Galler Prensesi Catherine'in kamuoyu önündeki yokluğu, birkaç hafta içinde kraliyet izleyicilerini ilgilendiren niş bir konudan uluslararası bir olay haline geldi. Kensington Sarayı, Ocak ayında geçirdiği karın ameliyatının planlı olduğunu ve Mart ayına kadar gözlerden uzak kalacağını belirtirken, bazı olağandışı ayrıntılar kamuoyunun sosyal medyada olayla ilgili çeşitli teoriler öne sürmesine neden oldu.
Fotoğraf skandalından sonra işler ciddileşti
Catherine'in ortadan kaybolmasının ardından TikTok ve X tuhaf komplo teorileri ve olayla ilgili çeşitli şakalarla doldu. Sosyal medyadaki, çok sayıda amatör dedektif, son birkaç ay içinde prensesin hareketlerine ilişkin zaman çizelgeleri hazırladı, gerçek endişeyi tuhaf komplolarla birleştirdi. Sıradan insanlar Kate'in son görüntülerinin uydurma olduğunu öne sürerek, nerede olduğuna ve gerçeği kimin örtbas etmeye çalıştığına dair fikirler üretti. Başlangıçta konuyla ilgili çeşitli şakalar yapılsa da prenses ve üç çocuğunun Anneler Günü fotoğrafıyla oynanmış olması ve ardından haber ajansları tarafından kaldırılması sonrasında işler daha ciddi bir hal almaya başladı. İngiliz medya kuruluşları daha sivri sorular sormaya başladı. Amerikan TV programları hızla bir kraliyet karmaşasına dönüşen bu durumla açıkça dalga geçti. Kate Aralık ayından bu yana hala halkın karşısına çıkmadı.
"Herkes gizemi sever"
İnsanların bu özel drama neden bu kadar ilgi gösterdiğini anlamak zor değil. Ne de olsa buna saray entrikası denmesinin bir nedeni var. Örneğin yaklaşık 20 yıl önce İngiltere'nin Birmingham şehrinden ABD'ye taşınan 40 yaşındaki Susan Graves, kraliyet haberlerini Reddit gibi sitelerden takip ediyor. CNN'e verdiği demeçte Graves, "Prenses Diana'nın öldüğü zamanı ve sonrasında yaşanan tüm skandal ve üzüntüleri hatırlayacak kadar yaşlıyım. Şimdi de Prens Harry ve eşinin başına gelenler, Prens Andrew'la ilgili olanlar ve Kral'ın hasta olması. Her zaman bir şeyler oluyor" dedi.
Reddit'te ve başka yerlerde kraliyet dedikodularını takip eden 28 yaşındaki Amerikalı Carly Wainsworth, CNN'e tüm bunların bir tür gizem çözmek gibi hissettirdiğini söyledi. Wainsworth, "Kurgu gibi hissettiriyor ama değil. Sadece gerçek olacak kadar gerçek, eğer bu bir anlam ifade ediyorsa. İşin içine Photoshop'lu bir resim gibi şeyler giriyor ve neler olup bittiğini merak etmeden duramıyorsunuz. Herkes gizemi sever. Bu insanların çoğu ipucu aramanın, perde arkasında neler olduğunu tahmin etmenin eğlenceli olduğunu düşünüyor" diye konuştu. Genelde kraliyet ailesini hiç önemsemeyen arkadaşlarının bile prensesin dramına ilgi duyduğunu da ekledi.
İngiliz medya mensupları da Kate'in yokluğuna ilişkin resmi açıklamaları açıkça sorgulamaya başladı. Kraliyet haberlerine genelde sempatiyle yaklaşan The Daily Mail kısa süre önce attığı bir manşette Kraliyet Ailesi'nin daha şeffaf olması gerektiğini vurguladı.
Tüm tartışma boyunca, Prens William ve Kate'in Londra'daki ikametgahı ve ofisi olan Kensington Sarayı'ndan gelen resmi bilgiler düzensiz ve yetersizdi. Aynı zamanda saray, Anneler Günü fotoğrafının gerçek bir versiyonu için yapılan çağrılara yanıt vermedi ya da Kate'in nerede olduğuna dair detay paylaşmadı. Londra merkezli bir halkla ilişkiler ve kriz iletişimi uzmanı olan Mark Borkowski People'a verdiği demeçte Kraliyet Ailesi'nin uzun süredir devam eden sessizliğinin Kate'in yokluğuyla ilgili teorileri bastırma konusunda kendilerine fayda sağlamadığını söyledi.