26 Kasım 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 08.10.2024 14:20 | Son Güncelleme: 08.10.2024 14:32

Özel'den İstanbul Sözleşmesi tepkisi: Devleti kadının arkasından çekince vakaların artmasına kimse şaşırmasın

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, kadına yönelik şiddet olaylarının bir rastlantı olmadığını vurgulayarak "İstanbul Sözleşmesi ile vakalar azalmıştı. Devleti, kadının ve çocuğun arkasından çekince istatistiklerin fırlamasına kimse şaşırmasın" ifadelerini kullandı
Özel'den İstanbul Sözleşmesi tepkisi: Devleti kadının arkasından çekince vakaların artmasına kimse şaşırmasın

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) 28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın ilk haftalık grup toplantısında konuşuyor. Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:

Kadın cinayetleri

  • Maalesef bugün acı haberlerin hepimizi kahrettiği günlerdeyiz. Öncelikle taziye dileğinde bulunacağım. Milli Görüş Hareketi'nin önemli ismi Recai Kutan için başsağlığı diliyorum. Semih Çelik isimli cani, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'i katletti, Tekirdağ'da ise Sıla bebek tedavi görürken yaşam mücadelesini kaybetti.
  • Bu yılın ilk 9 ayında 295 kadın hayattan koparıldı. Kadın cinayetlerinin bir rastlantı olmadığını biliyoruz. Şiddeti üreten bu düzenin kendisidir. Failin özelliklerini öne çıkaran ve ilişkiyi magazin malzemesine dönüştüren ifadeler kullanılıyor. 

İstanbul Sözleşmesi tepkisi

  • Bu toplum bu hale nasıl geldi? Bu canileri aramızda dolaştıran koşullar nedir? Bu siyasi rejim beyanlarıyla, icraatlarıyla ve rakamlarıyla görülüyor ki kadınları eşit görmüyor. Bu iktidar kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyamadığı gibi, bu konuda atılmış olumlu adımlardan da geri adım atıyor. AKP’nin kadınları hedef alan politikalarının en somut örneği İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı tek imzayla çıkmasıdır.
  • İstanbul Sözleşmesi, hepimizin gurur duyduğu 2011'de tüm vekillerin coşkuyla oy verdikleri, bundan sonra kadın katilleri iyi düşünsün dediğimiz, kurumların oluşturulmasının, kuralların oluşturulmasının Türkiye'nin tamamının gördüğü bildiği ve birilerinin ayağını denk aldığı bir yıl oldu.
  • İstanbul Sözleşmesi devlet kararlılığının bir sembolüydü. 'Devlet bu işe kafayı taktı' deyip diye düşünüp ayaklarını denk aldılar. Sonra yapılacak düzenlemeler gecikti, yapılan düzgün uygulamadı. Sonra gerici bir kesim, kadını aşağı gören geçmişin domuz bağcıları ortalığı velveleye verdi 'İstanbul Sözleşmesi'ne hayır' diye. Sağ partiler bunu meydanlarda bağırınca AK Parti bir avuç oyun peşine düştü. Hepimizin birlikte girdiği sözleşmeden Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla çıktı. Her gün kadın cinayeti işleniyor şu an bu yüzden. Gözleri korkmuyor artık, 'azıcık yatar çıkarım, af çıkar ben de kaynarım' diyorlar. Bu bu kadar politik, bu kadar siyasi, bu kadar gerçek bir mesele.
  • İstanbul Sözleşmesi ile vakalar azalmıştı. Devleti, kadının ve çocuğun arkasından çekince istatistiklerin fırlamasına kimse şaşırmasın. Kadın kollarımız partilerin kadın kolları ile görüşecek. Omuz omuza vereceğiz, çocuk istismarcılarına, Narin’in katillerine, kadın katillerine ne yapılması gerekiyorsa biz buradayız. Hep birlikte çalışıyoruz.

