Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) tahminlerine göre, Şubat ayında Türkiye ve Suriye'yi vuran depremler, Türkiye'de kabaca 100 milyon metreküp enkaz oluşturdu. Bu, yakın geçmişteki diğer doğal afetlerin hepsinden daha fazla.
Son depremler, 2010 yılında Haiti'yi yerle bir eden depremden 10 kat daha fazla enkaz bıraktı. Molozları temizleme çalışmaları sürüyor. Ağırlıklı olarak beton, çelik ve diğer yapı malzemelerinden oluşan molozlardan sadece bir metre derinliğindeki bir enkaz Washington'ın yaklaşık yarısını kaplamaya yetecektir. Hükümetin fırtınalara ilişkin tahminlerine göre Türkiye'deki enkazın hacmi, Katrina Kasırgaları (76 milyon metreküp enkaz), Sandy (11 milyon) ve Harvey'den (9 milyon) kaynaklanan enkazı geride bırakıyor.
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu'nda göre (USGS) Deprem Bilim Merkezi direktörü Christine Goulet, Washington Post'a verdiği demeçte, yüksek büyüklükteki depremlerin üst üste olması ve etkilenen bölgelerdeki yapıların savunmasızlığının yüksek hacme katkıda bulunduğunu söyledi. Şubat ayındaki deprem, 1939'dan beri Türkiye'yi vuran en güçlü depremdi.
"Çökme sayısı hayret verici"
Goulet, "Çökme sayısı hayret verici. Bir şehir bir günde kurulmaz. Farklı bina kodları altında ve farklı inşaat uygulamalarıyla on yıllar boyunca inşa edilen binaları içerir" dedi. Goulet, bu kadar güçlü depremlerde bazı binaların çökmesi beklense de, özellikle yakın zamanda inşa edilen binalar arasında nadir olması gerektiğini söyledi.
Etkilenen bölge, evler ve işyerlerinin yanı sıra kültürel miras alanları açısından da zengin. UNDP'nin Türkiye temsilcisi Louisa Vinton, "Açıkta kalan bu alanların korunması ve molozla karıştırılmaması aciliyet arz ediyor" dedi. Kuruluş, temizlik çalışmalarına yardımcı oluyor. Vinton, "Bunu enkaz yönetimi olarak tanımlamak çok hassas. Bunlar insanların hayatları, insanların hayalleri, hatıraları demek. Birkaç saniye içinde her şeylerini kaybettiler" diye konuştu.
