22 Aralık 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.03.2023 14:29 | Son Güncelleme: 10.03.2023 16:06

Reuters yazdı: Deprem bölgesinde yaşanan göç, üretimi riske atıyor

6 Şubat depremlerinin vurduğu güneydoğu, sanayi üretiminin yaklaşık yüzde 11'ini oluşturan tekstil üretimi ve tarım açısından zengin bir bölgeydi. Ancak büyük yıkım sonrası birçok vatandaş bölgeyi terk etti. Reuters, bölgede yaşanan istihdam krizini yazdı
Reuters yazdı: Deprem bölgesinde yaşanan göç, üretimi riske atıyor

Türkiye'nin depremden etkilenen güneyinde ayakkabı tabanı üreticisi olan Mehmet Alkan, 220 çalışanının bir kısmının hayatını kaybetmesi ve yarısının kaçmasının ardından şirketine ne olacağını bilmiyor ve bu durum bölgedeki sanayinin önündeki zorlu dönüşümü yansıtıyor. Kırk işçisi ve bazı aileler, 6 Şubat'taki büyük depremlerden sonra Antakya'daki hasar görmemiş Alkan Taban fabrikasında bir süre barındı. Reuters'e konuşan Alkan, "Bazıları öldükten ve diğerleri şehri terk ettikten sonra sadece 110 işçimiz var, bu yüzden üretim kapasitesi düştü" dedi. 

İstanbul Sanayi Odası tarafından hazırlanan bir rapora göre, Türkiye'nin modern tarihindeki en ölümcül felaket, toplam istihdamın yüzde 16'sını ve sanayi üretiminin yaklaşık yüzde 11'ini oluşturan tekstil üretimi ve tarım açısından zengin bir bölgeyi vurdu. Milyonlarca kişi, yaklaşık 14 milyon kişinin yaşadığı 11 güneydoğu ilini terk etmek zorunda kaldı. Bazıları, hükümetin yüz binlerce hasarlı veya yıkılmış binayı hızla yeniden inşa etme planına rağmen geri dönemeyeceklerini söylüyor.

Personel sıkıntısı yaşanıyor

Yapılan röportajlara göre, depremden bir ay sonra faaliyetlerine yeniden başlayan yüzlerce işletme, birçok insan yakın köylere, diğer şehirlerdeki akrabalarına ya da devlet destekli çadır ve konteyner evlere taşındığı için personel sıkıntısıyla karşı karşıya. Alkan, çalışanlar için "Sergi salonumuzu yatakhaneye dönüştürdük. Ailelerinin çoğu şehri terk etti ya da daha güvenli köy bölgelerine taşındı. Korkuyorlar. Diğerlerinin geri dönmesini bekliyoruz" diye konuştu. 

100 milyar dolara mal oldu

Alkan, şirketin servis aracının eskiden işçileri evlerinden almak için 50 km kadar yol kat ettiğini, ancak şimdi köylere ulaşmak için bu mesafenin iki katına çıktığını söyledi. Türkiye ve Suriye'de 52 binden fazla insanın ölümüne neden olan felaket, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi rekabetçi bir üretim gücüne dönüştürme planına meydan okuyor. İş grupları ve ekonomistler, depremin 100 milyar dolara mal olduğunu ve ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasından (GSYH) bir ila iki puan düşürdüğünü tahmin ediyor. Erdoğan'ın ekonomik planı kapsamında üretim, istihdam ve ihracatı artırmayı amaçlayan bazı fonların, bölgedeki yardım ve yeniden inşa çabalarına yönlendirileceğini söylüyorlar.

"Nitelikli iş gücünü kaybediyoruz"

Hükümet, depremin etkilerini hafifletmek için işçilere kısa çalışma ödeneği ve etkilenen şirketlere krediye daha kolay erişim imkanı sağladı. Sektör yetkilileri ve uzmanlar, onlarca binanın yerle bir olduğu ve depremden en çok etkilenen ilçe olan Antakya'da, depremden bir ay sonra üretim kapasitesinin yalnızca üçte birinin kullanıldığını söylüyor. Normale dönmek yıllar alabilir ve bu da bölgedeki demografinin değişmesine yol açabilir. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Cincin, "İşletmeler için tersine göçü başlatmak üzere acil hükümet desteğine ihtiyacımız var. Nitelikli işgücünü kaybediyoruz. Okullar ve sosyal alanlar gibi tesislerle güvenli bir ortam oluşturulması gerekiyor" dedi. 

Resmi verilere göre bölge genelinde 600 binden fazla ev yıkıldı ya da ağır hasar gördü, hükümet ise bir yıl içinde en az 250 bin konut inşa etme sözü verdi. Ankara merkezli TOBB Üniversitesi Sosyal Politika Araştırma Merkezi (SPM) Direktörü Serdar Sayan, "Bölgede konut ve işyerlerinin ne zaman normale döneceğini tahmin etmek çok zor. Kalıcı konutlar ve yeniden açılan okullar çok önemli olacak" ifadelerini kullandı. Sayan, inşaat sektörü çalışanlarının gelmesiyle bölgede sektörlerin de yeniden şekillenebileceğini söyledi. Sayan, "Başka şehirlerde yeni ve kalıcı bir hayat kuranlar çoğunlukla orta ve üst gelir sınıfından" derken, kalanların daha düşük gelirli ve devlet yardımına muhtaç olduğunu belirtti.