Gabon uyruklu, 17 yaşındaki öğrenci Jeannah Danys DinabonghoIbouanga 27 Mart tarihinde Filyos Çayı'nın Yeşilköy mevkiinde ölü bulunmuştu. O günden bu yana genç kızın ölümünün etrafındaki gizem sürüyor...
Ailesi ve arkadaşlarının Dina diye hitap ettiği DinabonghoIbouanga’nun cesedi bir tren makinistinin 26 Mart tarihinde hareketsiz yatan birini görüp haber vermesiyle ortaya çıkmıştı. Karabük Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan ilk açıklamada otopsi incelemesinin sonucunda Dina’nın boğularak öldüğü ve bir cinsel saldırı ya da herhangi bir kesici alet ve ateşli silah yaralanmasına rastlanmadığı belirtilmişti. Ancak bu açıklamalar Dina’nın ailesini ve arkadaşlarını tatmin etmedi. İlk andan itibaren başlatılan ve hızla büyüyen sosyal medya hareketi #JusticePourDina (Dina İçin Adalet) Dina’nın annesine attığı son sesli mesajların da etkisiyle hızla büyüdü.
Daha sonra genç kızın sokakta çıplak ayakla koştuğu görüntüleri ortaya çıkınca cinayet ihtimali kuvvetlendi. Polis 6 kişiyi gözaltına aldı ve şüphelilerden birinin tutuklanmasını diğer ikisinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep etti. Mahkeme ise 3 sanığı da adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. Savcılık şüphelilerden D.A.’nın serbest bırakılmasına itiraz etti ve tutuklanmasını talep etti. Daha önce iki kez reddedilse de D.A. bugün dördüncü kez gözaltına alınarak mahkemeye çıkarıldı ve bu sefer hakkında tutuklama kararı çıktı. İşte son 16 günde yaşananlar ve olayın detayları…
Anneye ölmeden önce yardım çağrısı
Diana’nın ölümüyle sonuçlanan süreç cansız bedeni bulunmadan önce annesiyle paylaştığı sesli mesajlara dayanıyor. Dina’nın ağlayarak eski telefonunu Gabon’a göndermeleri için yardımcı olacaklarını söyleyen kişiler tarafından tacize uğradığı anlaşılıyor. Genç kızın mesajlarda ağlayarak annesine “Telefonumu bana siyah olduğum için vermiyorlar… Bu artık beni aşıyor, sadece ağlıyorum. Uyuyamıyorum, başım ağrıyor, artık dayanamıyorum anne, dayanamıyorum. Benim Karabük’ten çıkmam gerekiyor. Sakarya’da bir arkadaşım var, gidiş bileti 200 TL. Oradakiler ırkçı değillermiş; sana yalvarırım anne izin ver gideyim, orası rahatmış…” dediği duyuluyor. Dina’nın ikinci ses kaydından annesinin okul değiştirmesine izin vermediği sonucu çıkarılabiliyor. Dina sesli mesajlarında “Hocamla konuştum, bana yardımcı olmayacağını söyledi. Anla anne benim ten rengim siyah, bana tokat attılar, başıma en kötüsünün gelmesinden korkuyorum, benim katlanamadığım şeyler oluyor… Ama madem gitmeme izin vermiyorsun, peki madem o zaman öleyim burada, beni burada öldürdüklerini duyunca düşünürsün, iyi geceler” diyor. Dina son mesajında ise annesine “İstersen bana harçlık gönderme anne, ya da az gönder, ama bırak buradan gideyim anne, önünde dizlerimin üzerine eğilerek yalvarıyorum” diyor.
