29 Nisan 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.07.2023 13:53 | Son Güncelleme: 12.07.2023 14:59

Wall Street Journal yazdı: Ekonomik sıkıntılar Erdoğan'ı Putin'den uzaklaşmaya zorluyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsveç'in NATO üyeliği için anlaşma sağlaması ve AB üyeliği sürecini gündeme getirmesi dış basında yüzünü Batı'ya dönüyor diye yorumlandı. WSJ, ekonomi kötü giderken Erdoğan'ın bu adımlarının yatırım için olduğunu ancak bunun Putin ile dostluğunu test edeceğini yazdı
Wall Street Journal yazdı: Ekonomik sıkıntılar Erdoğan'ı Putin'den uzaklaşmaya zorluyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa'daki güç dengeleri ve Ukrayna'daki savaş üzerinde geniş kapsamlı etkileri olabilecek bir değişimle dış politikasını Batı'ya doğru yönlendiriyor. Lider bir yılı aşkın bir süredir Kremlin'in Ukrayna'yı işgali nedeniyle Rusya ile Batı arasında genişleyen uçurumu dikkatlice aşmaya çalıştı. Şimdi, kendi gözetimi altında kötüleşen ekonomiyi desteklemenin yollarını ararken, ABD ve Batılı müttefikleriyle ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor.

Erdoğan geçtiğimiz hafta Ukrayna liderini İstanbul'da ağırladı, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) genişletilmesine karşı yaptığı muhalefetten vazgeçti ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım başvurusunun yeniden canlandırılması çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı'nın bu hamleleri Washington ve Avrupalı güçlerle gerilen ilişkileri yumuşatacak ve ABD'nin Türkiye'ye 20 milyar dolarlık F-16 savaş uçağı satışının önünü açabilecek.

Ortaklıkları testten geçecek

Ancak bu hamleler aynı zamanda Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le uzun yıllara dayanan ortaklığını da test edecek. Zira ikili Suriye, Libya ve şimdi de Ukrayna'daki bir dizi savaşta karşıt tarafları desteklemelerine rağmen silah ve enerji anlaşmaları üzerinde mutabık kaldılar.

Hem Rusya hem de ABD'de görev yapmış eski bir üst düzey Türk diplomat olan Gülru Gezer'e göre bu dengeyi korumak daha zor olacak. Gezer, "Kolay olmayacak ama Türkiye, Rusya ile olan özel ilişkisini terk etmeden Batı ile bağlarını güçlendirmenin bir yolunu bulmaya çalışacak" dedi. Analistler, Erdoğan'ın son hamlelerini yaparken üç ana faktörden etkilendiğini söylüyor. Uzmanlara göre Erdoğan Putin'in, Wagner birliklerinin Moskova'ya saldırdığı Haziran isyanından sonra zayıfladığını düşünüyor. Ayrıca ekonomi kötüye giderken ülkenin dövize ihtiyacı var. 

"Türkiye'nin geleceğinin Batı'da olduğu kabul ediliyor"

Türkiye'nin eski Rusya Büyükelçisi ve şu anda muhalefet milletvekili olan Aydın Sezgin, "Türkiye'nin Batı'ya ait olduğu ve orta vadede geleceğinin Batı'da olduğu kabul ediliyor" dedi. Pazartesi günü Erdoğan, İsveç'in NATO'ya katılmasına yönelik muhalefetinden vazgeçmeyi kabul ederek ABD ve Avrupalı ortaklarıyla ilişkilerini karmaşık hale getiren bir yılı aşkın diplomatik tartışmalara sona erdirdi. Salı günü ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Erdoğan ve Başkan Biden arasında planlanan görüşmeden saatler önce Beyaz Saray'ın Türkiye'ye önerilen F-16 satışına desteğini yinelediğinde Washington ile ilişkilerde bir ilerleme kaydedildiğine dair işaretler vardı. Erdoğan da Biden görüşmesinden hemen önce, "Bundan önceki görüşmelerimiz sadece ısınma turlarıydı. Ama şimdi yeni bir süreci başlatıyoruz" dedi.

