İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen eylemleri takip eden çok sayıda gazeteci gözaltına alınmıştı. Dün sabah Zeynep Kuray, Bülent Kılıç, Yasin Akgül, Ali Onur Tosun, Murat Kocabaş, Gökhan Kam ve Hayri Tunç, evlerine düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alındı. İBB foto muhabiri Kurtuluş Arı'nın da gözaltında olduğu bildirilirken, Sendika.org muhabiri Zişan Gür'ün ise dün Saraçhane'de gözaltına alındığı açıklandı.
TGS açıklama yaptı
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), bugün sosyal medya hesabından "Çağlayan Adliyesi'nde ne oluyor?" başlığıyla yaptığı paylaşımda, gözaltına alınan gazetecilerden Yasin Akgül, Ali Onur Tosun, Bülent Kılıç, Zeynep Kuray, Kurtuluş Arı ve eski Cumhuriyet gazetesi muhabiri Gökhan Kam’ın adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını açıkladı.
Fakat sendikadan daha sonra yapılan açıklamada, "Altı meslektaşımızın adli kontrol kararı ile serbest bırakıldığı bilgisini avukatlarımızdan aldık ve bunu kamuoyu ile paylaştık. Ancak sonrasında ne olduysa oldu, sayın savcı kararını değiştirdi ve gazeteciler, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi" ifadeleri kullanıldı.
❓Çağlayan Adliyesi'nde neler oluyor
— Gazeteciler Sendikası (@TGS_org_tr) March 25, 2025
Altı meslektaşımızın adli kontrol kararı ile serbest bırakıldığı bilgisini avukatlarımızdan aldık ve bunu kamuoyu ile paylaştık.
Ancak sonrasında ne olduysa oldu, sayın savcı kararını değiştirdi ve gazeteciler, tutuklama talebiyle… https://t.co/zm4cVAn0bQ
Gazeteciler tutuklandı
Türkiye Gazeteciler Sendikası sosyal medya hesabında gözaltına alınan 7 gazetecinin tutuklandığını açıkladı. Sendikanın açıklamasında gazetecilerin tutuklanmasına delil olarak protestolar sırasında çekilmiş fotoğrafların gösterildiği belirtildi.
Tutuklanan 7 gazeteci:
- AFP Muhabiri Yasin Akgül
- Now Haber Muhabiri Ali Onur Tosun
- Foto Muhabiri Bülent Kılıç
- Muhabir Zeynep Kuray
- İBB Foto Muhabiri Kurtuluş Arı
- Bakırköy Belediyesi Foto Muhabiri Gökhan Kam
- Muhabir Hayri Tunç
📢İşimiz gazetecilik, soruyoruz: Bu karar talimatla mı çıktı?
— Gazeteciler Sendikası (@TGS_org_tr) March 25, 2025
Gözaltındaki 7 meslektaşımız tutuklandı. Tutuklanmalarına delil olarak protestolar sırasında çekilmiş fotoğrafları gösteriliyor.
⚠️Masa başından ne fotoğraf çekilir ne haber yapılır. Bir gazetecinin arkada kalarak… pic.twitter.com/mCOuq3FucJ
Sendika ve emek örgütlerinden açıklama
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN Yazarlar Derneği, ortak bir basın toplantısı yaptı.
Beş basın, yayın ve yazar meslek örgütü, basın özgürlüğünün engellenmesi, Saraçhane’deki toplantı ve eylemleri takip eden 11 gazetecinin gözaltına alınması, üç gazetecinin şiddete uğraması ve medya kuruluşlarının tehdit edilmesi nedeniyle bugün TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda basın toplantısı gerçekleştirdi.
'Gözaltındaki tüm meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz'
Basın meslek örgütlerinin başkanlarının görüşlerini paylaştığı toplantıda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar şu değerlendirmesinde şu sözlere yer verdi:
" Bugün adliyeye sevk edilen meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır. Gazetecilik yapmaları engellenmemelidir. Haberin serbest dolaşımı yurttaşın haber alma hakkı için gereklidir. Yurttaşların habere ve gerçeğe erişim hakkı engellenmemelidir. Ve gazetecilik suç değildir."