Dina’nın avukatı olayı ilk defa bir futbolcudan duydu
Genç kızın bu iç parçalayıcı ses kayıtları yayılınca olaya ilgi de bir anda arttı. Olayın gerçek sebebinin ırkçı bir saldırı olma şüphesi siyahi topluluğu ayağa kaldırdı. Spor Toto 1. Lig'in üç büyük takımından birinde oynadığını öğrendiğimiz bir Afrika kökenli futbolcu kalabalık bir grupla yemek yediği sırada bu olayın haberini aldı. O sırada onunla yemek yiyen grubun içinde olan ve bazı futbolcuların avukatlığını da yapan Kerim Bahadır Şeker de bu şekilde olaydan haberdar oldu. Gabon Cumhuriyeti Devleti'ni temsilen davanın avukatlığını üstelenen Kerim Bahadır Şeker Oksijen'e bu olayı susturmaya yönelik çok büyük bir çaba sarf edildiğini anlattı. Şeker “Her ne kadar savcılığın 27 Mart tarihinde yapmış olduğu ölümün doğal yollardan gerçekleştiğinden bahsedilse de, Dina'nın muayene ve otopsi tutanağında bilirkişi doktor ‘şu an için ölümün kesinliğine ilişkin gerekli değerlendirmeler sağlanamadığından asıl raporun beklenmesine’ diye bir kanaati var. Bilirkişi bile bunu söylemişken hangi mantıkla bu açıklama yapılmış. Biz olayı resmen kolundan tutup sürükleye sürükleye bu noktaya getirdik” dedi.
Olayı araştıran gazeteciler de gözaltına alındı
Soruşturma esnasında gazetecilerin de gözaltına alındığına dair haberler hızlıca yayıldı. O gazetecilerden biri Dina’nın öldüğü akşam güvenlik kameralarına takılan görüntülerini haber yapan DHA muhabiri Ali Sencer Arslan’dı. Şeker, Arslan’ın göz altına alınmasıyla ilgili “Karabük küçük bir yer. Şunu çok rahatlıkla ifade ederim ki herkes birbiriyle bağlantılı, kafanızı sokup ‘burada ne oluyor diyebilmek’ için birçok kişiden icazet almanız gerekiyor. Bizler ve gazeteci arkadaşlar böyle bir şey yapmadık ve susturulmak istendik. Ancak yanlış yapıldı, Dina’nın sahipsiz olmadığını anladılar” dedi.
"Yüzde 100 cinayet olduğunu düşünüyoruz"
‘Neden susturulmaya çalışıldığınızı düşünüyorsunuz’ sorusuna Şeker “Olayın ucu önemli birine dokunuyor diye bir şey yok, onu öncelikle ifade etmek isterim. Ancak olay bir yabancının başına geldiği için ilk başlarda üzerinde durulmadığını düşünüyoruz. Tam bir hafta hiçbir gözaltı olmadı. Ancak ben birinci haftanın sonunda savcılığa gidip ve sonrasında olayı medya ile paylaştıktan sonra bir günde 6 tane gözaltı gerçekleşti” dedi. Şeker olayın yüzde doksan, hatta yüzde yüz cinayet olduğunu düşündüklerini paylaştı.
Dina neden sokakta çıplak ayak koşuyordu?
Olayla yaşandığı tahmin edilen geceye gelirsek, Dina öldüğü gece arkadaşlarıyla yemek yiyip film seyretti. Saat 23:00 sıralarında ise arkadaşlarına aynı binanın alt katındaki dairesinden şarj aletini alıp geri geleceğini söyleyip bir daha geri dönmedi. Dina’nın bir sitenin güvenlik kameralarına takılan görüntülerinde aynı gece yaşadığı yere yakın bir bölgede çıplak ayak koştuğu görülüyordu. Genç kızın bulunduğu binanın karşısındaki apartmanda yaşayan yeni bir görgü tanığı Dina’nın o gece zorla tutulduğunu düşündüğü daireden kavga ve bağırış sesleri yükseldiğini söyledi. Görgü tanığının “Polis çağırıyorum” demesi üzerine genç kızın evden çıkmasına izin veren şahısların bu sefer de Dina sokakta çıplak ayak koşarken arkasından gittikleri belirlendi.