Erdoğan'ın şartlarına göre şekillendi

Türkiye'nin ABD'deki Kongre'de en etkili eleştirmeni Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez Pazartesi günü yaptığı açıklamada Erdoğan'ın İsveç kararından memnun olduğunu söyledi. Menendez ve diğer kongre liderleri Erdoğan'ın İsveç'i ittifaka kabul etmemesi halinde F-16 satışını engellemekle tehdit etmişlerdi. Yine de kararlar büyük ölçüde Erdoğan'ın şartlarına göre gerçekleşiyor. NATO açmazında bir anlaşmaya varılmadan önce bir yıldan fazla bir süre boyunca Batı'yı tavizlerinde sıkıştırmak için kullandı. İsveç, Türkiye'nin PKK'ya dair taleplerine uymak için anayasasını değiştirdi, terörle mücadele yasalarını elden geçirdi ve Türkiye'ye silah satışındaki kısıtlamaları kaldırdı. Erdoğan'ın son dakika talebinin ardından İsveç, Türk vatandaşlarına vize kolaylığı sağlanması da dahil olmak üzere Türkiye'nin AB'ye katılma çabalarını desteklemeyi de kabul etti.

Erdoğan'ın Türkiye'nin onlarca yıllık üyelik görüşmelerine yeniden hayat verme çağrıları gözlemcileri şaşırttı. Ankara'nın AB'ye katılım süreci, 2016 yılında Erdoğan'a karşı gerçekleştirilen başarısız askeri darbe ve muhaliflere yönelik baskıların ardından fiilen sona ermişti. Almanya ve Fransa gibi pek çok büyük Avrupa ülkesi Türkiye'nin bloğa katılmasına uzun süredir temkinli yaklaşıyordu. Türkiye'nin AB üyeliği için İsveç'in desteğini kazanmak, Erdoğan'ın anlaşmayı ülkesinde bir zafer olarak satmasına yardımcı oldu. 

Bağları koparma ihtimali düşük

Batı'ya doğru tüm kayışına rağmen Erdoğan'ın Türkiye'nin Rusya ile artan ekonomik ilişkilerini azaltması pek olası değil ki bu da Ankara'nın Moskova'nın yaptırımlardan kaçmasını sağladığına dair endişeleri arttırdı. Erdoğan bu hafta Putin'in önümüzdeki ay Türkiye'yi ziyaret etmesini istediğini yineledi ve Kremlin'le bağlarını tamamen koparma ihtimalinin düşük olduğunu söyledi.

Erdoğan, Ukrayna'nın işgali sırasında Rusya ile ticareti büyük ölçüde genişletti ve Moskova'ya çok ihtiyaç duyulan bir döviz kaynağı olarak yönelirken Kremlin'in Türkiye'yi askeri tedarik zincirinin bir parçası olarak kullanmasına da izin verdi. Ancak analistler Rus fonlarının tek başına Türkiye'nin büyük cari açığı ve son yıllarda yüzde 90'dan fazla değer kaybeden Türk lirası gibi ekonomik sorunlarını çözemeyeceğinin farkında.

Kremlin'i rahatsız edecek jest

Eski bir Türk diplomat ve İstanbul merkezli düşünce kuruluşu Edam'ın direktörü olan Sinan Ülgen, "Türkiye'nin ciddi bir ekonomik baskı altında olduğunun ve bunun Türkiye'nin ticaret ve finansman ortaklarıyla ilişkilerinin normalleşmesini gerektireceğinin farkına varıldı. Putin'in zayıfladığı argümanı Erdoğan'ın attığı bazı adımları açıklıyor" ifadelerini kullandı. Kremlin, Erdoğan'ın NATO'nun genişlemesine izin verme kararına soğukkanlılıkla tepki gösterdi.

Peskov dün yaptığı açıklamada, "Türkiye NATO üyesi, Türkiye'nin yükümlülükleri var, Türkiye yükümlülüklerine bağlı. Bu bizim için hiçbir zaman bir sır olmadı ve bu konuda hiçbir zaman pembe gözlükler takmadık" dedi. Erdoğan son zamanlarda Ukrayna'nın NATO üyeliğini desteklediğini de dile getirdi ki bu sembolik bir jest, zira ittifakın kuralları Kiev'in savaş halindeyken NATO'ya katılmasını pek mümkün kılmıyor ama Kremlin'i rahatsız edecek bir jest.

Türkiye'nin geçtiğimiz hafta İstanbul'u ziyaret eden Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i kucaklaması Rusya'yı özellikle endişelendiriyor. Ankara savaşın başından bu yana Kiev'i askeri olarak destekledi, silah sattı ve Rusya ile tahıl ihracatı anlaşması ve esir takası için arabulucu olarak konumlandı. Geçtiğimiz hafta Erdoğan, Mariupol'deki Azovstal çelik fabrikasında yakalandıktan sonra Rusya tarafından Türkiye'ye bırakılan bir grup Ukraynalı savaş esirinin eve dönüşünü organize etti. Zelenskiy, kahraman olarak karşılandıkları Türkiye'den Ukrayna'ya dönüşlerinde onlara eşlik etti.