25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 28.06.2022 12:53 | Son Güncelleme: 28.06.2022 13:52

Culture Next 2022 Konferansı: Açılış konuşması

TBWA\GroupIstanbul’un TBWA Backslash ekibinin yayınladığı Kültürel Değişim Raporu’nun Türkiye’deki yansımasını incelemek üzere Ipsos ve Oksijen’le birlikte hayata geçirdiği Culture NEXT 2022 Kültürel Değişim Konferansı, 21 Haziran 2022’de Uniq’te gerçekleşti
Culture Next 2022 Konferansı: Açılış konuşması

Konferansın sunuculuğunu seslendirme sanatçısı, TV sunucusu ve Oksijen yazarı Yekta Kopan yaptı. “Döngüsel Ekonomi” adlı ilk panelde Oksijen yazarı Elif Ergu, Fazla Gıda CEO’su Olcay Silahlı ile konuştu. İkinci panel “Hayalet Modu”nda Oksijen yazarı Serdar Kuzuloğlu ve teknoloji yazarı Ahmet Usta internette mahremiyet kavramını tartıştı. “Cinsiyet Kurallarının Reddi” başlıklı panelde Oksijen yazarı Zeynep Miraç ve Prof. Dr. Itır Erhart toplumsal cinsiyet kodları üzerine aydınlatıcı bir konuşma yaptı. “Zihin Bakımı” etrafında şekillenen dördüncü panelde Oksijen yazarı, antiaging ve biyokimya uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu izleyicileri bilgilendirdi. Son panelde Oksijen yazarı Levent Ertem ve tiyatro sanatçısı Tolga Çevik “Akışkan Gerçeklik” kavramını konuştu. Her panelden önce TBWA Istanbul CSO’su Toygun Yılmazer ve Ipsos CCO’su Yasemin Özen Gürelli, Kültürel Değişim Raporu’ndan değerli veriler paylaştılar.

Açılış konuşması

Yekta Kopan: Kültürel değişim konferansındayız. Kültür meselesi çok uzun zamandır farklı yönleriyle çok konuşulur oldu. Kültür hepimizin iş yapış modellerini de belirliyor. Şirket kültürleri, kültürel bir zihin oluşturma, kültürel çatışmalar, kültürel hiyerarşi, kültür politikası yaratma... Bütün bunlar konuşuluyor ama bir yandan da hala o kültürel değişimin nüveleri, tartışılabilir yönleri, en basit sözü ve cümleleri bulunup çıkarılamıyor. İşte biz bugün çeşitli yönleriyle, çeşitli başlıklarla kültürel değişim meselesini konuşmak istiyoruz. Çünkü kültürel değişimle birlikte gerçekten iş yapış modellerimizi ve dünyayı algılayış şeklimizi belirleyebileceğiz. Kültür zaten temel olarak insanlığın varlığından beri bize bunu sağlıyor. O yüzden bugün bu meselenin içine girelim istiyoruz. Ben hemen sözü TBWA Istanbul CEO’su Burcu Özdemir’e bırakıyorum. Ve hemen şu başlıktan başlayalım. Culture Next nedir?

Burcu Özdemir: Biz TBWA olarak kültürü takip etme, trendleri takip etme ve bunları paydaşlarımızla, sektörümüzle, iş ortaklarımızla paylaşma konusunda çok hevesliyiz. Globalde her sene TBWA ajansları içinde bu trendler çıkarılıyor. Ne yapılıyor? Günlük olarak TBWA ajanslarındaki kültürel spotter’lar o gün o şehirde, o ülkede ne konuşuluyor, ne oluyor, globale bilgi veriyor ve biz Backslash adlı Instagram hesabında bunları paylaşıyoruz. Bu trendler her sene bir rapor olarak derleniyor. Bütün TBWA’ler ve müşterileriyle, paydaşlarıyla paylaşılıyor.

Yekta Kopan

Fakat biz ilk defa bu sene CultureNext adı altında bunu bir konferansa çevirmek istedik. Neden? Çünkü Ipsos’la bir araştırma yaparak dünyada belirlenen 36 trendden Türkiye için anlamlı olanları hangileri diye inceledik. Nihayet bu 36 trendden 5 tane ana trende dokunmak istedik. Bu 5 trend Türkiye’de önümüzdeki yıllarda bize şekil verecek, hayatımıza anlam katacak diye düşündük ve bu 5 trendi bugün burada konuşacağız. Bir yandan da her sene düzenli olarak bu konferansı organize edip kültürdeki değişime, insana dokunan bu değişimlere yön vererek iletişim sektörüne de değer katmak istiyoruz.