Dördüncü kez göz altına alınan şüpheli bu kez tutuklandı
Dina’nın sonradan D.A.’ya ait bir otomobile bindiği ortaya çıktı. D.A savunmasında Dina’nın yolunu kesip arabaya bindiğini, kendisini hastaneye götürmek istediğini söylese de ifadesinde tutarsızlıklar olduğu için üç kere göz altına alındı, savcılığın tutuklama talebine rağmen her defasında serbest bırakıldı. Avukat Kerim Bahadır Şeker “Çok farklı deliller sunuldu, ancak bu farklı deliller göz önüne alınmıyor. Aynı kuruma bağlı olan savcılar ve hakimler üç seferdir bu kadar farklı kararlar veriyorlar. Trajikomik bir durum yaşanıyor. Savcılığın dördüncü sefer tutuklama isteminin reddedilmesine itiraz edilmesiyle D.A.’nın tutuklanması gerçekleştirildi ve hapishaneye gönderildi. Bunun sebeplerinden bir tanesi, mahkemenin de söylediği gibi kuvvetli suç şüphesinin varlığı. Biz de zaten en başından beri kamera görüntüleriyle bu kişinin ifadelerinde çelişki bulunduğunu defalarca belirtmiştik. Bu karardan dolayı gerek Dina’nın ailesi adına, gerek büyükelçiliğin avukatı olarak memnuniyet duyduğumuzu, fakat bu kararla birlikte durmayacağımızı, bu kararın devamında da adaletin tecelli etmesi için geri kalan soruların cevaplarının da aydınlığa çıkması hususunda gerekeni yapacağımızı tüm kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz” dedi.
#DinaİçinAdalet’e 42 milyon izlenme
Jeannah Danys DinabonghoIbouanga ölümünün bu kadar yankı getirmesinde şüphesiz ki sosyal medyanın çok büyük bir etkisi var. Yüzbinlerce, hatta milyonlarca takipçileri olan sosyal medya fenomenleri olayı ilk günden duyurdu ve hatta düzenli olarak da elde edilen yeni bilgileri paylaşıyor. #JusticePourDina (Dina için adalet) hashtag'i TikTok’ta 42 milyon izlenmeye ulaştı.
Tüm Afrika toplumu için çok önemli
Gabon’da Türk Büyükelçiliği'nin önündeki oturma eylemini başlatan, telefonla ulaştığımız sosyal medya fenomeni, TikTok’ta 125bin takipçisi olan Gabon uyruklu Mister LePhenix adıyla tanınan MickolosMintsaLeonel Terence bu olayın sadece Gabonlular için değil tüm Afrika toplumu için çok önemli olduğunu söyledi.
Fenomen bu olaydan takipçileri vasıtasıyla haberdar olduğunu ama hızlıca Dina’nın ailesiyle iletişime geçerek Türkiye Büyükelçiliği önünde dört gün süren eylemi organize ettiklerini anlattı. Mister LePhenix dört gün boyunca sosyal medya kanallarından canlı olarak yayınlanan oturma eyleminin sonuncunda ailenin büyükelçilik tarafından kabul edildiği ve Dina’nın annesi teyzesi ve eniştesinin üç saat boyunca dinlendiğini anlattı.
Sosyal medya fenomeni 7 Nisan Cuma günü, Türkiye Paris Büyükelçiliği'nin önünde ayrı bir eylemin organizasyonuna daha dahil oldu.
Takipçileri arasında Türkiye’de eğitim gören Gabonluların olduğunu paylaşan Mister LePhenix, Türk devletinin Afrikalı öğrencileri çekmek için ciddi çalışmalar yaptığını, Afrikalı gençlerin de daha ucuz okuyabilmek için bu fırsatı değerlendirdiklerini ve bu nedenle Türkiye'deki gençlerin güvenliğinin çok önemli bir konu olduğunu da ekledi.
