29 Mart 2024, Cuma
11.03.2022 04:30

Her konserde kendimi tuhaf hissediyorum

Melike Şahin son ayların yükselen ismi. Müzisyen Harbiye, Bostancı ve Zorlu PSM’deki kapalı gişe konserlerinden bir albüm yayınladı

Melike Şahin geçtiğimiz yıl büyük bir yükseliş yakaladı. İlk albümü Merhem’le kendine çok sıkı bir takipçi kitlesi edindi. Sayısız konser verdi. İsmini ve fotoğrafını Spotify’la birlikte Times Square’a taşıdı. Şahin, bugünlerde Harbiye Açıkhava, Bostancı Gösteri Merkezi ve Zorlu PSM’deki ilk konserlerinden oluşan bir canlı albüm yayınlıyor. Bu albümünün yanı sıra yeni şarkılarla da karşımızda olacak. Bergen’in soundtrack’indeki performansı, Ah! Kosmos’la ortaklığı ve Gazapizm’le yayınlayacağı şarkısı bunlardan sadece üçü…

Geçen seneki ilk albümünüz Merhem’in ardından büyük bir başarı yakaladınız. Şimdi de Harbiye Açıkhava, Bostancı Gösteri Merkezi ve Zorlu PSM’deki konser kayıtlarınızdan bir canlı albüm yayınlıyorsunuz. Nasıl hissediyorsunuz? 

Özellikle Harbiye’de konser yapmanın her zaman hayalini kuruyordum. Ama teklif ilk geldiğinde haftalarca “Gerçekten mi?” diye düşünmüştüm. İnsan yaşarken olanı anlamıyor. Harbiye’de yapabileceğimizin en iyisini yapalım diye uğraştık. Bu ilk konser için kostümden orkestraya her şeyi planladık. Ama artık çok da büyütmemeye çalışıyorum. Çünkü yeniden sahne alacağımı biliyorum.

Melike Şahin bu yaz Danimarka’da Roskilde Festival’da da sahne alacak

Kostümler önemli

Nasıl bir albüm bu?

Albümde Bostancı Gösteri Merkezi, Harbiye Açıkhava ve Zorlu PSM’deki ilk konserlerimden bir akış yaratıyorum. Şarkılar dışında takdimler de var. Gerçekten bir konserdeymiş gibi hissettiriyor. Stüdyoda şarkı söylerken çok steril bir ortamdasınız. Konserler böyle değil, hatalar da oluyor. Ben bu ilk konserleri paylaşmayı bir cesaret olarak görüyorum. İnsan ilk Harbiye konserinin kaydını paylaşır mı? Bari beşinciyi bekleseydim de her şey otursaydı!

Tüm bu konserler bir müzisyen olarak sizi nasıl büyüttü?

Her büyük konserde tuhaf hissediyorum. En son Bostancı konserinden sonraki sabah fotoğraflara bakarken ağladım mesela. İnsanların gözlerinin önünde bir kız büyüyor. Sahnede gördüğünüz o kadını ben de izliyorum. Garip bir his bu. Bedensel varoluşumla çok da barışık bir insan değildim. Tüm bu konserler beni de değiştiriyor. Kararlarıma ve kendime güvenmemi sağlıyor. Eskiden “Bunları hak edecek ne yaptım” derdim ama artık neler yaptığımı biliyorum. Ama bu yükseliş “Orada kalabilecek miyim” diye korkutuyor da..

Sahnedeki kostümleriniz sizin için çok önemli.

Kostümler maddi olarak büyük bir yük. Ama üstümde taşıdıklarım, saçım, makyajım ortaya çıkaracağım ‘persona’nın mazotu. Büyük sahnelere çıktığımda insanlara karşı bir sorumluluğum olduğunu düşünüyorum. Bence dinleyicilerin beni nasıl gördükleri en az ne söylediğim kadar önemli. 

Bu yaz Avrupa’nın büyük festivallerinden Roskilde Festival’de de sahne alacaksınız. Neler düşünüyorsunuz?

İnanılmaz bir şey. Roskilde büyük bir olay. Hayatımın bundan sonraki akışıyla ilgili bir eşikten geçiyormuşum gibi hissediyorum. Şimdiden neler yapacağımızı tasarlıyoruz. Bunun bir kapı olmasını istiyorum. Yurt dışında üretim olarak da daha fazla var olabilmek istiyorum.

Mezun olduğunuz Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemler size bu ülkeye dair neler söylüyor? Umudu nerede buluyorsunuz?

Daha ne kadar beter şeyler olacak değil mi? Farkında olmadan ne kadar çok şey yaşıyoruz. Türkiye’nin durumunu anlamak için Boğaziçi’ndeki olaya bakmak lazım. Her şeyi özetliyor. Orada yaşananı büyük ölçekte her yerde görebiliyorsunuz. Buradan Tarkan’ın Geççek’ine geliyoruz sanırım (Gülümsüyor). Memleket son yıllarda bir umut yakaladı artık. Sanattaki motivasyon nedir? İnsanlara hayata devam etmeye, anlaşıldığına, yalnız olmadığına dair umut vermeye çalışıyorsun. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. 

Melike Şahin yeni teklilerle karşımızda

Bergen yorumu: Kader Diyemezsin

Bergen’in hayat hikayesini, başına gelenleri ilk kez duyduğumda şok olmuştum. Ondan bir şarkı seçerken ne kadar kederli şeyler yazdığını fark ettim; yüzü hiç gülmemiş. Kader Diyemezsin’i seçtim. 

Ah! Kosmos’la Miras

Ben hangi müzisyenle çalışıyorsam onun alanına giriyorum. Başka birisiyle, onun temalarında düşünmek hoşuma gidiyor. Bana canlılık veriyor. Başak Günak (Ah! Kosmos) beni Berlin’deki stüdyosunda oturttu ve bir anda “Bitiriyoruz” dedi. Anında yazdım. Sanki bu anı bekliyormuşum.

Gazapizm’le düet yolda

Bir önceki albüm için de konuşmuştuk. Bunda nakaratı beraber yazdık ve bence efsane oldu. Anıl Acar’ın (Gazapizm) zaten aşırı geniş bir dinleyici kitlesi var. Umarım bana da “Tamamdır” derler. Bence sanatçı dediğin çok yönlü olmalı, o yüzden bu birliktelikler çok hoşuma gidiyor.