05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 04.03.2025 09:48 | Son Güncelleme: 04.03.2025 15:38

Halk TV 'bilirkişi' davası: 5 gazeteciye beraat kararı

Halk TV'den 5 gazetecinin yargılandığı 'bilirkişi' davasının ilk duruşması Çağlayan Adliyesi'nde görüldü. 5 gazeteciye beraat kararının açıklandığı davada, Suat Toktaş'ın da tahliyesine karar verildi
Halk TV 'bilirkişi' davası: 5 gazeteciye beraat kararı
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adını açıkladığı bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin yayınlandığı Halk TV hakkında açılan "bilirkişi" davasının ilk duruşması Çağlayan Adliyesi 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma saat 09.40 sıralarında, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın yokluğunda başladı. 

Halk TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, program müdürü Kürşad Oğuz, programcı Seda Selek, gazeteci Barış Pehlivan ve sorumlu müdür Serhan Asker'in yargılandığı davayı izlemek için, Hasan Cemal, Musa Kart, Yalçın Doğan, Alper Taş, Ruşen Çakır ve CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Utku Çakırözer, Gökhan Zeybek Çağlayan Adliyesi’ne geldi. Tutuklu Toktaş da adliyeye getirilerek duruşmaya katıldı.

5 gazeteciye beraat kararının açıklandığı davada, Suat Toktaş'ın da tahliyesine karar verildi.

Gazetecilerin savunmaları şu şekildeydi: 

Suat Toktaş: Dönem yargılaması yapmayın

Mütalaaya karşı yeniden kürsüye gelen Suat Toktaş: Buradan beraat çıkacak, dönem yargılaması yapmayın, sizden rica ediyorum. Biz döneme göre gazetecilik yapmadık.

Tutukluluk halinin devamı talebi

Savcılık Toktaş'ın tutukluluk halinin devamını talep etti.

Serhan Asker hakim karşısında

Bilirkişi soruşturması kapsamında Halk TV sorumlu müdürü Serhan Asker hakim karşısında ifade vermeye başladı. Asker bu davada ifade veren son sanık. Asker'in ifadelerinden bazıları şu şekilde:

  • Suçlamalara neden olan gün ben izindeydim. Soruşturma açılınca beni de sorumlu müdür sıfatıyla almalarını bekledim. Beni gözaltına alıp Gasp Büro’ya götürdüler.
  • Sonra TBB Başkanı Erinç Sağkan ve avukatımız gelince sorduk ve beni sorguya aldılar. İlk soru, siyasi parti kurdun mu? Hayır, kurmadım. Benden dolayı 20 yaşımdaki kızımın yeşil pasaportuna el koyup havalimanında bir saat gözaltına aldılar. Babasından dolayı kızımı gözaltına aldılar.
  • Allah rahmet eylesin, Edip Akbayram’ın cenazesinde olmak isterdim ama burada kendimizi savunmak durumunda bırakıldık. Suat Toktaş’ın habere bakışını anlatmam gerekirse E. Akbayram hastanede yatıyor, arayıp gerekçesini öğrenir misin diye beni aradı. “E. Akbayram hastanede yatıyor” yazmak yerine gerekçesini de öğrenmemiz lazım dedi. Aileyi aradım, zatürreden hastanede yattığını öğrendim. Bu kadar titiz bir gazetecidir.

Toktaş: Ben yayınladım. Sorumluluğu alıyorum. Ama bir süreç var

34 gündür Silivri Cezaevinde tutuklu halde bulunan ve soruşturmanın tek tutuklu sanığı olan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Pehlivan'ın ardından hâkim karşısında savunmasına başladı. Savcılık ve hâkimlik ifadelerinden eksiklik ve yanlışlıklar olduğunu belirterek başladığı savunmasında Toktaş, şunları söyledi:

  • "Aylık gelirim 80 bin TL. Son zamları bilmiyorum. Savcılık ve hâkimlik ifadelerinde eksikler ve yanlışlıklar var. Seda Selek ve Serhan Asker'in bu olayda dahilleri yoktur."
  • "Kaçma şüphesiyle tutuklandım ancak kaçmak isteseydim o gün kaçabilirdim. İşimin sorumluluğunu aldım. Bu kararı Suat Toktaş almıştır yazan kişi kaçmaz."
  • "Toplumda infial yaratmış bir şey yok ortada. İki çocuğum var yurt dışında. Onlara gittiğimde bile birkaç gün sonra sıkılıp ülkeye dönüyorum. Biz ülkeye sevdalı insanlarız, bir yere gitmeyiz."
  • "Siyaset penceresinden bakanlar burada bir siyasi hesap, adliye penceresinden bakanlar burada bir suç, gazetecilik cephesinden bakanlar burada haber görüyor."
  • "Burada karartılacak bir delil yok çünkü ses kaydı yayınlandı. Aynı ses kaydını Hamza Dağ ve Melih Gökçek yayınlıyor. Beyaz TV'de Osman Gökçek yorum yapıyor. Onlara suç olmayan bize suç."
  • "Özensiz bir mantıkla tutuklandım. Bu ülkenin sevdalısı bir insanım kovsalar da gidecek bir yerim yok. Yapılan şey tam anlamıyla gazetecilik. Yanımdan gelmiş geçmiş arkadaşlarıma gazeteciliğimi anlatmak zorundayım."
  • "Gazetecilik yargılanıyor. 38 yıllık gazeteci olarak hukuku iyi bilirim. Anayasa, devletin haber verme hakkını düzenlediğini belirtir; biz de bu haktan yararlanıyoruz. Türkiye'de gazetecilik, siyasal çatışmalar nedeniyle unutulmuş ve zarar görmüştür."
  • "Bu dosyada hepimize beraat kararı verilmesi gerekir. Soruşturma bile açılmaması gereken bir durumla karşı karşıyayız."
  • "Siyasi bir kişilik günlerdir açıklama yapacağım 'turpun büyüğü heybede' diyor. Kamuoyunun büyük merakı vardı. O güz izlenme oranları çok yüksekti. O gün bir isim duyduk hakkında iddialar var. Barış arıyor gazetecilik yapıyor."
  • "Halk TV'de bir kural vardır: Karşı tarafı her zaman ararız. Çünkü merak edilen kişinin sesini duymak bile haber niteliğindedir. Haber merkezi olarak biz de ulaşmaya çalışıyorduk ancak Barış Pehlivan bizden önce ulaşmıştı. Ardı ardına gazetecilik soruları soruyor. 'Neden görüşmenin kaydı yok? Bir savcı hep aleyhe mi delil toplar?' Bilirkişi sorulara açıkça yanıt veriyor ve telefonu kapatmıyor, kendince yanıtlar veriyor. Ses kaydı bana ulaştığında, Halk TV eleştirisi de içeriyordu; bunu bile kesmeden olduğu gibi yayınlıyorum. Gazetecilik ilkelerime sonuna kadar bağlı kalmışım."
  • "Haber bazen bir cümledir. Gazetecilik hız ve ısrar işidir. Delice bir iş yapıyoruz. Herkesten önce yayınlamak vardır. Bir gazeteci gündemde olan bir kişiyi sohbet için aramadığını o bilirkişi biliyor olmalı. O muhakemeyi yapmış olduğunu düşünüyorum. Sorulara yanıt veriyor. Kendisi için olumlu imaj verecek bilgileri de veriyor. Tespitler yapıyor ve yayınlamayın demiyor."
  • "Kürşad, saat 12.11'de bana mesaj atıyor ve üç dakika sonra, 12.14'te, 'Gördün mü?' diye kontrol ediyor. Bilirkişi ile yaptığı konuşmayı yayınlamamız gerektiğini söylüyor."
  • Barış Pehlivan bana bunu yazdığında ilk sorum, 'izni var mı, dava açmaz değil mi?' Doğru soru budur. Barış, 'Abi biz gazeteciyiz' yazıyor. 'O zaman yayınlıyoruz' diyorum. Yayınlıyorum ve dönüyorum. Barış’ın 'Ağabey izni yok' yazdığını görüyorum. Benimle çalışan yüzlerce gazeteci standart kuralımı bilir. Her şey kaynağından doğru çıkacak."
  • "Sorduğum soru doğrudur, aldığım cevap bir irade sakatlanmasına sebep olmuştur. Evet ben yayınladım. İşin sorumluluğunu alıyorum. Bundan sonrasında takdir sizindir. Suç işleme kastım olsa 'izni var mı?' diye sormam. Bilirkişinin adı kodlanarak verilmiştir. İzin olmadığını anladığımda bir daha yayınlanmamıştır. Suç işleme kastım olsa tekrar yayınlarım."
  • "Ben yayınladım. Sorumluluğu alıyorum. Ama bir süreç var onu anlatıyorum. Suç işleme kastım olsa o ses kaydını tekrar verirdim. Bir kez kez yayınlamışım. Bilirkişi adını da baş harfleriyle vermişim."
  • "Barış ve Kürşad, gazetecilik standartlarına uygun olarak karşıt görüşlerin alınmasını sağlamışlar; bu, sıkça göz ardı edilen bir detay. Bilirkişiyle yapılan konuşmada izin sorgulaması gereksiz çünkü bilirkişi rahat bir şekilde konuşuyor. Barış'ın konuşmasında herhangi bir tehdit, telkin veya baskı unsuru yok. Bilirkişi, kendi iradesiyle telefonu kapatıyor. Peki, biz neyi etkilemiş olabiliriz?"