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise konuşmasında şu değerlendirmeyi yaptı:
"Saçma olan bir konu da haber yapan, fotoğraf çeken gazetecilerin toplantı ve yürüyüş kanununa muhalefetten suçlanması. Asıl amaçlarının gerçeklerin üzerini örtmek olduğunu biliyoruz. Gözaltından serbest bırakıldıklarında gazeteciler gidip görevlerini yapıp oradaki hukuksuzluğu belgeleyecekler."
Ortak açıklama okundu
Toplantı sonunda beş basın, yayın ve yazar meslek örgütünün ortak açıklamasını TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş okudu. Açıklamada şu görüşler yer aldı:
"Türkiye, Anayasası’na göre demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Basın hürdür, sansür uygulanamaz. Ancak uzun yıllardır devam eden basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik engellemelerle gazeteciler, yazarlar, yayıncılar haksız gözaltı, ev hapsi, tutukluluk ve işsizlik tehdidi ile mesleklerini yapamaz hale getirilmeye çalışılmaktadır. Holding patronları yurttaşların haber alma hakkı için görev yapan gazetelere, muhabir ve yazarlara milyonlarca liralık tazminat içeren stratejik davalar açmaktadır. Davalar bir hakkı savunmak yerine baskı yapmak amacı taşımaktadır. Son olarak 19 Mart 2025 tarihinde CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 106 kişi için gözaltı kararı alınmış, 48 kişi tutuklanmıştır. İstanbul Barosu yönetimi görevden alınmıştır. Demokrasi açısından yaşadığımız kriz, seçme ve seçilme hakkına, toplumdaki adalet duygusuna zarar vermiştir. Kalıcı olarak toplumsal barışın gerçekleşmesi için seçimle gelen herkes seçimle gitmelidir. Hukuk devleti olmaya devam edebilmemiz için seçme ve seçilme hakkı korunmalıdır. RTÜK tarafından 13 yıl önceki Gezi sürecine yönelik TV kanallarının görüntüleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir. İktidar, Gezi sürecini yeni bir baskı aracı olarak kullanmaya hazırlanmaktadır. Bu süreç yaşanan demokrasi krizinin ardından Saraçhane’de düzenlenen toplantı ve eylemlerin haberleştirilmesinde de devam etmiştir. Son olarak 11 meslektaşımız gözaltına alınmış, bir meslektaşımıza ev hapsi verilmiş, üç meslektaşımız güvenlik güçleri tarafından darp edilmiştir. İktidarın talebiyle X sosyal medya platformunda gazetecilerin, yazarların, yayıncıların, internet sitelerinin de içinde olduğu 700 sosyal medya hesabı askıya alınmıştır. RTÜK Başkanı ise demokrasiye, Anayasa’ya, Basın Kanunu’na aykırı davranarak Saraçhane’deki toplantıları canlı yayınlayan TV kuruluşlarına gözdağı vererek lisanslarının iptal edilebileceğini duyurmuştur. Biz bir araya gelmiş beş basın, yayın ve yazar meslek örgütü olarak diyoruz ki; Demokrasiye, seçme, seçilme hakkına, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik bu kuşatmadan, gazetecilere, yazarlara, yayıncılara yönelik uygulanan hukuksuz gözaltı, ev hapsi ve tutuklamalardan, yurttaşın internete erişim hakkının engellenmesinden vazgeçilmelidir. Gezi sürecinin takip edilip haberleştirilmesinin gazetecilik faaliyeti olduğu unutulmamalıdır. İktidara Anayasa’ya ve Basın Kanunu’na uyması, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü ve halkın haber alma hakkını engellemekten vazgeçmesi için çağrı yapıyoruz."