Kamuoyunda Dezenformasyon Yasası olarak bilinen; Sansür Yasası olarak eleştirilen yeni basın yasasının en çok tartışılan ve iptali için Anayasa Mahkemesi’ne taşınan, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” düzenlemesi; siyasiler arasında ilk kez CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki suç duyurusunun gerekçesi oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü, “Kirli parayı yani milyar dolarları, yani uyuşturucu paralarını Türkiye’nin cari açığını finansmanında kullandılar” açıklamasını yapan Kılıçdaroğlu hakkında, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlaması ile dava açılmasını istedi.
Türkiye’de bir metamfetamin salgını var. Sarayın düzeni bu salgını besliyor. Bakmayın “okul önünde uyuşturucu satanın bacaklarını kırarız” palavrasına. Bugün size Sarayın kara para ile bu zehiri nasıl sokaklarımıza davet ettiğini anlatacağım. Kirli paranın sonucudur bu. pic.twitter.com/llUggksdDJ
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) October 31, 2022
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Soruşturma Bürosu’na sunulan dilekçede, Kılıçdaroğlu hakkında; Sansür Yasası teklifinin 29. maddesi ile Türk Ceza Kanunu’na eklenen “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı 217/A maddesi gerekçe gösterilerek dava açılması istendi. Kılıçdaroğlu’nun, “Kirli parayı yani milyar dolarları, yani uyuşturucu paralarını Türkiye’nin cari açığını finansmanında kullandılar” açıklamaları ile ayrıca “hakaret”, “iftira”, “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama” suçlamaları ile yargılanması talep edildi.
Suç duyurusunun gerekçeleri
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün suç duyurusunda, özetle şu iddialar öne sürüldü: “Teşkilatımızın yasalara uygun olarak değil de belli organize suç gruplarıyla birlikte hareket ettiği algısı oluşturulmaya çalışılmış ve Emniyet Teşkilatımızı, Sayın İçişleri Bakanımızın toplum nazarındaki itibarını zedelenmeye çalışmıştır. Bahse konu video içeriğinde açık bir şekilde uyuşturucu ticareti yapan suç örgütleriyle mücadele yapılmadığı, uyuşturucu imali ve ticaretine, uyuşturucu kaçakçılığına göz yumulduğu ve bunun sonucu olarak da kara paranın aklandığını iddia ederek gerçeklikten uzak, soyut ve mesnetsiz ifadelerle İçişleri Bakanlığımız ve Emniyet Genel Müdürlüğümüz suçlanmaktadır.
Diğer taraftan yapılan paylaşım ile Türk Ceza Kanunu’nun 217/A’da ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ başlıklı maddesinde, ‘Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır’ şeklinde düzenleme gereği kullanılan ifadelerde cezai sorumluluğunun bulunduğunun kabulü gerekmektedir.”
Kılıçdaroğlu'nun avukatından ilk açıklama
Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün suç duyurusu ile ilgili “Bizim haklılığımızı açığa çıkarıyor. O yasa maddesinin, o aparatın; tamamen siyasilere, ifade özgürlüğüne yönelik olarak kısıtlama anlamında uygulanacağını ortaya koymuş oldular. Söylenen tam da buydu. Bizim argümanların haklılığını bütünüyle açığa çıkarmış oluyor bu adım” dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün suç duyurusunu şikâyet edeceğini belirten Çelik, “Siyasileştiler. Kurumların siyasileşmesi tarihte görülmüş bir şey değil. Yani bir siyasiyi, ana muhalefet partisi genel başkanını; siyasi mülahazalarla şikâyet etme cüretini ortaya koymuş olmaları görevlerini kötüye kullandıklarını açığa çıkarıyor” diye konuştu.
AYM esastan inceleme başlattı (Daha fazla bilgi)
Aylarca tartışılan, “Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 13 Ekim’de; TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. Kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak eleştirilen düzenleme, 18 Ekim’de Resmî Gazete’de yayınlandı ve yürürlüğe girdi. CHP, aynı gün; teklifi, en çok tartışılan 29. maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebi ile Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçunu düzenleyen madde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörmesiyle teklifin en çok tartışılan düzenlemesi olmuştu. Muhalefet; seçim öncesinde bu yasanın, muhalefeti susturmayı amaçlayan bir sansür düzenlemesi olduğu tepkisini göstermişti. Anayasa Mahkemesi’nin yürürlüğünün durdurulması ve iptali talebine ilişkin başvuruda, ilk incelemeyi tamamlayarak esastan inceleme aşamasına geçti.