Pehlivan'ın savunması: Bilirkişinin ses kaydını yayınlayan Melih Gökçek ve Hamza Dağ hakkında işlem yapılmadı 

Bilirkişi ile telefonda görüşen Barış Pehlivan hakim karşısında. Pehlivan'ın 14 yıla kadar hapsi talep edilmişti. Savcılık ve emniyetteki ifadelerinin doğruluğunu vurgulayarak, suç delilinin neden tutanak altına alınmadığını sorgulayan Pehlivan ifadesinde şunları söyledi:

  • "13 sayfalık bir iddianame. Bilirkişi ile yaptığım görüşme işin özü ama iddianamede sayfalarca İmamoğlu’nun basın toplantısı var. Bu davayla ne ilgisi var? Bu davanın her şeyi var ama yargı konusu edilen suç delilinin tutanağı yok. Bilgisayarın mürekkebi mi var ki bitti? Elektrik mi kesildi? Savcılık suç delili olarak gördüğü kaydın tutanağını neden koymuyor?"
  • "22 yıldır gazeteciyim. İBB basın toplantısına davet edildim. Konusunu bilmiyordum. Kimseden izin almadım. Suat Toktaş ve Kürşat Oğuz un da haberi yoktu. İmamoğlu'nun iddiaları var: 'Mahkemeleri yanıltıyor , sahte raporlar hazırlıyor.' Milyonlarca insanın takip ettiği İmamoğlu’nun iddiaları ciddiye alınmaz mı?"
  • "Bundan 14 yıl önce Ergenekon kumpas davasında hakkımda bilirkişi raporu hazırlayanlar oldu. Onlar hapiste ya da firarda. Ben gazetecilik yapmaya devam ediyorum."
  • "Ben gazetecilik refleksi ile haber atlatmak için o bilirkişi ile görüştüm. Eminim ki Toktaş ve Oğuz iyi habercilik için iddiaların muhatabına söz hakkı vermek istemiştir."
  • "Telefon görüşmesinde benimle konuşmak istemediğine dair ifade var. Tutanaklarda da var, insan konuşmak istemediği kişi espri yapar mı? Halk TV'den aradığı kişi olduğumu bilmesine rağmen görüşmek istemediğine dair ifade yok. Baskıcı üslupla konuşsam, bana 4 kez kusura bakmayın 2 kez de başarılar diler miydi?"
  • "Geçmişte yazılıp teslim edilen bir bilirkişi raporunu etkileyemem. Bu iddia kadüktür. Çünkü zaten raporlar yazılmış. Öyle bir zaman makinası icat edilmedi daha. Aynı bilirkişinin ses kaydını Melih Gökçek ve Hamza Dağ'ın da sosyal medyadan yayınlamasına işlem yapılmadı."
  • "Bilirkişi ile yaptığım çözümleme tutanağında benimki yerine Barış Terkoğlu’nun adının yazılması hukuksuzluğuna ve ciddiyetsizliğe girmiyorum. Melih Gökçek ve Hamza Dağ gibi isimlerin bu konuşmayı sosyal medyada yayınlamalarına hiçbir şey denilmemesine de bir şey demeyeceğim."
  • "Görevdeki bilirkişi hakkında çete demiş Yeni Şafak haberlerinde, Yeni Şafak'ın binasına kaçak dediği için bilirkişi. Ama Suat Toktaş'ı tutuklayan yargı onlara neden işlem yapmıyor? Bu davanın gizli suçu Halk TV'nin cesur gazeteciliği, 14 yıl istenen Barış Pehlivan dışarda, 9 yıl istenen Suat Toktaş içerde. Bu hukuk mu ya…"

Beraat talebi

Gazeteciler Selek ve Oğuz'un ifadeleri tamamlandıktan sonra söz alan avukatları, müvekkillerinin adli kontrol şartlarının kaldırılmasını ve beraatlerini talep etti.

