30 Nisan 2024, Salı Gazete Oksijen
03.09.2021 04:30

“Önce müziğe sarılmak lazım”

Harbiye Açıkhava’da iki kapalı gişe konser veren mor ve ötesi, yoğun istek üzerine 3 Eylül akşamı yeniden burada, 4 Eylül’de ise Kemerburgaz YBY Etkinlik Alanı’nda sahnede olacak

Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda mor ve ötesi’nin sahneye çıkmasını bekliyorum. Türk müzik tarihinin hem beste hem de söz açısından en kuvvetli topluluklarından biri mor ve ötesi. Ülke tarihinin çok tuhaf bir dönemini ve o dönemin dayattığı duyguları derinden hisseden bir kitlenin ruhunu her zaman çok iyi yansıttılar. Bunu yapmaya da devam ediyorlar. Biraz da bu yüzden, güvenli, sizi hep kollayan bir dost gibi hissettiriyorlar. Sahneye çıktıklarında da bu samimiyeti ve dostluğu ilk andan itibaren hissediyorsunuz. “Her biri tek başına depresyona sürükleyecek şeylerin sürekli yaşandığı bu ülkede, iki saatliğine mutlu vakit geçirmek istiyoruz” diyor, hemen konserin başında vokalistleri Harun Tekin.

Umudu kaybetmeyin

Fark ediyorum ki bir konserde tam olarak nasıl mutlu olunur, huzurlu bir kolektif bilincin parçası nasıl olunur, biraz unutmuşuz. Ama hızla hatırlıyoruz, iki saat süren performansta seyirciler kozasından yavaş yavaş çıkan bir kelebek gibi ayaklanıyorlar. “Bazı şeyleri hatırlatmadan olmuyor ama özgür basın olmadan demokrasi olmaz” açıklamasıyla, medyayı eleştirdikleri “Cambaz”ı çalmaya başladıklarında, artık yerinde oturan tek bir seyirci dahi kalmıyor. Bir başka şarkının öncesinde Harun Tekin; “İlk müzikten vazgeçiliyor ama aslında ilk ona sarılmak lazım. Çünkü birbirimizi ancak böyle iyileştirebiliyoruz” dediğinde seyircinin paylaştığı alkış, sanki bu fikrin doğruluğunu yansıtıyor. Kapanış şarkıları “Uyan”ı ise; “Ne olur yaşama sevincimizi ve umudumuzu kimsenin elimizden alamayacağını unutmayın” cümlesiyle sunuyorlar. Şarkıdaki “Uyan artık uyan / Karanlık uykundan” sözleriyle sanki hepimizi silkeleyip, içinde bulunduğumuz bu zorlu dönemin sona ermesini isteyerek bitiriyorlar konseri. Kulise onlarla sohbet etmek için geçtiğimde, ülkenin tüm yorgunluğuna rağmen, sahneden inmiş olmanın huzurunu ve mutluluğunu elbette yaşadıklarını fark ediyorum. Onlar için duygularını müzikleriyle paylaşmak, sözlerle dayanışma sağlamak ve elbette dinleyiciyle aralarında oluşan karşılıklı bağ büyük bir sevinç kaynağı. Uzun sohbetimiz sırasında bir sır da veriyorlar bana. Hepimizi heyecanlandıracak, çok mutlu oldukları bir sır. Yakında bu haberi hepiniz öğreneceksiniz.