinden. Adalet krizi, ekonomik krizin yanında, Türkiye'nin en büyük çoklu krizler içindeki krizlerinden bir tanesi suç krizi. 2025 Organize Suç Endeksi Raporu’na göre Türkiye 193 ülke içinde 183’üncü sırada, sondan onuncu. Rapor diyor ki ‘Türkiye insan hakları ticaretinde merkez ülkedir. Silah kaçakçılığında kaynak ülkedir, geçiş ülkesidir, varış ülkesidir. Uyuşturucu madde olan captagon ve metamfetaminde üretim, geçiş, hedef ülkedir. Türkiye'de iç piyasada captagon ve metamfetaminin kullanımı patlamış durumdadır.’ Suç örgütleri sokakta cirit atıyor. Öyle ki suç örgütü internette açık ilanlarla suçu fiyatlandırıyor. Yazmış: ‘Silahla yaralama 700 bin lira. Mekan kurşunlama 530 bin lira. Kol-bacak kırma 25 bin lira.’ Bir şiddet ve suç piyasası oluşmuş durumda. Bununla mücadele etmesi gereken İçişleri Bakanı ne yapıyor? CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı’na 5 bin lira yolluyor. Milletvekilinin gözüne biber gazı sıkıyor. Protesto düzenleyen gençleri yaka paça alıyor. Cezaevlerinde, sokaktaki suçlularla değil; Erdoğan'ın siyasi rakip gördüğü masum insanlarla uğraşıyor.
"Bu kara düzeni değiştirmenin bir tane yolu var: AK Parti'yi iktidardan indirmek, CHP’yi iktidar yapmak"
Erdoğan'ın atadıkları Rojin’i, Ayşe'yi değil; milleti değil, kara düzeni ve bu kara düzenin rejimini korumaya çalışıyor. Türkiye’yi 193 ülke içinde 183’üncü sıraya getiren, üzerindeki ülkelerin Teksas'tan farkı yok. En güvenilmez gördüğün ülkeler Türkiye'den 20-30 sıra daha ilerideler, daha iyi durumdalar. Dünyanın en zengin ülkeleri, yine dünyanın en huzurlu ülkeleri, suçun en az olduğu ülkeler. Bakıyorsun, orada çoğunlukla sosyal demokratlar iktidarda. Olmasa bile demokratlar iktidarda. Kuvvetler ayrılığı var, hukukun üstünlüğü var. Yargıya güven en üst noktada. Türkiye'de yargıya güven yüzde 18’de. Bu kara düzeni değiştirmenin bir tane yolu var. Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Düzeni baştan aşağıya değiştirmek, bu kara düzeni yıkmak. AK Parti'yi iktidardan indirmek, CHP’yi iktidar yapmak. Başka çaremiz yok.
"'Kara Düzen Anonim Şirketi’ tarafından yönetilen bir ülkede yaşamak istemiyoruz"
Biz, bu 'Kara Düzen Anonim Şirketi' tarafından yönetilen bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Biz hukuk devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni istiyoruz. Mahkemede, gelirde, sosyal hayatta adalet istiyoruz. Terörsüz ve demokratik bir Türkiye istiyoruz. Elbette barış istiyoruz. Zulmün her türlüsünün de bitmesini istiyoruz. 19 Mart darbesi ve onun cuntası dağıtılmalıdır. İddianame yazılmış, deliller toplanmış, kaçma şüphesi diye bir şey yok. Zaten kaçsalar memnuniyet yaratırlar, korktuklarından içeride tutuyorlar. Ama bugünden tezi yok. Artık iddianame kabul aşamasındadır. Tenzip zaptı düzenlenecek, mahkeme gün verecek ve bundan sonrasına bir yön verecektir. Buradan açıkça söylüyorum, bağımsız yargıyı söylüyorum, yargıyı bağımsız kılmayan, kendisine köle edenlere söylüyorum: Bu 19 Mart'tan bugüne yaşananlar ne bize ne size, en önemlisi Türkiye'ye yaramadı, yaramaz, millete yaramıyor. Millet hizmet bekliyor, millet siyasetin birbiriyle kavga etmesini değil, hizmette rekabet etmesini bekliyor. Kim daha iyi yönetir; onu duymak istiyor, onu bilmek istiyor. Yarışmanın, yargı üzerinden olmasını değil, siyasi zeminde olmasını istiyor. Kararı yargının değil, bizatihi kendinin vermesini istiyor. 'Gazi Mustafa Kemal'den emanet sandığı kimseye bırakmam. Burada karar benimdir. Patron benim' diyor millet.