Oğuz'un savunması: Bana değil gazeteciliğe açılmış bir dava

Bilirkişi davasında Seda Selek'in savunmasının ardından Kürşad Oğuz savunmasını yapıyor. Oğuz savunmasında: "Bu davayı kendime açılmış değil gazeteciliğe açılmış bir dava olarak görüyorum ve çocuğum için endişeliyim" dedi. Oğuz'un savunmasında öne çıkanlar şöyle:

  • "Hakkında pek çok suçlama yapılan bilirkişinin konuşmasını habercilik saikiyle ve bir yanlış yapmamak için kaydettim. Kaydedilen kişi de konuşmanın bir gazeteci tarafından yapıldığını biliyordu." 
  • "Herkesin merak ettiği hakkında iddialar olan kişi ile Barış Pehlivan ile konuştuğunu fark ettim. Bu görüşme önemliydi ve kaydı yapıp gönderdim."
  • "Gazetecilik refleksi ile yaptığı kaydı Suat Toktaş’a gönderdim her hangi bir ekleme çıkarma yapmadan. Amacım ifadelerin eksiksiz olarak kayıt altına almaktı. Ne benim ne de Suat Toktaş’ın suç işleme kasti yoktu."
  • "Söz konusu bilirkişi İBB ile raporlarını zaten teslim etmiş. Biz o kaydı yaparken o raporlar zaten varmış. Yargıyı nasıl etkilemiş olabiliriz? Özgür, bağımsız haber kanallarının nefesinin kesilmesi, toplumun haber alma hakkının engellenmesidir."

 

Selek'in savunması: Bu gazetecilik faaliyetidir; soru sorulması doğaldır

Sanık kürsüsüne ilk olarak gazeteci Seda Selek geldi. Hakkında 9 yıl hapis talep edilen Selek savunmasında şunları söyledi:

  • "23 yıllık gazeteciyim. 27 Ocak haber akışında canlı yayındaydık. O gün İmamoğlu’nun açıklaması vardı. Canlı yayında bu toplantıyı verdik. Basın toplantısı bittikten sonra İmamoğlu’nun açıkladığı konuları değerlendirmeye başladık."
  • "Program devam ederken rejiden kulağıma Barış Pehlivan’ın haber içeriği söylendi. Bu içerik çok kısaydı. Değerlendirme yapacak bir içerik de yoktu. Bu gazetecilik faaliyetidir. Bilirkişi merak edilen bir kişiydi, soru sorulması doğaldır."

Programcı Selek'in savunması saat 10:04 itibarıyla sona erdi.

Ne olmuştu?

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu 'Turpun büyüğü' isimli bir basın toplantısı düzenlemiş ve burada kendisine yönelik soruşturmalar ile Esenyurt ve Beşiktaş Belediyesi hakkındaki soruşturmalarda raporları yazan bilirkişinin hep aynı kişi olduğunu, S.B. isimli kişinin yargıda tanıdığı insanlar bulunduğunu açıklamıştı. 

İmamoğlu'nun basın toplantısının ardından bilirkişi ile görüşerek kamuoyuyla paylaşan gazeteci ve Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, 'kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması' ve 'bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs' suçu iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Pehlivan söz konusu kaydı kendisinin almadığını, kaydın yayına verilmesi kararını da kendisinin almadığını ifade edince Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve Halk TV Program Koordinatörü Kürşad Oğuz söz konusu suçlamalarla gözaltına alınmıştı. 

Kaydın yayınladığı programın Sorumlu Müdürü ve Programcısı Serhan Asker ile Halk TV sunucusu Seda Selek de gözaltına alınanlar arasındaydı.

Pehlivan, Selek, Asker ve Oğuz adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Suat Toktaş tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Halk TV yöneticileri hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak, iddianameyi hazırlamıştı. 

İddianamede bilirkişi S.B. müşteki, Barış Pehlivan, Kürşad Oğuz, Suat Toktaş, Seda Selek ve Serhan Asker ise şüpheli olarak yer almıştı.

İddianamede Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz hakkında müşteki olan bilirkişiyle yapmış oldukları görüşmeyi kayda aldıkları gerekçesiyle "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" ve "yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs" suçlarından 6 yıldan 14'er yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

Seda Selek, Suat Toktaş ve Serhan Asker hakkında ise suça konu ses kaydını birbirleri ile paylaşıp canlı yayında yayınladıkları gerekçesiyle "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" ve "yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs" suçlarından 4 yıldan 9'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.