“Ülkemizde insanları hep ifrat ya da tefrit kutuplarında değerlendiriyoruz. Sevdiklerimizi ilahlaştırıyor, sevmediklerimizi ise yerin dibine geçiriyoruz. Bunun yanı sıra Türkiye’de muhafazakar camianın başlıca özelliklerinden biri de belli konularda daima reaksiyoner davranmak. Solcular ve Kemalistler tarafından Sultan Abdülhamid Kızıl Sultan şeklinde nitelendirildiği için Necip Fazıl Kısakürek de buna reaksiyon göstererek Ulu Hakan sıfatını buldu. Biri tefrittir, diğeri de ifrat. Necip Fazıl merhumun ne denli iyi bir şair ise o denli kötü bir ideolog olduğunu söylemem gerekiyor. Özellikle Milli Görüş çevresinin tarih algısı Necip Fazıl ve onunla beraber bir merdiven altı tarihçisi olan Kadir Mısıroğlu’nca biçimlendirilmiş bir tarih algısıdır. Bahsettiğim iki kişinin oluşturduğu kurgusal Sultan Abdülhamid figürü ise sultanı adeta velayet seviyesine yükselten bir sapkınlığa varır. Özetle Sultan Abdülhamid de ne Ulu Hakan’dır ne de Kızıl Sultan. Sadece günahıyla sevabıyla Sultan Abdülhamid’dir.”
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim