Türkiye çarşamba sabahına Düzce'de meydana gelen ve İstanbul Bolu, Sakarya, Ankara, Kocaeli, Kütahya, Bilecik, Bursa, Zonguldak, Bartın ile İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedilen deprem ile uyandı. Artçı sarsıntılar ve uzmanlar konuyu tartışmaya devam ederken Düzce Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, Gaziantep Caddesi'nde depremde yıkılan iş yerinin enkazının kaldırılması için çalışma başlattı. İş yeri dar sokakta olduğu için küçük iş makineleriyle bölgeye gelen ekipler, enkazdan çıkan molozları ana caddeye taşıyarak kamyonlara yüklüyor. Çalışmanın gün içinde bitirilmesi planlanıyor.
Depremde, dış cephesinde hasar oluşan Düzce Adliyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı'ndan gelen teknik ekiplerce incelendi. Ön incelemede adliye binasının ana yapısında herhangi bir sorun olmadığı, sadece dış cephesinin hasar aldığı anlaşıldı.
Çalışmalar devam ederken Düzce depremi uzmanları ikiye böldü. Prof. Dr. Celal Şengör, İstanbul depreminin baya yakınlaşmış olduğunu savundu. Şengör "Bu deprem müthiş kötü bir haberdir. Bu deprem Kuzey Anadolu fayının hareketinin tüm jeologlar tarafından tam olarak anlaşılamadığının göstergesidir. 22 yıl içinde Düzce’de ikinci bir deprem bu. Oysa herkes Düzce’nin gerilimini boşalttığını ve uzunca bir süre ciddi bir deprem olmayacağını düşünüyordu. Öyle olmadığını gördük" diye konuştu.
Prof. Dr. Ahmet Ercan ise Düzce depreminin "Büyük İstanbul depremini tetikleyip tetiklemeyeceği tartışmalarına tarih vererek katıldı. Yüksek Jeofizik Mühendisi Ercan, olası İstanbul depreminin 2045 yılından önce olmasının şaşırtıcı olacağını söyledi.
Prof. Şener Üşümezsoy, “Deprem doğuya kayıyor” tezinin doğrulandığını savundu. Üşümezsoy, İstanbul'da 7'lik deprem beklenmediğini, 6,5 büyüklüğünde depremin risk arz ettiğini söyledi ve ekledi "Türkiye’nin en az riskli bölgesi İstanbul diyebiliriz" ifadesini kullandı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Düzce'de meydana gelen depremde yaklaşık 7-8 kilometrelik bir fay parçasını kırdığını, bu depremin Marmara depremini tetiklemeyeceğini düşündüklerini söyledi.
Sağlık uzmanları ise depremin meydana geldiği yerlerde yıkımlara yol açabileceğini fakat aynı zamanda insan psikolojisini de yıkabilecek güce sahip olduğunu unutmamak gerektiğine dikkat çekiyor.