"Yargılamanın tutuksuz olarak yapılması ve TRT’den yayınlanması lazım"
Beklentimiz şudur: Aynı suçlarla yargılandı Erdoğan. Bir gün kapıya polis gitmedi, koluna girmedi, nezarethane görmedi. Yargılamanın ilk aşaması da kesinleşmesi de tutuksuz oldu. Ceza aldığında bile telefonla davet aldı. Gitti, istediği kişiyle, istediği cezaevinde yattı. İçeriden ‘Bu şarkı burada bitmez’ diye kasetler çıkardı. Şimdi metrolarda sesi kesilen, resimleri indirilen, kendisine daha yargılama bile başlamadan ‘suç örgütü’ diye iftira atılan arkadaşlarımızı içeride tutmayı bırakın. Tutuksuz yargılama dönemine geçilirse bu mahkeme heyetinin bundan önceki Ak Toroslar Çetesi’nden ayrıştığını göreceğiz. Bu mahkeme heyeti yargılayacak elbet eldeki iddianameyle kabul ederse. Onlar soracak, biz söyleyeceğiz. Düzenlenen iddianameyi satır satır cevaplayacağız. Bunun tutuksuz olarak yapılması, bugüne kadar olan zulmün bitmesi, çocukların annelerine-babalarına kavuşması, belediyelerin başkanlarına kavuşması, milletin de bu işte bir karar vermesi lazım. Biz kendimize, arkadaşımıza güveniyoruz. Bu yüzden bugün Sayın Bahçeli'nin de bir kez daha ifade ettiği, 9 Mayıs'tan beri talep ettiğimiz hem TRT'den bir kanaldan devamlı isteyen her kanalında canlı vereceği yargılama istiyoruz.
"Siyasi Ahlak Kanunu’nu çıkaralım. Millet, cumhurbaşkanlığı görevine talip olan herkesin dününden, bugününden, yarınından emin olsun”
Biz Siyasi Ahlak Kanunu’nu bu hafta çıkaralım istiyoruz. Sekiz senedir biz veriyoruz, siz reddediyorsunuz? Siyasetin finansmanı şeffaflaşsın. Erdoğan birinci sırada, ben ikinci sırada, Ekrem Başkan üçüncü sırada. Hepimizin siyasete girdiği günden bugüne kadar mal varlıkları araştırılsın, gelir gider araştırılsın. Benim bir tane Manisa İş Bankası'nda hesabım var, bir tane de burada Meclis’in açtığı hesap. Didik didik edilsin. Nereden para gelmiş, nereye gitmiş? Siyasi Ahlak Yasası gelsin. Bu denetim online olsun, dijital olsun, her an olsun. Geçmişe dönük güvenin varsa Erdoğan, siyasete girdiğinden bugüne kadar sen de hepsinin hesabını ver, ben de vereyim, Sayın Bahçeli de versin, cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu da versin. Millet, cumhurbaşkanlığı görevine talip olan herkesin dününden, bugününden, yarınından emin olsun. Her şey şeffaf olsun. Biz bu kadar iftirayı, dinledik. Sabret, sabret, çürüt, çürüt yorulduk. Şimdi çıkmış şişirilmiş bir iddianame. Yargılanacağız elbet; tutuksuz, canlı yayında. Bütün milletvekillerinin, bütün siyasetin şeffaflaştığı bir sürece biz varız. Siz var mısınız? Eğer cesaretiniz varsa, çiğ yemediyseniz, karnınız ağrımıyorsa neden herkese açmıyoruz. Bizim kendimize, arkadaşlarımıza güvenimiz tam. İddianameniz ortada. Açın canlı yayını. Millet iftirayı da cevabını da duysun. İspatlanan suç varsa suçu olan da cezasını çeksin. Bu milletin parasını biz yemedik ama yiyen varsa Allah bin kere belasını versin.
"AYM, AİHM kararlarını uygulayın"
Ayrıca Anayasa Mahkemes karar verdi Tayfun Kahraman için uygulamıyorsunuz. İlk kez bir esastan karar uygulanmıyor. Hatay milletvekilini seçti, yolladı, tuttunuz, AYM kararını uygulamıyorsunuz, Can içeride duruyor. Selahattin Demirtaş'ı AİHM kararına rağmen Edirne'de tutuyorsunuz. Figen Yüksekdağ’ı Kocaeli'nde tutuyorsunuz. Kararlara uyun, hukuka uyun. Bundan sonraki süreçte millet versin kararı. Bugüne kadar yaptığımnız zulüm yeter. Gerçekten hakka girdiniz, kul hakkı yediniz. Ama hiç olmazsa buradan sonra bir özgüven gösterin, millete güvenin. Millet izlesin, siyasi kararını versin. Mahkeme yargılasın, baskı yapmayın, rahat bırakın, mahkeme bir karar versin. Sonrasında her şey milletin istediği gibi olacak.
Ama şu kadarını söylüyoruz: Biz CHP olarak siz tutuksuz yargılama yaparsanız, TRT'den yayın yaparsanız, AİHM, AYM kararlarını uygularsanız Türkiye'de siyasetin normalleşmesine tekrar katkı sağlarız. Deriz ki ‘Bu iş, bu mecrada gidiyor. Biz siyasi rekabet yapalım.’ Ha yok, ‘Biz buna devam edeceğiz.’ Biz de sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz. Bir adım geri atarsak şerefsiziz. Bir kelime eksik konuşursak korkağız, namerdiz. Bir santim eğilirsek biz bu ülkeye layık değiliz. Demek ki direnenler, mücaadele edenler kazanacak. Açık açık söylüyorum: Hodri meydan. Zulümse direnmeye devam. Hukuksa gel, siyasette yarışalım. Hukuka uyun, siyasette yarışalım. Zulme devamsa, mücadeleye devam. Sizden korkan beter olsun sizden."
