05 Aralık 2025, Cuma
22.08.2025 04:30

Kalabalıksızlaşmak

A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Neredeyse bütün gün, değil evden, odasından bile çıkmamıştı. Uyandığından beri okumaya, notlar yazmaya dalmıştı. Akşam olmadan evden çıkmaya gayret etmesi gerekiyordu. Üstüne bir şeyler geçirdi. Hızla evden çıktı. Birkaç basamak indi. Apartmanın da kapısından sokağa çıktı. Telefonundaki adımsayarı başlattı. Hem mesafe hem kalp performansı kayda geçmeliydi. Hep dünden daha iyi sonuçlar almalıydı. Adımlarını istediği ritme oturtup nefesini de uydurma gayretindeydi. Evden çıkıp hareket etmek ona hep iyi geliyordu. Etrafa bakmak da öyle. Ama durdu. Etrafa baktı. Arkasına baktı. Gözleri bir radar gibi her yeri taramaya başladı. Çepeçevre. Bir yukarı bir aşağı. Yoktu. Kimse yoktu. Etrafta bir tek insan bile yoktu. Ne yakında ne uzakta. Otomobiller yol kenarına park etmişti ama yoldan geçen yoktu. Ana caddeye yöneldi. Aynı park etmiş otomobiller. Trafik ışıkları tek tek yanıyor sönüyordu. Kimse durmasa da geçmese de. Kenardaki dev reklam panosu da 10-15 saniyede bir otomatik olarak hareketlenip değişiyordu. Hayat devam ediyordu ama insan yok. Sanki hepsi birden elektrikli süpürge vakumu tarafından emilip yok olmuşlardı. Köşedeki manav açıktı. Rafları, tezgahları belli bir renk uyumu içinde tanzim edilmiş sebze meyvelerle doluydu. Ama, mahallenin kendisinden bile eskisi, her gördüğünde göz ucuyla selamlaştığı, alışveriş yaparsa biraz daha fazla konuştuğu manavın kendisi yoktu. Köşedeki pastane yine ışıl ışıl, vitrin dolapları yine doktorunun sürekli yasakladığı çeşitli tuzlular ve rengarenk tatlılarla doluydu. Ama pastacılar da yoktu.

* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.

Levent Erden
Levent Erden