Y.K.: Peki nedir bu trendler? Biraz bahseder misin?

B.Ö.: Tabii çok küresel şeyler var. İklim değişikliğinden başlayarak... Belki döngüsel ekonomiyi konuşurken bugün biraz değineceğiz. Sonra cinsiyet eşitliği. Tasarımda eşitlik mesela. Ama tasarımda eşitlik başlığını Türkiye’ye getirmemiz için ciddi bir vakit olduğunu düşünüyorum. İnsanlar kaldırım boylarını ve engelliler için tasarlanan alanları konuşurken bizim daha yolumuz var sanırım. Bu yüzden bu trendlere daha sonra değineceğiz. Şimdi 5 zaruri kategoride sohbetimizi sürdüreceğiz. Raporun tamamını da yayımlayacağız. İsteyenler onu da inceleyebilir önümüzdeki günlerde.

Y.K.: Şimdi bütün bu söylediklerin kültürel değişimin mi yakalanmasını sağlayacak? Bu neden önemli? Yani kültürel bir zekaya sahip olmak iş yapış şekillerimizi nasıl belirleyecek? Nasıl değiştirecek? Sana göre bu konferansın katkısı ne olacak?

B.Ö.: Aslında yaptığımız iş temelde insanı anlamak. İnsan toplumu nasıl değiştirecek? Toplum kültüre nasıl değer katacak? Bunu anlamaya çalışıyoruz. Burada Oksijen gazetesi var. Kültüre katkı sağlıyorlar, dönüştürüyorlar. Hepimizin amacı aslında bugün buradan şununla çıkabilmek: Biz neyi farklı yapabiliriz? İnsan ne istiyor? İnsan neye dokunuyor? İki sene önce hiç duymadığımız pandemi vesaire derken bir yandan bugün savaşları konuşuyoruz. Ama bir yandan da bunu dönüştürecek gücün yine insanoğlunda olduğunu görüyoruz. Aşıyı da yine insanoğlu buluyor. Aslında bugünün temel amacı neyi dönüştürebiliriz ve birey olarak yine bir katkı sağlayacaksak nasıl sağlayabiliriz, onu bulmamız gerekiyor.

Burcu Özdemir

Y.K.: Harika. Bu arada küçük bir köşesinde yazdığım için Oksijen’den ben de söz etmek isterim. Oksijen yazarı dostlarımız bütün sohbet sırasında sahnede olacaklar. Biraz önce dediğin çok doğru. Oksijen de bu kültürel zekayı oluşturmak ve anlamak üzere çalışıyor. Manipüle etmek, yönetmek, yöneltmek ya da direksiyon çevirmek üzere değil. Dolayısıyla bu okur tarafından da algılandı. Okurunu bir yere yönlendiren değil, okuruyla beraber oraya giden bir yapısı var. Bir kültürel zeka oluşuyor böylelikle. TBWA açısından nasıl bir önemi var kültürel zekanın? Siz ne yapıyorsunuz?

B.Ö.: Kültürel zekayı oluşturmak için bu araştırmalara devam edeceğiz. Bunu bir misyon olarak görüyoruz. Günün sonunda biz her zaman, sektörümüzün önünde giden demeyeyim ama, çıtayı yükseğe koymaya çalışan taraf olduk. Yine bunu yapmaya devam edeceğiz. Bu kültürel zekanın, kolektif bilincin, global algının artması için çabalayacağız. Ne kadar sınırsız bir dünyanın içinde olduğumuza hep beraber tanık olduk pandemide. O yüzden bu misyonu alacağız. Bu konferansı düzenli olarak yapmaya devam edeceğiz ve kültürdeki değişimleri iş ortaklarımızla birlikte aslında herkese anlatmaya çalışacağız. Amacımız Oksijen’in katkılarıyla milyonlara ulaşmak olacak.

Y.K.: Başka partnerler de var mı? Kimler bugün burada?

