Hız rekortmeni Fransız transatlantiği La Bourgogne, New York’tan yola çıkmış, sisin içinde tam yol ilerliyordu. Süratli gidiyordu çünkü New York-Le Havre arasını yedi günün biraz üzerinde sürede kat edebildiğinden Amerikan posta idaresinin ihalesini o almıştı. Saat beş sularıydı, henüz kıyıdan 60 mil uzaklaşmıştılar. Üç yelkenli çelik İngiliz gemisi Cromartyshire’ın karşıdan gelmekte olduğunu ne kaptan gördü ne mürettebat. O sabah, 500’ün üzerinde yolcu ve 220 mürettebattan 549 kişi yaşamını yitirdi. Geminin mürettebatının kaza anında yolculara yeterince yardımcı olmadığı söylentisini doğrularcasına, filikalarla kurtarılan 173 kişinin çok azı yolcuydu. Sadece bir kadın kurtuldu. Çocukların hepsi öldü. Tam bir can pazarı yaşanmıştı. Mürettebatın yolcuların kafasına kürekle vurduğu dahi iddia edildi. Ölenler arasında müzisyenler, ressamlar, heykeltıraşlar, aktörler, din görevlileri vardı. Bir de dev gibi cüssesiyle, kendi gibi büyük yaşam öyküsüyle Koca Yusuf. 40 yıllık hayatında bir kere Hergeleci İbrahim’e, bir kere hileyle Çolak Mümin’e, bir de okyanusa yenildi Koca Yusuf. Derler ki Atlas Oyknanusu’na bile yüzükoyun uzandı, sırtının yere gelmesini hiç sevmezdi… Bugünkü Bulgaristan’da yer alan Şumnu’nun karalar köyünde doğdu. Güreşi babasının, güreşçi dedesinin elinde büyüdü İbrahim Yusuf. Şumnulu Dursun Pehlivan, Pomak Osman gibi dönemin büyükleri tarafından yetiştirildi.
Haber Giriş: 02.07.2021 04:30 | Son
Güncelleme: 16.02.2022 15:16
Koca Yusuf’un sırtının yere geldiği o sabah
Amerika’yı hem ürkütmüş hem kendine hayran bırakmış, açacağı kahvehaneye ziyadesiyle yetecek kadar para biriktirmiş, dönüyordu Koca Yusuf. Bindiği gemi hızlı, hava sisliydi…