Sadece sekiz saatlik bestesi “Sleep” bile Max Richter’i çağımızın en enteresan müzisyenlerinden biri yapmaya yetiyor. Modern hayatın ve teknolojinin bizi bir anlamda dijital köleler haline getirmesinden, artık sağlıklı bir uykuya dahi dalamıyor oluşumuzdan yola çıkmış “Sleep”. Bu eserin gece yarısından günün ilk ışıklarına kadar süren canlı performanslarından birinde, Los Angeles’ta çekilen Max Richter’s Sleep (Max Richter Uykusu) şu sıralar MUBI’de gösterimde. Bu belgeselde kolektif bir uykuya hazırlanan yüzlerce dinleyiciyi ve Richter’in benzersiz performansını izliyoruz. Onunla uyku ve müzik ilişkisini, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nden yola çıkarak bestelediği “Voices”ı, Brad Pitt’in başrolünde olduğu Ad Astra’ın soundtrack’ini nasıl Satürn’de kaydettiğini konuştuk. Kolektif bir uyku ve müzik deneyimi Max Richter Uykusu. Müzik, bir topluluk olmamıza nasıl hizmet ediyor? Birlikte müzik çalmak ve dinlemek bizleri dilin ve kelimelerin yapabileceğinden daha derin bir şekilde bağlıyor. Besteci olmama ve diyalog üzerine çalışmama rağmen, bunun nasıl olduğu benim için hala bir gizem. Bence bu, müziğin en büyülü yanlarından biri. “Sleep”in canlı performanslarında bu birliktelik hissini çok net yaşıyorsunuz. Sonuçta bu topluluk ve uykuyla ilgili bir eser. Tüm bu yabancılar bir araya geliyor, birbirlerine güveniyor ve uyuyorlar. Güçlü bir birliktelik var burada. Bu deneyim insanların kendilerini açmasını, kırılganlıklarını sergilemesini de sağlıyor. Müzik, duygularımızı özgürce yaşamamıza nasıl yardımcı olabilir? Entelektüel bir tarafı olsa da müzik duygusal bir dildir. Gerçekte olduğumuz insana dokunur. Bu özgünlük, gerçeklik ve toplumla bütünleşme hissi insan yaşamında çok değerli. Müzik ve yaratıcılık aslında bizi kendimize, doğamızdaki o en iyi tarafımıza da geri götürebilir. 

23.04.2021 04:50
Kurtuluş sanatta
Bazen sekiz saatlik deneysel eserlerle, bazen dev Hollywood projeleriyle karşımıza çıkan Max Richter, çağımızın en önemli müzisyenlerinden. Teknolojinin dengemizi bozmaya başladığını söyleyen Richter, yaratıcı sanatların ve müziğin bu veri bombardımanına karşı bir tür barikat oluşturduğuna inanıyor
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Sıla Gençoğlu’nun yasından doğan albüm
05 Aralık 2025
Simge’den aşk, yas ve iyileşme üzerine yeni albüm: Artık sahnede de, evde de sokakta da aynı kişiyim
28 Kasım 2025
Fazıl Say Doğu ile Batı’yı notalarıyla buluşturuyor
21 Kasım 2025
Müziğin fonda olduğu bir Beyoğlu anlatısı
21 Kasım 2025
Müzik dünyasının konuştuğu dört önemli albüm
Tüm Yazıları
14 Kasım 2025