B.Ö.: Aslında bugünün gerçekleşmesinde en büyük katkıyı sağlayan EnerjiSA oldu. Onlara öncelikle çok teşekkür etmek istiyorum. Onlar zaten global seviyede trendleri çok yakından takip ediyor ve enerji dünyasının gelecekte nereye gideceğini şekillendirmeye çalışıyor. EnerjiSA olarak bugün bizim en büyük partnerimiz onlardı, çok teşekkür ediyorum kendilerine bugün bizimle burada oldukları için. Ve tabii ki Ipsos... Araştırmayı beraber yaptık. Ve tabii ki Oksijen... Bir pazar sabahı kahvaltısında hayal ettiğimiz şeyi bugün sahnede gerçekleştiriyoruz. Çok teşekkür ediyoruz onlara.

Y.K.: Sen cumadan okumuyor musun? Pazara kadar bekliyor musun?

B.Ö.: Biz pazar günü bir kahvaltıda sohbet ediyorduk da. Gazete dışında bir sohbet. Orada bir hayal kurduk, bugün gerçekleşti. Onun için ayrıca teşekkür ediyorum. Ve Doğan Holding, sağ olsun, her zaman yanımızda. Hepsiburada ailesi hem bizimle birlikte uzun yıllardır çalışıyor hem de bu projede de destekçimiz oldu. Çok teşekkür ediyorum. McDonalds güzel ikramlarıyla fuaye alanında. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Benden bu kadar.

Y.K.: Harika. Teşekkür ediyorum. Girişteki birkaç cümlemin altını doldurmuş oldu. Şimdi ilk konuşma öncesinde sevgili Toygun ve Yasemin’i sahneye çağıracağım. Ama onları da sahneye çağırmadan önce bir zemin hazırlamak için şunu söyleyeceğim: Son zamanlarda siz de çok duyuyorsunuzdur, döngüsel ekonomi.

Döngüsel ekonomi konusunda geçenlerde ortaokul-lise düzeyinde bir ortamda konuşma yaptığımda 14-15 yaşında çok tatlı, genç bir arkadaşım döngüsel ekonomiye dair söylediğimiz her şeyden sonra bütün bunlar anneannem dedi. Tabii genç arkadaşım biraz romantik bir yerden baktı ama bu bizim bildiğimiz bir şey. Fakat aynı zamanda yeniden keşfetmemiz gereken bir şey coğrafya olarak, toplum olarak. Bildiğimiz bir şeyi yeniden keşfetmemiz gerekiyor. Bu bana çok tuhaf geliyor. Önümüzdeki 5-10 yılı anlayabilmek için döngüsel ekonomiyi yeniden keşfetmeliyiz. Bir sonraki oturumun öncesinde ben sahneye Toygun Yılmazer ve Yasemin Özen Gürelli’yi çağırıyorum. Daha sonra da döngüsel ekonomiyi konuşacağız. 

Toygun Yılmazer

Toygun Yılmazer: Ben Toygun Yılmazer. TBWA’in strateji başkanıyım.

Yasemin Özen Gürelli: Ben Yasemin Özen Gürelli. Ipsos’ta müşteri ilişkilerinden sorumlu başkanım. Bugün az önce Burcu’nun da bahsettiği birtakım trendlerden konuşacağız. Biz dün Toygun’la bir prova yaparken ne kadar uzun süredir bu konuda çalışıyor olduğumuzu fark ettik. Yaklaşık 6 aydır bu çalışmanın temelini oluşturacak verileri nasıl toplamalıyız, nasıl en iyi şekilde size sunmalıyız, onun üzerine çalıştık. Çünkü şu an trendlerden konuşuyoruz, herhangi bir ürünün araştırmasını yapmıyoruz. Geleceğe dönük birtakım konuları belirlemeye çalışıyoruz. Dolayısıyla çok kolay değildi. Bunu nasıl sorgulayacağımız, tüketiciden bilgiyi nasıl alabileceğimiz konusunda oldukça kafa yorduk. Arkada ekipler çalıştı ve günün sonunda da güzel bir çalışma elde ettiğimizi düşünüyorum. 

