Yüksek gizli fon vaadiyle 21 kişiyi yaklaşık 50 milyon dolar dolandırdığı iddiasıyla yargılanan Denizbank Büyükdere Şube eski Müdürü'nün yargılandığı davada en fazla konuşulan konulardan biri de avukat Candaş Gürol ile Seçil Erzan arasındaki gönül ilişkisi oldu. Çünkü iddialara göre Gürol, Fatih Terim’in avukatlığını da yapıyordu ve ikiliyi Terim tanıştırmıştı. Dava dosyasına giren bir başka ifade de iş insanı İbrahim Çağlar’ın da avukatlığını Gürol yapıyordu ve Çağlar’ın Erzan’a verdiği 2.9 milyon euro’ya aracılık ettiği iddia edilmişti. İşte Gürol’un ifadesi:
"Beni aldattığını düşündüm"
2022 yılının temmuz ayında Seçil Erzan’la tanıştım. Kendisiyle duygusal ilişkimiz başladı. Levent şubeye yeni atanmıştı. Etrafında sevilen, başarılı bir kadındı. Ailesinden insanlarla da tanıştım. Temmuz-ağustos banka tarafından da yeni atanmış iyi bir müdür olarak kabul ediliyordu. Eylül, ekim, kasım da yine aynı geçti. En ufak yanlışı, tuhaf davranışını görmedim. Bazen, az olmakla birlikte iş yerine gidip kahve içiyordum. Fakat aralık sonu, 2023 Ocak başı yanımda telefonla konuşmamaya başladı. Telefonu sürekli çevrim içi sabahtan akşama kadar ama görüşemez olduk. Birkaç defa benim yanımda birden telefon kapatmaya başladı. Açıkçası beni aldattığını bile düşündüm. Tabii kavga da ediyoruz. Aramız bozuldu. Ayrılma gündeme geldi.
"180 derece değişti"
Seçil ile her şey çok iyiyken bir anda 180 derece değişti. İbrahim Çağlar benim müvekkilimdi. Seçil’den ayrıldığım dönemde beni aradı, görüştük. Levent Büyükdere şubede bir fondan bahsetti. "Ben para yatıracağım, kar edeceğim" dedi. Kendisine "Tamam ama ayrıldık, biliyorsun" dedim. Avukat müvekkil gizliliği nedeniyle paylaşamayacağım bir sebeple parayı senin üzerinden getirsem olur mu, dedi. Çok tercih ettiğim bir şey değildi, hiç yurtdışından para getirmemiştim ama "Tamam" dedim. Sonra para teslimine de İbrahim Bey'le gidecektik ama İbrahim Bey yetişemedi. "Sen git, al" dedi. İbrahim Bey'in ofisi bankaya yakındı, oraya bıraktım. Seçil de teslime dair İbrahim Bey'den belge almıştım dedi.
- Hakim: 3 milyon dolardan ne kadar çekildi?
- Candaş Gürol: Seçil tutuklandıktan sonra 90-95 bin dolar fazladan paranın durduğunu, bunun kesilmediğini fark ettim. Yurtdışından gelen paradan vergi kesilmesi gerekiyordu. İbrahim Bey'in farklı sebeplerle bende başka paraları da duruyordu. İbrahim Bey "Dursun" dedi. Bir ay oldu, sonra ben tekrar aradım ve yolladım. Benim tek korkum buradan bana yüksek bir vergi çıkmasıydı. Olayın özü bu.
‘Niye bana sormadınız?’
Sonraki kısmı da anlatayım. Seçil Erzan banka tarafından soruşturma gibi bir şeye alındı. Beni tanımadığım biri aradı. Benim ilk sorum İbrahim Çağlar’ın parası ne oldu? Banka ödeyecek dedi. Semih (Kaya) ile aynı spor salonuna gidiyorduk. Bu konunun bahsi hiç geçmemişti. Semih aradı; "Bir fon var para vermiştik" dedi. Niye bana söylemediniz deyince, "Biz bankaya veriyoruz" diye düşündük dedi. "Avukatlığımızı üstlenir misin?" diye sordular, "Etik olmaz" dedim. Fatih Terim "Denizbank’a para yatırdım" dedi ama "Bir fona para yatırdım falan" demedi. Ben ortak müvekkillerimin bazılarının orada hesabı olduğunu bildiğimden Seçil telefonla konuşurken fon ibaresini duyuyordum ve sordum. "Yüksek getirili bir yatırım aracı" dedi. Ama kimler var diye sormadım.
"100 bin dolar komisyon aldın mı?"
- Epözdemir: Seçil ile kuzeni Tanın arasından geçen konuşmaya göre 100 bin dolar komisyon aldığınız ifadesi geçiyor. (Oksijen notu: İbrahim Çağlar’ın gelen parasından 100 bin dolar komisyon aldığı iddiası) Komisyon aldınız mı?
Candaş Gürol: 100 bin dolar hiçbir komisyon talebim olmadı. Tanın ile ne konuştuklarını bilmiyorum.
Epözdemir: Bir para almadıysanız neden para iade ettiniz İbrahim Çağlar’a?
Candaş Gürol: Ben müvekkil "bekle" dedi diye tuttum. Parayla ilgili ne talebim ne de başından beri alma iradem vardı.
Epözdemir: Varlık barışı biliyor musunuz?
Candaş Gürol: Avukatım ama hiçbir bilgim yok.
"100 kere sordum"
- Müşteki avukatı Mehmet Sinan: Basına da yansıyan bazı yazışmaları okuyalım. Seçil Hanım ile Ruhsar Abla arasında bir yazışma, 28 Şubat… "Abla Candaş her şeyi öğrendi. Çok üzüldü ama yanımda duramıyor." İkiniz arasında da bir yazışma var, 27 Şubat... "Sen nelerin içindesin?"
- Candaş Gürol: Ben bankanın içinde usulsüz bir kredi işi yapıyorlar diye düşünüyordum. Şüphelendim daha doğrusu. 2 kere sorarsınız, 3 kere, 10 kere, 50 kere, 100 kere sorarsınız. Ama 101. kere sormadım artık. Bir de bu bankanın müfettişleri, kameraları, üstleri her şeyi var. Bazı isnatlarda bulundum. Fatin isminde birinden de bahsederdi. Fatin hazineden arıyor, bunlar bir şeyler konuşuyorlar. Ben hep boş atıp dolu tutturma derdindeydim. Bir şey olduğunu anlamıştım çünkü. Fatin arıyor deyip içeri gidiyordu.Av.
- Mehmet Sinan: 13 Mart ile 10 Nisan arasında Siz bu vergi uyarısını yaptınız mı İbrahim Çağlar'a? Kayıtlara göre Seçil Hanım ifşa olduktan sonra yapmışsınız.
- Candaş Gürol: Uyarı yapmadım çünkü fark etmemiştim. Ben Seçil’in beni aldattığını ve usulsüz kredi işlemleri yaptığını düşünüyordum. O yüzden müvekkilimi uyarmadım. Antetli, barkodlu, çift imzalı kağıt alınacağını biliyordum. Bu konuda içim rahattı.