"Sözleşmeden bir imzayla çıkılamaz, hala yürürlükte"

  • Hepimiz biliyoruz ki sözleşmeden bir imzayla çıkılamaz yani hala yürürlükte. Ama bizim iktidarımızda seçim falan beklemeden bu sözleşme derhal gerçekten uygulanacak. Tayyip Bey'e bir şey söyleyeceğim, asgari ücrete dört kere zam düşünülür dedin, bu yıl ikinciyi bile yapmadın. 17 bin lira asgari ücret verdin, ertesi gün eridi. Depremzedeye söz verip yerine getirmedin. Madem hiçbir sözünü tutmuyorsun şu HÜDA Par'lılara domuzbağcılara verdiğin sözü de tutma o zaman, lanet olsun.

Meclis’te İsrail tehdidi oturumu

  • Grubumuz birazdan benim de katılacağım oturuma katılacak. Bir kapalı oturum yapılacak. Sebebi geçen hafta bu ülkenin Cumhurbaşkanı dedi ki; ‘İsrail’in hedefi biziz.’ Bu laf böyle laf olsun diye söylenmiş bir laf değil. Bu ülkeye diyorsun ki; ‘İsrail, Filistin’e yaptığı saldırıdan sonra bize de saldıracak. Bize de füze atacak, savaş ilan edecek.’ Sonra dönüp arkanı gidiyorsun. Bu o kadar kolay değil.
  • Böyle bir tehdit var mı? Söyleyen Cumhurbaşkanı olunca ‘Gel anlat’ dedik. Kendisini davet ettik. İki bakanını yolladı. Birazdan iki bakanı gelecek ve bilgilendirme yapacak.
  • Kıbrıs Barış Harekatı’na talimat verildiğinde, Meclis kapalı oturuma çağrıldı. Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, Meclis’i bilgilendirdik. Harekatın fiilen başladığı ilk günün sonunda Meclis bir daha oturuma çağrıldı, Başbakan Ecevit tarafından Meclis bilgilendirildi.
  • Şimdi bu toplantıya giriyoruz. Bu toplantının tutanakları 10 yıl açıklanmayacak. İçerde söylenmeyeni gelip burada ifşa ederiz. Kimse İsrail’in Türkiye’ye saldırması gibi yakın bir tehdidi görmezken, bir yandan da 22 yıl sonra 31 Mart’ta seçim kaybetmişken, o günden bu güne hep ikinci partiyken, enflasyonu düşüremiyorken, güvenlik kaygısı en dipteyken, devletin başındaki Cumhurbaşkanı, parti başkanı refleksi gösteriyorsa o zaman iş başka. Onun için zaten dedik; ‘Gel, kapalı oturumda anlat, gereğini yapalım.’

"İsrail katliam ve soykırım yapıyor"

  • Biz 1 yıl önce gecenin bir yarısı, 7 Ekim akşamı, Hamas’ın İsrail’in sivil hedeflerine bombalı saldırı yapmasını kınadık. O günden bu güne ‘Siz Hamas’a terörist mi diyorsunuz.’ O günden sonra İsrail güya kendini savunmak için katliam ve soykırım yapıyor.
  • Bağımsız Filistin, bizim davamızdır. Ecevit’in davasıdır, Deniz Gezmiş’in, Türk solunun davasıdır. Son zamanlarda, ilk olayları başlatan Hamas saldırısını kınadık diye bir yıldır İsrail’e yaptıklarınızı görmeyip, Filistin davasını tekelinde tutmak isteyen anlayışa soruyorum.
  • Saldırılar Ekim 2023’te başladı. ‘İsrail’le ticar yapıyorsun’ dedik. Ekim, kasım, aralık inkar ettiler. Mart ayında yumuşadılar, nisanda yazıyı çıkardılar. Saldırılar başladığından, yazının çıktığı güne kadar 90 milyar lira mal satılmış. Bunun 20 milyar liralık kısmı savaş malzemesi. O günden sonra durdurduk diyorlar, arkadaşlarımız bir çalışma yaptılar. İsraille ticaret cayır cayır devam ediyor. Türk mallarının üçüncü ülkeye satılıp, İsrail’e gitmesi yasaklanmamış.