T.Y.: Siz bugün aslında burada 10-15 kişiyi görüyor olacaksınız. Ama arkada çalışan birçok insan var. Onlara da çok teşekkür etmek isteriz. Niye bu kadar hazırlandık? Bugünün sonunda 5 kavramla salondan ayrılmanızı hedefliyoruz. Trendlerden her yerde bahsediliyor. Birçok şeyi görüyoruz. Son zamanlarda NFT’yi konuştuk. Metaverse’i konuştuk. Ama gelecek sene de AFT olur, geçişken metaverse diye yeni bir kavram çıkabilir.

Hepsinin arkasında akışkan gerçeklik diye daha temel bir kültürel değişim alanı var. Bunlardan bahsetmek istiyoruz. O temel değişim alanlarını görelim, orada olabilecek şeyleri hayal edelim istiyoruz. Akışı da ona göre planladık. Dünyadaki 36 trend arasında Ipsos’la yaptığımız araştırmadan sonra 5’ini anlamlı bulduk. Bu 5 tanesinin ne olduğunu, dünyada nasıl karşılık bulduğunu, Türkiye’deki araştırmalarda ne denildiğini biz Yasemin’le size anlatıyor olacağız. Sonrasında da Oksijen yazarları ve konuk konuşmacılar üzerinde tartışarak bu konuları derinleştirecekler.

5 konuya bölünmüş bir akışımız var. Bunlar bizim değerlerimizi, hayata bakış açımızı etkilediği için de önemli. Bunlara göre davranıyoruz, bir şeyler satın alıyoruz. Kavramlar tüm aksiyonlarımızı etkiliyor. Önce döngüsel ekonomiyle başlayalım. Döngüsel ekonomi İngilizcede “circularaftermarkets” diye geçen bir kavram. Döngüsellikle ilgili çalışmaların yeni bir pazar, yeni bir gelir modeli yaratmasıyla ilgiliydi. Bunun temelinde yıllardır bildiğimiz lineer ekonominin akışı var. Take, make, use, dispose. Doğadan topladığımız hammaddeleri üretime sokuyoruz. Sonra bunlar kullanıma giriyor. Kullanılan şeyler de bir süre sonra atık olarak hayatımızda var oluyor. Fakat atıklar gitgide birikti. Dünyada 2 milyar ton kentsel atık var. Çok ciddi bir sorun haline geldi. O yüzden yıllardır bildiğimiz bu akışı nasıl değiştirebiliriz diye herkes bir arayış içerisine girdi.

Yasemin Özen Gürelli

Burada da doğadan ilham aldık. Doğada bazı şeyler kendiliğinden oluşuyor ve sonra tekrar doğaya karışarak yok oluyor. Bir döngüsellik var. Bu döngüsellikten yola çıkarak insanlar da döngüsel bir ekonomi modeli yaratabilir miyiz diye cevap arıyor. Dispose aşamasında atığa dönüşüp çöp olarak birikmesi yerine bazı döngüsel taktikleri kullanarak bunları tekrar akış içine alabilir miyiz diye yöntemler araştırılıyor. Reuse, reduce, recycle, rethink, repair, refuse. Hepsinin temelinde de rethink var. Tüm aşamaları tekrar tekrar düşünmek. Acaba attığımız şey gerçekten bir atık mı, onu farklı şekilde kullanabilir miyiz, tükettiğimiz şeyi o kadar alıp tüketmemiz gerekiyor mu, bu kadar üretim gerekli mi ya da en başta üretimde kullanılan hammaddelerde daha kolay recycle edilenler kullanılabilir mi? Biz de bu soruyu Türkiye’de insanların bu kavrama alışkın olup olmadığını saptamak için sorduk. 

Y.Ö.G.: Konferansın genelinde her konuşma sonrası sizinle CultureNext’ten veriler paylaşıyor olacağız. Ama onları paylaşmadan önce nasıl bir çalışma yaptığımızdan da bahsetmekte fayda var. Biz ocak itibarıyla saha çalışmasına başladık. Yaklaşık 600 kişiyle görüştük. Neden 600 kişiyle görüştük? Trendleri sorguladığımız için biraz daha bu konulara yakın, yeniliklere açık insanları kapsamaya özen gösterdik ki daha net bir duruş görebilelim. Bu insanlar diğerleri tarafından takip edilen insanlar olduğu için. Sosyoekonomik grup olarak orta ve üst segmenti hedefledik. Yaş anlamında geniş bir gruba gittik.

CultureNext’in döngüsel ekonomi anlamında bize ipucu verecek ilk ifadesi ‘Eski ürünler geri dönüştürülüyor, yeniden kullanılıyor ve satılıyor. Sürdürülebilirlik çabaları gelişen bir satış sonrası ekonomisi yaratıyor’. Biz Türkiye’de ne yaptık? Türk halkı bu ifadeyi kendine ne kadar uygun görüyor, işaretlemesini istedik. Toplumun da yüzde 87’si döngüsel ekonominin altında yatan bu düşünceyi benimsemiş. Fakat her zaman tutumlarımız davranışlarımıza dönüşmüyor. Ipsos’un 30 ülkede yaptığı Global Adviser adlı farklı bir araştırmaya baktığımızda dünyayı korumak adına ikinci el ürünler satın alabilir ya da mevcut ürünleri tamir edebilirim önermesine Türkiye yüzde 48 oranında katılmış. Dünya ortalaması yüzde 53. Ortalamanın altındayız. Harekete geçme anlamında biraz gerideyiz.

Peki insanlar sürdürülebilir davranışları için neler yapıyorlar? Evde enerji tasarrufu, su tasarrufu, geri dönüşüm, gıda israfını önleme gibi konuları irdelemeye çalıştığımızda Türk halkının dünya ortalamasının çok üstünde bir performans sergilediğini görebiliyoruz. Özellikle tasarruf eğilimi, hanede tasarruf etmemizi sağlayacak unsurları daha hızlı uyguladığımızı gösteriyor. Bunu peki en çok kimler, hangi kitleler yapıyor diye baktığımızda kadınların çok daha ön plana çıktığını görüyoruz. Çünkü hanede alışverişten çekidüzen vermeye dek genelde kadın sorumlu olduğundan bu tasarruf konularında da ön plana çıkan kadınlar. Peki gençler ne yapıyor? Z Kuşağı’na baktığımızda marka tercihlerini yaparken geri dönüşüm gibi çevre dostu uygulamalar ilk on tercihin içine giriyor. İlki marka değeriyle ilgili kendi kimliklerini ortaya koyacak bir marka arayışı var. İkinci sırada maalesef içinde bulunduğumuz hayat şartları gereği fiyatta uygunluk. 

T.Y.: Biz bundan sonraki dönemde ne yapabileceğimizi düşündüğümüzde araştırmalar yaparken aslında yıllarca insanları tüketici olarak tanımladığımızı fark ettik. Ama gıda dışındaki şeyleri tüketmiyoruz. Onun dışındaki her şeyi kullanıyoruz. Bu yüzden kullanıcı da diyebiliriz. Bu bakış açısı bir değişimi getiriyor. Esasında bu döngüsel ekonomide bütün paydaşlar için değer yaratımı daha ön planda. Yani sonunda şirketlere de bir kar getirmesi amaçlanıyor. Bu sayede devamlılığı da daha anlamlı hale geliyor. O yüzden bakış açımızı bu yönde değiştiriyor olacağız.

Dünyada bununla ilgili harekete geçen birçok güzel örnek var. IKEA yıllardır bize ürünleri nasıl monte edeceğimizi göstermişti. Şimdi de nasıl demonte ederiz, parçalara ayırıp yeni bir ürüne dönüştürürüz, onu gösteriyor. Türkiye’den dünyaya ilham vermiş bir örnek de var. Pepsi-Co'nun yaptığı bir çalışma. Lays patates cipsleri için patates üretimi yapıyor. Oksijen’e de konu olmuş bir haber bu. Patates kabukları ve artık posalardan biyogaz üreterek aynı zamanda enerji üretimine katkı sağlanıyor. Buradan gübre yaparak tekrar üretime katkı sağlanıyor. Yine bu da dünyaya örnek oluyor. Döngüsel ekonomi açısından Türkiye’den de çok iyi örnekler görüyoruz. Hatta bundan sonra sahnede ağırlamak istediğimiz konuk da tamamen döngüsel ekonomi üzerine iş modelini kuran bir örnek. Fazla Gıda. Şimdi iş modelinin tamamen nasıl döngüsel ekonomi üzerine kurulabileceğini göreceğiz. Fazla Gıda CEO’su Olcay Silahlı ve Oksijen yazarı Elif Ergu konuyu daha da derinlemesine inceliyor olacaklar.